ŞAMPUANLAR NASIL ÇALIŞIR?
Herhangi bir şampuanın temel bileşeni genellikle yüzey aktif maddelerdir. Bu bileşiklerin moleküllerinin bir ucu yağları çekerken diğer ucu suyla yıkanır. Yani, saç yıkandığında, yüzey aktif maddenin bir ucu saç derisindeki yağa yapışır ve ardından su ile durulanır. En yaygın yüzey aktif maddelerden biri sülfatlardır. Ancak, modern uzmanlar genellikle sülfatların çok agresif olduğunu ve saç derisindeki doğal yağları dahi temizlediğini iddia ederler.
Ayrıca, sülfatların kafa derisinde bulunan yağ bezlerinin daha aktif çalışmasını teşvik ettiğine ve sebum kaybını telafi etmeye çalıştıklarına inanılıyor. Bu da saçın daha hızlı yağlanmasına neden olabilir. Sonuç olarak, saçlarımızı ne kadar sık yıkarsak, o kadar çabuk yağlanabilirler. Ancak, tamamen şampuandan vazgeçmek uygun değildir. Cilt tipinize uygun bir kozmetik ürün bulmak yeterlidir.
ŞAMPUANLARDA HANGİ MADDELER BULUNUR?
Şampuanın içeriğini okurken içerdiği bileşenlere dikkat etmek önemlidir. Bu bileşenler, en fazla bulunanından en az bulunana doğru sıralanır. Bu nedenle, üretici ilk sıralarda en fazla bulunan içerikleri listelerken, listenin sonunda ise daha az miktarda bulunanları belirtir.
Bu bilgi, şampuanın gerçek etkinliğini kontrol etmenize yardımcı olabilir. Örneğin, bir şirket ilaçlı olduğunu iddia ediyor ancak şifalı bitkiler listesinin sonunda yer alıyorsa, muhtemelen başarılı bir pazarlama stratejisiyle karşı karşıyasınızdır ve kozmetikten öteye geçen bir fayda beklememek daha mantıklı olabilir.
Şampuanın türüne ve üreticisine bağlı olarak ürün aşağıdaki maddeleri içerebilir:
Şampuanın bileşenleri genellikle şu şekilde sıralanabilir:
1. Su: Şampuanın hacminin büyük bir kısmını oluşturan ve diğer bileşenlerin seyreltilmesine yardımcı olan ana bileşendir.
2. Yüzey aktif maddeler: Temizlik özelliklerinden sorumlu olan anahtar bileşenlerdir. Sodyum lauril sülfat (SLS), sodyum lauret sülfat (SLES), sodyum kokosülfat, amonyum lauril sülfat ve amonyum lauret sülfat gibi yaygın olarak kullanılan çeşitleri bulunur.
3. Yumuşatıcı maddeler: Saçları nemlendirerek kuruluğu ve kırılganlığı önlemeye yardımcı olurlar. Gliserin, yağlar ve pantenol gibi maddeler içerebilirler.
4. Koruyucular: Ürünün belirli bir süre boyunca saklanabilmesi için gerekli olan bileşenlerdir. Mantar ve bakteri üremesini önlemeye yardımcı olurlar.
5. Koyulaştırıcılar: Ürüne viskozite kazandırmak için kullanılan bileşenlerdir. Guar zamkı ve sodyum klorür gibi maddeler sıklıkla kullanılır.
6. Boyalar: Belirli bir renk elde etmek için eklenirler.
7. Tatlandırıcılar: Sentetik veya doğal olabilirler.
Bunların yanı sıra, şampuanın türüne ve amacına bağlı olarak vitaminler, proteinler, bitki özleri gibi ek bileşenler de içerebilir.
SAÇ ŞAMPUANININ BİLEŞİMİNDE NELER OLMAMALIDIR?
