Yazar Eylem Tok'un oğlunun karıştığı kazayla ilgili Revna Demirören vasıtasıyla "haber yapılmaması" talimatı aldığını iddia eden eski DHA muhabiri Rojda Altıntaş, kendi YouTube kanalından yeni iddialarda bulunmuş oldu. Yaşadığı süreci detaylıca anlattığı bir video yayınlayan Altıntaş, tüm süreçte korktuğunu ve yaşadıklarını unutmak istediğini anlatan, yaşadığı vicdan azabı sebebiyle bugün olanları açıkladığını söyledi. Altıntaş, "Revna Demirören, ‘Rojda Hanım merhaba, ben Revna Demirören. Gazeteciliğinize saygım sonsuz, etik değerlere çok önem veriyorum fakat bu çocuk benim çocuğumun arkadaşı, psikolojisi hiç iyi değil. Sizden rica ediyorum bu haberi yapmayın. Yapacaksanız da lütfen çocuğun adını ve detayları kapatalım’ dedi" ifadelerini kullandı.
Revna Demirören'in daha sonra kendisini Facetime üstünden İlker adlı şoförünün telefonundan aradığını öne süren Altıntaş, "Ekran görüntüsü aldım, patronun bizi aramayacağını düşünen istihbarat şefime gönderdim. Daha sonra bana, haberin yayımlanmayacağı bildirildi" dedi.
Yazar Eylem Tok’un 17 yaşındaki oğlu Timur C.’nin karıştığı ve Oğuz Murat Aci’nin yaşamını kaybetmesine neden olduğu kazadan sonra Demirören Ailesi’nin kazanın haber yapılmaması için DHA muhabirini arayarak devreye girdiği iddia edildi. DHA muhabiri, Yıldırım Demirören'in eşi Revna Demirören’in şoförü olduğunu söyleyen İlker isimli şahıs kendisini aradığı konuşmanın kaydını paylaştı, sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, "Bağlı bulunduğum yayın kuruluşunun patronajı ve sair çevreler tarafınca çeşitli baskılara maruz kaldım" dedi.
Söz konusu iddianın peşinden DHA Genel Müdürü Celal Korkut'tan açıklama geldi. "Meslektaşım Rojda Altıntaş'ın kayda aldığı telefon görüşmelerinde tam olarak ne yaşadığını ve eğer var ise baskıyı benimle açıkça paylaşmasını beklerdim" diyen Korkut, "Bir an önce iş başı yapıp kaldığı yerden görevine devam etmesini umuyorum. Rojda Altıntaş’a ve kamuoyuna duyurulur" diye çağrı yaptı. Altıntaş ise Korkut'a, "Her şeyden haberiniz vardı. Başka ses kayıtları veya görüntüler olup olmadığını merak ediyorsunuz. Bu sebeple her şeye rağmen DHA’nın resmî hesabından beni işe çağırmak zorunda bırakılmışsınız, ne kadar üzücü. Ancak işe dönmeyeceğim" yanıtı verdi.
"3 MART SAAT 11.50’DE REVNA DEMIRÖREN ARADI"
Altıntaş bu akşam kendi YouTube kanalından yeni iddialar paylaştı. Aci’nin yaşamını kaybettiği trafik kazasının peşinden yaşadığı süreci detaylıca anlattığı bir video yayınlayan Altıntaş, tüm süreçte korktuğunu ve yaşadıklarını unutmak istediğini söylerken, yaşadığı vicdan azabı sebebiyle bugün olanları açıkladığını söyledi.
Bu süreçte Timur C.’nin babası Bülent Cihantimur’a ulaşmaya çalıştığını da anlatan Altıntaş, Cihantimur’a gönderdiği mesajdan yalnız 10 dakika sonra Revna Demirören’in şoförü olduğu söylenen "İlker" tarafınca arandığını ve "haberi yapmaması gerektiği"nin söylendiğini iddia etti. Ertesi gün, 3 Mart’ta haber müdürü tarafınca arandığını söyleyen Altıntaş, müdürünün, patronun şoförü tarafınca arandığına inanmadığını ve 3 Mart saat 11.50’de ise Revna Demirören tarafınca arandığını iddia etti.
