İYİ Parti'nin 3. Olağan Kurultayı üzerine çok şeyler söyleniyor, farklı yorumlar yapılıyor. Meral Akşener, kurultay sonrası Ankara'dan ayrılmadı. Bayramı da Ankara'da geçirecek. Torunları da Ankara'ya geldi. Akşener, Başkanlık Divanı üyelerini belirleme çalışmalarını da bu süreçte yürütecek, bazı dengeleri dikkate alarak Divan'da önemli değişikliklere gidecek.
Yönetime muhalif olarak bilinen isimlerin bazıları İYİ Parti'den istifa etti. “Partinin yönetilemez hale geldiğini” belirtenler de, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) bağlantılı olduğu öne sürülen bazı isimlerin milletvekili adayı gösterilmesini, temayül sonuçlarına uyulmadığını gerekçe gösterenler oldu.
HEMEN SAHAYA ÇIKIYOR
Genel Başkan Meral Akşener'in kurultayda yaptığı konuşmada en büyük pişmanlığının CHP'den 15 milletvekili almaları ve böylece grup kurup seçime katılmaları olduğuna ilişkin sözleri de “Nankörlük” olarak yorumlandı. Divan'da, Genel İdare Kurulu'nda yapılan eleştirilere değil, dışarıda konuşulanlardan büyük rahatsızlık duydu. Akşener'in bu tür konuşmalara meydan vermeyecek bir tutum izleyeceğinin işaretleri de konuşma metninde yer aldı.
2024 yılının mart ayında yapılacak belediye başkanlığı, il genel meclisi üyeliği seçimleri için İYİ Parti, zaman geçirmeden çalışmalara başlıyor. Meral Akşener, il, ilçe ziyaretlerine bayram sonrası başlayacak. Adaylarını da erken belirleyip seçime şimdiden hazırlanmalarının yolunu açacak.
O SÖZLERE ÇILDIRDI
Meral Akşener'in kurultayda bu kadar sert konuşmasının nedenini, yakın çalışma arkadaşına sordum. Şunları anlattı:
“Parti içinde, ‘Muhalif' dediğimiz küçük bir grup vardı. Ama onlar tamamen kayboldu gitti. Genel Başkan'ın onların konuşmasına eleştirisi yoktu. Kurultay konuşmasında ‘Önce kendim özeleştiri yapacağım' demesinin sebebi de oydu. Yani ‘Bazı eleştiriler var ki ben onları saygıyla karşılıyorum ve özeleştirimi yapıyorum' mesajıydı. Ama ‘Parayla milletvekilliği sattı, sırayı verdi, ondan şu alındı' gibi söylentilere Genel Başkan çıldırdı. Yani tepkisi o bölümlereydi, o sözlereydi.
Genel İdare Kurulu'nu bayram sonrası toplayacak. Yeni divan seçilecek. Bu noktadan sonra herhangi bir itiraz olacağını sanmıyorum. Bir siyasi parti kanadından bazı yazarlara, yorumculara bazı şeyler yazdırılıyor. Örneğin, ‘Koray Aydın, Müsavat Dervişoğlu, Erhan Usta gibi isimlerin Meclis'e gönderilerek parti içi siyasetten uzaklaştırıldıklarını' öne sürüyorlar. Bir yan bunu söylüyor, diğer tarafta da partinin tekrar ülkücü çizgiye yöneldiği belirtiliyor. Partinin kafası karışık değil, yazanların biraz kafası karışık.
Bir dönem Genel Başkan, ‘Ben PKK'lı mıyım, yargısız infazcı mıyım? İkisi birden olmaz' diyordu. Şimdi ‘Ülkücüleri partiden tasfiye mi ediyor, iç siyasetten mi, yoksa partiyi ülkücü çizgiye mi çekiyor' gibi farklı yorumlar var. Genel Başkan, ölçüyü kaçırmadıkları sürece herkesi dinliyordu. Şahsi görüşüme göre partide fazla demokrat davranıyordu. Bu saatten sonra genel başkan daha çok hesap soracak gibi görünüyor.
GENEL BAŞKANIN FITTIRDIĞI AN
Birisi kalkıp, ‘Milletvekilliği sıraları için para aldığınız söyleniyor' deyince Genel Başkan'ın bütün sigortası attı. ‘Ben büyükşehirlerde temayül yapacak ve sonuçlara uyacağım. Kontenjan kullanmayacağım. Giren girsin' demişti. ‘Ona ben girmem. Neden bana kontenjan kullanmadınız' diyen ya da istedikleri yerlerden, istediği sıradan aday gösterilmeyenler genel başkana muhalif oldu.
İstanbul birinci bölgede Nimet Özdemir, kapı kapı dolaşıyordu. Seçime girdi, birinci oldu. O bölgeden aday gösterilmesine tepki gösterenler de vardı. Daha önce Genel Başkan aleyhine bir dünya laf eden Ersin Beyaz, temayülde üçüncü bölgede birinci sırada çıktı. Genel başkan dokunmadı ve onu da ilk sırada aday gösterdi. Aday gösterilmeyenler, sırasını beğenmeyenler, ‘Başkanlık divanında niye yokum' dediler, yok ‘para' dediler, ‘pul' dediler. Genel başkanda onlara fıttırdı. Konuşmasında burayı açsaydı daha iyi olacaktı. O sinirle konuştu. Konunun iç yüzünü kendi bildiği için herkes biliyor diye düşündü. Biraz daha açmalıydı. Meral Hanım'ın en nefret ettiği şey akçeli işler.
CHP'YE NANKÖRLÜK MÜ?
CHP'den 15 milletvekili alınmasını ‘En büyük pişmanlığı' olarak niteledi. Ama bu pişmanlığı CHP mantığıyla demedi. Kemal Bey'e, aynı cümlelerin devamında teşekkür etti. ‘Siyaseten savaşmalıydık, mücadele etmeliydik, 15 milletvekiliyle işi kolay yoldan çözmemeliydik. Gerekirse YSK'nın, bakanlığın önüne gitmeliydik siyaseten pişmanlığımdır' dedi. Yoksa CHP açısından bir şey söylemedi.
Bazı yorumcular, siyasetçiler bu sözleri Kemal Bey'e, CHP'ye bir nankörlük gibi işliyorlar ama orada bir nankörlük yoktu. Sen ne dersen de karşıdakinin anladığı kadardır. Sonuçta keşke Akşener biraz daha konuyu açabilseydi. Metnin dışına çıkılan yerler derli toplu olmadı, yanlış yorumlara da neden oldu.”
Genel Başkan, yerel seçimlere ittifaksız girip partisini tartmak istiyor. Kuşkusuz bunun için Genel İdare Kurulu'na ve divana danışacaktır. İttifak için gidecek olan İYİ Parti olmayacak. İttifak isteyenin İYİ Parti'ye gelmesi beklenecek. 14 Mayıs seçim sonuçlarına göre değerlendirirsek ittifak olmadan Ankara, İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehir belediyesi CHP'nin elinden çıkar.”