Bu bileşenler saç derinize ve saçınıza zararlı olabilir; bu nedenle bu tarz şeyleri içeren ürünleri satın almaktan kaçının:
Agresif yüzey aktif maddeler olan sodyum lauret sülfat (SLES) ve sodyum lauril sülfat (SLS), saç derisini tahriş edebilir ve saçı kurutabilir. Bu maddeler tamamen zararlı olmasa da, büyük miktarlarda kullanıldığında hoş olmayan sonuçlara yol açabilirler.
Parabenler, şampuanın raf ömrünü uzatan koruyuculardır ancak alerjik reaksiyonlara ve kaşıntıya neden olabilirler.
Ftalatlar, şampuanın stabilitesini ve dokusunu iyileştirmek için kullanılan plastikleştiricilerdir. Hormonal bozukluklara ve üreme sistemi sorunlarına neden olabilirler.
Silikonlar, yıkandıktan sonra saçın pürüzsüzlüğünü ve parlaklığını artırmak için eklenir. Ancak kafa derisinde birikerek saçın kırılganlığına ve kuruluğuna neden olabilirler.
Formaldehitler, alerjik reaksiyonlara neden olan koruyuculardır. Şampuanın bileşiminde çok sayıda varsa saç ampulünün zayıflamasına ve kaybına katkıda bulunabilirler.
Mineral yağlar, gözenekleri tıkayan ve saç derisinin doğal olarak nefes almasını önleyen bir yağ işleme ürünüdür.
Tatlandırıcılar ve boyalar, büyük miktarlarda tahrişe ve kaşıntıya neden olabilirler.
ŞAMPUANIN İYİ BİR BİLEŞİME SAHİP OLDUĞU NASIL ANLAŞILIR?
Kitlesel pazar ürünleri bile etkili olabilir ve saç derisine zarar vermeyebilir. Örneğin, hafif yüzey aktif maddeler içeren şampuanları tercih edebilirsiniz. Bu şampuanlar, gözleri ve cildi tahriş etmeyen bileşenler içerir, örneğin hindistancevizi oleik yağı bazlı Sodyum kokoil isetionat (SCI) veya Magnezyum Lauril Sülfat.
Hassas cilde sahip kişilerin, sülfatsız şampuanları tercih etmeleri daha iyidir. Bu şampuanlar, yüzey aktif maddenin hindistancevizi yağının yağ asitlerinden sentezlenen bir maddeyle değiştirildiği sülfatsız formülasyonlardır. Bu şampuanlar koruyucu yağ tabakasını yıkamazlar, ancak pratikte köpürmediklerini unutmamak önemlidir. Bu nedenle, başınızı yıkamak için daha fazla miktarda ürün kullanmanız gerekebilir. Sülfatsız şampuanlar, şekillendirici ürünler kullananlar için uygun değildir, çünkü saçları silikonlardan ve yağdan yıkayamazlar. Ayrıca, güzellik uzmanları, yağlı saç derisine sahip kişilerin bu tür şampuanları kullanmamalarını önermektedir.
Ayrıca bol miktarda nemlendirici madde içeren şampuanlar yağlı saç derisini iyi temizleyemeyebilir. Bu tür şampuanlar, genellikle kuru saçlar için daha uygundur.
Bakım maddeleri saçları itaatkar ve yumuşak hale getirir, antistatik özellikler sağlar. Gliserin içeren ürünleri tercih edebilirsiniz çünkü gliserin, saçın köküne nemi çeker ve saç gövdesini güçlendirir. Hasar görmüş saçın yapısını eski haline getirmek için kolajen ve proteinler gereklidir.
Çeşitli vitaminler, esansiyel ve bitkisel yağlar, tahrişi gidermeye ve kafa derisinin durumunu iyileştirmeye yardımcı olabilir. Özellikle B5 vitamini (pantenol) ve B7 vitamini (biotin), saç kaybını önler ve saçların sağlıklı kalmasına yardımcı olabilir.