"'Psikolojisi hiç iyi değil; haberi yapacaksanız da lütfen adını kapatalım’ dedi"
Altıntaş devamını şu şekilde söyledi:
"Bu süreçten sonra 3 Mart’ta beni İlker denen kişi neden aradı, patron neden araya girdi? 3 Mart günü Murat Kurum bir basın toplantısı vardı, oraya gittik. Çok kalabalıktı, beni İlker denen kişi yeniden aradı. Ve dedi ki ‘Rojda Hanım merhaba, Revna Demirören yanımda ve sizinle konuşmak istiyor. İstihbarat şefim beni arayanın patronlar olduğunu inanmadığı için ben de artık inanmamaya başladım, Bülent Cihantimur’un yakınları haberi durdurmaya çalışıyor olabilir diye düşünmeye başladım.
Revna Demirören dedi ki, ‘Rojda Hanım merhaba, ben Revna Demirören. Gazeteciliğinize saygım sonsuz, etik değerlere çok önem veriyorum fakat bu çocuk benim çocuğumun arkadaşı, psikolojisi hiç iyi değil. Sizden rica ediyorum bu haberi yapmayın. Yapacaksanız da lütfen çocuğun adını ve detayları kapatalım’ dedi. Ben de dedim ki, ‘Ben sizin Revna Demirören olduğunuza inanmıyorum.’ Bu tavrım tamamen istihbarat şefimin bir patronun bizi aramayacağını düşündüğünden dolayıdır.
"FACETIME ÜSTÜNDEN ARADI, EKRAN GÖRÜNTÜSÜNÜ ISTIHBARAT ŞEFIME GÖNDERDIM"
Bana ‘Nasıl inandırayım’ dedi, ben de ‘Görüntülü arayın’ dedim. Beni Facetime üstünden Revna Demirören gene İlker denen kişinin telefonundan aradı. Ekran görüntüsü aldım, patronun bizi aramayacağını düşünen istihbarat şefime gönderdim. Daha sonra bana, haberin yayımlanmayacağı bildirildi. Ben genç bir muhabir olarak bu haberin üzerine gitmemem gerektiğini, başımın belaya gireceğini, ailemle ilgili problemler yaşayacağımı kendime onlarca kere yeniden ettim.
"İLKER 'O FOTOĞRAF BAŞKA BIR YERE GÖNDERILMEYECEK' REVNA HANIM ISTEMIYOR’ DEDI"
Neden bunu dedim. Ben Revna Demirören’in fotoğrafını istihbarat şefime attıktan sonra bana yeniden telefon geldi. İlker aradı beni ve ‘Rojda o fotoğraf başka bir yere gönderilmeyecek. Revna Hanım istemiyor’ dedi ve suratıma kapattı. Bana hiç söz hakkı bile vermedi. Ben orada nasıl tehlikeli insanlara bulaştığımı anladım. Eve geldim ailemle konuştum, konuyu kapatmam gerektiğini bu insanlara gücümüzün yetmeyeceğini söylediler.
"BU IŞTEN KURTULMAK IÇIN KISACIK DA OLSA YAYIMLAMAYA KARAR VERDILER"
Akşam sıralarında gene bir telefon trafiği vardı. Haberi Genel Müdürümüz Celal Korkut okumuş vs. yayımlanmasına karar verilmiş. Şaşırdım, nasıl yayımlanacak dedim? Haberi yayımladılar. Çarpan kim, ne oldu vs. hiçbir detay yok. Küçücük bir kaza haberi… Çok da dikkat çekmeyecek bir hale getirilmişti haber. Neden haber yayımlandı? Çünkü bugün olacakları tahmin ettiler ve bu işten kurtulmak için kısacık da olsa bir haber yayımlamaya karar verdiler. Ben orada artık bana güvenmediklerini, bir gün bu işi patlatacağımı düşündükleri için kısa bir haber yayımladıklarını anladım."