Rahmi Turan: Umudumuz 14 Mayıs

Her yanımız dökülüyor.

Derdimiz yalnız deprem ve seller değil!

Her yanımız dökülüyor.

Zamanla yaraları sararız, ekonomiyi de düzeltiriz ama özgürlüğümüzü kaybedersek bunu tekrar kazanmamız çok zor!

Uluslararası kuruluşların Türkiye için açıkladığı raporlar kahredici!

“Özgür olmayan ülkeler” grubunda yer alıyoruz.

Bu, büyük ayıp bizim için…

2018 yılında kadar “Yarı özgür” ülkeler arasındaydık. Son 5 yıldır artık, demokrasinin olmadığı, insan haklarının dikkate alınmadığı, “özgür olmayan” ülkeler sınıfına girdik!

“Tek Adam” sistemi ile son 5 yılda sağlıklı işleyen bir kurum, düzgün giden bir iş kalmadı.

Medya özgürlüğü yerlerde sürünüyor. Kadınların masum gösteri yürüyüşleri bile polis zoru ve biber gazlarıyla engelleniyor.

Son deprem felaketi yönetimin zafiyetini acı bir şekilde yüzlerimize çarptı!

Bir de sel felaketi yaktı canımızı… Depremden kurtulanlar sellerden öldü. Acılar daha da büyüdü.

Depremden bu yana yaklaşık bir buçuk ay geçti. Bölgede hâlâ çadırsız aileler, “temiz su” diye kıvranan insanlar var.

Afeti, yönetmesi gereken devlet kurumlarının içi boşaltılıp, liyakatsiz insanlarla, eş-dost ve akrabalarla doldurulduğu için felaketin acıları maalesef daha da arttı.

“Asrın felaketi” diye işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar ama kendi yanlışlarını görmüyorlar.

Ehil olmayan, iş bilmez kişilerin yönettiği kurumlar, yaşanan felâketleri daha da büyük facia haline getirdi!

Valiler, birer parti üyesi gibi, devlete-millete değil, partiye çalışıyor! Mesela Malatya Valisi…

Saadet Partisi Malatya İl Teşkilatı, günde 10 bin kişiye sıcak yemek sağlayan bir aşevi kurdu. Güzel ve insancıl bir davranış, değil mi?

Hayır! Malatya Valisi bunu uygun görmedi ve valilikten emir geldi. Bir yetkili gelip “Aşevini kapatın! İki saat içinde her şeyi kaldırın! Araçlarınızı bile burada görmeyeceğiz!” dedi.

Hoppalaa! Nasıl partizanca bir tutum bu?

Yaa Vali beyefendi, orada her gün 10 bin felaketzedeye sıcak yemek dağıtılıyor. Zavallı, çaresiz insanlar aç mı kalsın? 10 bin kişiyi sen mi doyuracaksın?

Amaç belli: Saadet Partisi'nin bu hizmetinin AKP'nin aleyhine olacağını düşünüyorlar. İşte böyle kafalar yönetiyor Türkiye'yi…

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu “Sergilediğiniz bağnazlık ve aymazlıktan vaz geçin.” diye tepki göstermekte tabii ki, çok haklı…

Kamuoyunun baskısıyla aşevi yeniden açılsa bile, bu olay kapkara bir zihniyeti göstermesi bakımından çok önemli!

Bu partizanlık bitsin diye 14 Mayıs seçimlerini dört gözle bekliyoruz!

Deprem ve sel, liyakatsiz yönetimi sınıfta bıraktı!

Ülkede acınacak bir düzensizlik var.

Deprem bölgelerini bu defa seller bastı, yönetim bir kez daha sınıfta kaldı!

AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) bir rant merkezi olmuş durumda…

155 yıllık Kızılay'ı, babalarının çiftliğine döndürdüler… Tarihi kurum eş, dost, akraba ve yandaşla doldu.

12 şirketten ayrı ayrı maaş alan ve ayda 300 bin lira kazandığı belirtilen Kızılay Başkanı bu konuda yalnız değil. Tepedeki diğer isimlerin de, Kızılay'a bağlı şirketlerden, 2 maaştan başlayıp 12 maaşa kadar yükselen ballı maaşlar aldıkları haberleri gazetelerde yayınlandı.

Kızılay vatandaştan çok kendileri için çalışan bir kurum gibi!

Depremden 40 gün sonra bile bölgede hâlâ çadır, su ve gıda sorunu yaşanıyor.

Üstelik, bir de sel felaketi geldi. Yanlış yerlerde kurulan çadırlara sular doldu, talihsiz insanlarımızı ikinci bir felâket vurdu.

On binlerce depremzede aç ve açıkta ama iktidar “Hiçbir yurttaşımızı aç ve açıkta bırakmayacağız” diye övünmeye devam ediyor. Bu sözlere kendileri inanıyor mu acaba?

GÜNÜN SÖZÜ

Ayaz oldu, bulut oldu, kara günleri unut, yeni günler umut oldu!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.