AK Parti’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iki bakana ‘hakaret’ iddiasıyla 12 yıl 10 aya kadar hapsi talep edilen İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.
Mahkeme Kabaş’ın tutukluluk haline devam kararı alırken, duruşmayı da 11 Mart’a erteledi. Duruşma sonrası Kabaş, avukatı aracılığıyla TELE1 mektup gönderdi. “Sonsuza kadar susmamı lakin daha önemlisi susmamızı istiyorlar” diyen Kabaş’ın mektubu şöyle:
” ‘Hukuk karşısında herkes eşittir’ denilen evrensel ilkeye rağmen cumhurbaşkanına hakaret suçu denilerek özel bir koruma kalkanı yaratılmış. Anayasanın 90. maddesine göre böyle bir suçun uygulanması mümkün değil.
Böyle bir suç Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmeler açısından da geçerli değil. Benim açımdansa mesele şu: Ben artık son derece gayri hukuki kabul edilen böyle bir koruma kalkanı olsa da olmasa da cumhurbaşkanına hakaret etmem. Çünkü herhangi başka birine de hakaret etmem, edilmesini de tasvip etmem.
Peki asıl mesele nedir? İddia edildiği gibi bir hakaret midir? Yoksa Sedef Kabaş üzerinden topluma bir gözdağı vermek midir?
Konu sadece bir atasözü. Ama bakın neler oldu. Önce linç, küfür, hedef gösterme kampanyası başlattılar. Ardından gece yarısı gözaltına aldılar. Kaçma ve delil karartma şüphesi olmadığı halde tutukladılar.
Şimdi de bir yandan 250 bin TL’lik tazminat davası açarken diğer yandan da savunma hakkı dahi tanımadan iddianameye ek suçlar doldurup, 12 yıla kadar hapis cezası talep ediyorlar. Yani sonsuza kadar susmamı lakin daha önemlisi susmamızı istiyorlar.”