Avukatları aracılığıyla sorulara yanıt veren Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Bülent Arınç’ı istifaya götüren ve kendisi hakkında söylediği ‘serbest bırakılmalı’ çıkışından Erdoğan’ın reform vaatlerine, Berat Albayrak’ın istifasından, ufukta bir erken seçim olup olmadığı ve muhalefetle işbirliğine dair gündemdeki pek çok soruya yanıt verdi.
Tutulduğu Edirne Cezaevi'nden Deutsche Welle Türkçe'den Bülent Mumay'ın sorularına yanıt veren Demirtaş, Erdoğan'ın durumunun gittikçe zorlaştığını belirterek, tek seçeneğinin erken seçime gitmek olduğunu söyledi. Demirtaş, Arınç'ın "Demirtaş ve Kavala, serbest bırakılmalı" çıkışıyla ilgili ise, "Bülent Arınç’ın açıklamalarının nedenini bilmem mümkün değil. Ancak geç kalmış olsa da ahlaki, vicdani ve adaletli bir yaklaşım olduğunu da belirtmem gerekir" diye konuştu. Demirtaş, "Bir de, özgür kalmanız halinde siyasete yeniden dönecek misiniz?" sorusuna ise, "İçeride de olsam dışarıda da olsam siyasi mücadelemi mutlaka sürdürürüm. Ancak bunu hangi pozisyonda yürütebileceğimi dönemin koşullarına göre belirleyebilirim" yanıtını verdi. Demirtaş, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ekonomi ve hukukta reform" sözleriyle ilgili ise, "Erdoğan’ın gerçekçi olup olmadığını vaatlerinden değil, somut adımlarından anlayabiliriz. Bunu da hep birlikte göreceğiz" ifadelerini kullandı. İşte Demirtaş’ın değerlendirmeleri:
- Uzun yıllar HDP’nin eş başkanlığını yürüttünüz, en büyük ikinci muhalefet partisi haline getirdiniz. Siyaseti hâlâ yakından takip ediyor musunuz?
HDP’nin büyümesinde benim kadar, binlerce HDP üyesinin ve milyonlarca gönüllümüzün emeği var. HDP’nin başarısı sırf benim kişisel başarım değildir, bunu özellikle belirtmek istiyorum ve elbette siyaseti halen çok yakından takip ediyorum.
"MUHALEFETİN BİR ARAYA GELEREK GÜÇLÜ BİR ALTERNATİF OLUŞTURACAĞINA İNANIYORUM"
- Ülkenin mevcut durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ekonomik, siyasi ve sosyokültürel açıdan ciddi krizler yaşanıyor ve gidişatın düzeleceğine dair de hiçbir somut gelişme görünmüyor. Maalesef Türkiye’de her şey çok daha kötüye gidiyor. Toplumun içinde bulunduğu durum derin bir umutsuzluk ve mutsuzluk hali. Burada, umudu var etmek ve çözüm üretmekle sorumlu olan muhalefettir. Ben, muhalefetin bir araya gelerek güçlü bir alternatif oluşturacağına ve umudu somut hale getireceğine inanıyorum. Durum ne kadar kötü olursa olsun demokrasiye inananlar el ele verip bu kriz halinden çıkmayı başaracaktır.
- Türkiye derin bir ekonomik krizin içine girdi. Sizce bunun sorumluluğu kime ait?
Elbette Türkiye’yi 18 yıldır yönetenlere ait.
"İYİ PARTİ’YE BİR DESTEĞİMİZ OLMADI"
- Partiniz, son yerel seçimlerde CHP ve İyi Parti ittifakına dışarıdan destek verdi. Sizin bakış açınızla bu akıllı bir hamle miydi?
İyi Parti’ye bir desteğimiz olmadı ancak diğer muhalif güçlere, demokrasinin gelişmesi amacıyla sunulan desteğin doğru olduğunu düşünüyorum.
"DEMOKRASİDE SİYASİ İŞ BİRLİĞİ NORMALDİR"
- Erdoğan, muhalefet blokuyla yaptığınız iş birliği nedeniyle, CHP ve İyi Parti’yi PKK destekçisi olmakla suçluyor. Bu sizin açınızdan bir sorun teşkil etmiyor mu?
Bu kirli propagandaya Türkiye’de artık kimse inanmıyor. Demokratik zeminlerde siyasi iş birliği meşru ve normaldir.
- HDP, çoğunlukla Kürtlerin partisi olarak faaliyet gösterdi. Bu yaklaşım bugün için de geçerli mi?
HDP, Kürtler dahil tüm Türkiye toplumunun ve ezilenlerinin ortak partisidir. Bu tutumun ve politikanın devam ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
"HDP’NİN SİLAHLA HİÇBİR BAĞLANTISI YOK, OLAMAZ"
- HDP içindeki bazı isimler de, partinin PKK’nın uyguladığı şiddet ile araya mesafe koymadığı eleştirilerinde bulunuyor. Buna katılıyor musunuz?
HDP’nin şiddetle, silahla hiçbir bağlantısı yoktur, olamaz. Kürt sorununun barışçıl çözümü için Türkiye’deki diğer siyasi partilerden farklı bir siyasi perspektif ortaya koymak hiçbir şekilde HDP’nin şiddeti savunduğu anlamına gelmez. HDP’de görev alan herkes, barışçıl siyaseti savunduğu için HDP’dedir. Bununla birlikte, HDP’nin de bu barışçıl ve demokratik siyaset misyonunu daha güçlü bir şekilde ve sık sık vurgulamasında fayda var.
