Diyanet Teşkilatı’nın hac ibadetini ticarete çevirdiğini söyleyen ve kura sisteminin istismar edildiğini ileri süren Sanal, 11 senedir sıra beklediğini de belirterek, şunları söyledi:
"Hac ibadetini rant ticaretine çeviren Diyanet; kendi imkanıyla umreye giderek orada hac görevini de tamamlamak isteyen ahaliyi, durduk yere Suudi devletine ihbar etmiş! Tekeline aldığı bu ibadeti yapmak isteyen hacı adaylarını ‘yolunacak kaz’ gibi görme ısrarından vazgeçmiyor.
Suudi devleti tarafınca devletimize tanınan ve Diyanet tarafınca kullandırılan hac kontenjanları istismar ediliyor. Kuralar sanki İzmir işi çift gözlü torbadan çekiliyor ve torpili olmayanların şansı sıfır gibi. Öte yandan minareyi kılıfına uydurarak yapılan aleni istismarlar (VİP hacı, yandaş hacı, kontenjan hacısı, teşkilat hacısı, harcırah hacısı, eş-dost hacısı...) da işin cabası. Kontenjan istismarcıları yüzünden her yıl kuraya katılan normal vatandaşa sıra bir türlü gelmiyor! Örneğin bendeniz 11 senedir hac kurasına katılıyorum fakat şu ana kadar sonuç alamadım.
Diyanet’ten umudumu kesince Suudiler’in geçen yıl başlattıkları turist vizesi uygulaması yardımıyla bu yıl (2024) kendi imkanımla iki kere umreye gittim. Ziyaretlerimin her birini Diyanet’in normal umre fiyatının üçte birine mal ettim. Bu uygulama hac için de geçerli hale gelirse en azından eğitimli insanlar aracıya/tefeciye muhtaç olmadan gidip ibadetlerini yaparlar. Diyanet işte bu yolun açılmasını istemiyor."