BirGün'den Dilara Şimşek'in yapılan incelemelere göre Müslüme'nin boyun kısmında 70 yaşındaki dede Hasan Yağal'ın DNA’sı bulunurken yapılan analize göre Müslüme’nin 14 yaşındaki ablasının babasının Hasan Yağal olduğu ortaya çıktı. Şüpheler cinsel istismar ve cinayet üzerinde yoğunlaştı. Önceki gün ilk kez hâkim karşısına çıkan aile üyeleri suçlamaları reddederken şüpheli Hasan Yağal, boyunda bulunan DNA örneğiyle ilgili “Her gördüğümde Müslüme'yi yüzünden öperim. Boynundan DNA çıkması normal. Bundan cinsel bir eylem olduğu çıkmaz” dedi.
Raporda yer alan ifadeler şöyle:
“Şüphelinin savunmasında belirttiği gibi basit bir öpme olarak değerlendirilemeyeceği; şüpheli ile maktulenin yoğun bir temas yaşadığına dair gösterge niteliğinde… Delillere göre maktulenin nitelikli cinsel istismar eylemine maruz kalıp öldürüldüğü kanaatine ulaşıldığı…”
Öte yandan raporda Müslüme’nin cesedinin ailenin yaşadığı bölgeye 7 kilometre uzaklıkta bulunmasının ‘hayatın olağan akışına aykırı’ olduğu ifadeleri yer aldı:
“2 buçuk yaşında bir kız çocuğunun o bölgeye çadır bölgesinden kendi kendine gitmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, cesedin bulunuş şeklinde tespit edilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde olayın cinayet olduğu hususunda kuşku bulunmadığı…”
Müslüme'nin ölümüne ilişkin davanın ilk duruşması önceki gün Silifke 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Şüpheli dede Hasan Yağal tutuklu olarak yargılanırken anne Selvi, babaanne Ayşe Yağal ile ağabey O.Y. de tutuksuz yargılandı.
Anne Selvi Yağal, duruşmada Müslüme'nin ölümüyle ilgili kimseden şikâyetçi olmadığını söyledi. Mahkeme heyeti, DNA raporunu hatırlatarak Hasan Yağal'a Müslüme'nin ablası diğer torunu A.Y.'nin kendi çocuğu olup olmadığı konusunda soru sordu. Yağal ifadesinde, "Raporu bilemem. Belki akrabalıktandır” ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Adli Tıp Uzmanı Halis Dokgöz ise “DNA raporları yüzde 99.9 doğruyu söyle, DNA raporları yalan söylemez” diye ifade etti.