- Yüzlerce HDP'li bugün cezaevinde, siz de onlardan birisiniz. Sizce HDP bu koşullar altında hâlâ siyasal faaliyetlerde bulunabiliyor mu?
Maalesef yüzlerce değil, binlerce HDP’li cezaevinde. Ve bu durum siyasi çalışmaları elbette zorlaştırıyor. Ancak binlerce gönüllünün ve halkın desteğiyle, çalışmalar yürüyor.
"ERDOĞAN’IN DURUMU GİTTİKÇE ZORLAŞTI"
- Berat Albayrak’ın görevden ayrılmasından sonra hükümetin bir tür serbest düşüşte olduğu görülüyor. Erdoğan’ın daha ne kadar uzun süre gücü elinde tutabileceğini düşünüyorsunuz?
Erdoğan açısından siyasi durumun giderek zorlaştığı görülüyor. Mevcut gelişmeler, erken seçimi giderek zorunlu kılıyor. Çünkü sürdürülebilir bir krizden söz etmiyoruz. Yapısal ve giderek derinleşen ciddi bir kriz hali yaşıyoruz. Bu kaos ortamında, iktidarın bütün gücü uzun süre elinde tutabileceğini düşünmüyorum. Zaten bu nedenle, tek çıkış yolu olarak erken seçimin ihtimal dahilinde olduğunu düşünüyorum
- Erdoğan’ın yerine kimin geçebileceğini düşünüyorsunuz? Ekrem İmamoğlu ve adı geçen diğer adayların şanslarını nasıl görüyorsunuz?
Elbette benim gönlümden geçen, HDP’nin ilkelerini benimsemiş ve savunan bir adayın kazanmasıdır. Ancak seçim dönemine girilmeden isimler üzerinden tartışmak doğru olmaz. Şu anda, demokrasi için ilkeleri konuşmak ve bu ilkeler etrafında birleşmek daha anlamlıdır.
ERDOĞAN’IN REFORM ÇIKIŞLARINA YORUMU: GÖRECEĞİZ
- Erdoğan son günlerde yeni bir başlangıç yapma, hukukta reform ve demokratik değişiklikler vaatlerinde bulundu. Bunlar ne kadar gerçekçi?
Siyaseti niyetler üzerinden okuyamayız. Ancak somut adım ve gelişmelere göre değerlendirme yapabiliriz. Hükümetin geçmiş pratiklerine baktığımızda, demokratikleşme kapasitesinin son derece zayıf olduğunu söyleyebiliriz. Fakat toplumun acil sorunlarının çözümü için doğru ve inandırıcı adımlar atılırsa buna da kimse karşı çıkmaz. Erdoğan’ın gerçekçi olup olmadığını vaatlerinden değil, somut adımlarından anlayabiliriz. Bunu da hep birlikte göreceğiz.
"HALA CEZAEVİNDE TUTULMAMIN NEDENİ SİYASİ HUSUMET"
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, sizin serbest bırakılmanızı istedi. Hükümetin bu karara rağmen sizi neden hâlâ cezaevinde tuttuğunu düşünüyorsunuz?
Benimle ilgili süreç hukuktan tümüyle uzak, siyasi bir karardır. Zaten bunu Erdoğan dahil, tüm hükümet sözcüleri de açıkça ifade ediyorlar. Hakkımda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi, ciddi ihlal kararları vermiş olmasına rağmen halen cezaevinde tutulmamın nedeni, siyasi husumetin devam ediyor olmasıdır.
"ARINÇ’IN YAKLAŞIMI GEÇ KALMIŞ DA OLSA ADALETLİYDİ"
- AKP’nin içinden Bülent Arınç gibi isimler de sizin serbest bırakılmanız çağrısında bulundu. Sizce bunun sebebi ne?
Bülent Arınç’ın açıklamalarının nedenini bilmem mümkün değil. Ancak geç kalmış olsa da ahlaki, vicdani ve adaletli bir yaklaşım olduğunu da belirtmem gerekir. Fakat yine de demokrasi ve reform meseleleri kişiler üzerinden değil, ilkeler üzerinden tartışılmalıdır. Çünkü özgürlük ve insan hakları toplumun tamamının acil ihtiyacı ve beklentisidir. Umarım muhalefetin de desteği alınarak gerçekçi ve somut adımlar atılır. Çünkü bu tür meseleler geniş kesimlerle ortaklaşmayı, aynı zamanda da ciddiyet ve samimiyeti gerektirir. Hükümette bu kapasitenin olup olmadığını yakın zamanda göreceğiz. Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi Bülent Arınç, Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından istifa ettiğini duyurdu. Saray'a bağlı İletişim Başkanlığı da istifaya ilişkin açıklama yaptı.
"İÇERİDE DE DIŞARIDA DA MÜCADELEMİ SÜRDÜRECEĞİM"
- Bir de, özgür kalmanız halinde siyasete yeniden dönecek misiniz?
İçeride de olsam dışarıda da olsam siyasi mücadelemi mutlaka sürdürürüm. Ancak bunu hangi pozisyonda yürütebileceğimi dönemin koşullarına göre belirleyebilirim.