Kobani davasının 14. duruşması ikinci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda görülmeye başladı. Demirtaş, "Dosyaya bağlı olsaydınız savcı gibi soruşturma yapmazdınız lakin ısrarla aleyhimize delil üretmeye çalışıyorsunuz. Müştekiler şikayette bulunmazlarsa üzülüyorsunuz. Şikayetçi olan müştekiyi neredeyse ayakta alkışlayacaksınız." değerlendirmesini yaptı.
Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla bağlanan Aysel Tuğluk konuşmakta zorluk çekerken, mahkeme başkanı buna rağmen Tuğluk’a dosya içeriğini okuyarak geçmişte verdiği bazı röportajları sordu. Tuğluk, savunmasını daha sonra yapacağını belirtti.
"Burada yargılanan Kobani protestoları değil HDP"
Gültan Kışanak, "Senelerdir HDP bunun mücadelesini veriyor. Komisyonlar kurulsun diyor. Bugüne kadar dinlenen müşteki ve tanıklar, o provokatif olaylarla bizim hiçbir alakamız olmadığını söylüyor lakin ısrarla bizi yargılıyorsunuz. Kobani protestoları sivil katliamların ve kadınlara yönelik saldırıların önüne geçilmesi çağrısıydı. Bu demokratik talebin sonrasında da gerçekleşen bir provokasyon var. Gönül isterdi ki bu provokasyonların açığa çıkması için yargılamalar yapılsın. Ben bu davaya artık Kobanî isminin verilmesini istemiyorum. Çünkü burada yargılanan Kobani protestoları değil HDP’dir. Bu bir siyasi kumpas davasıdır." ifadesini kullandı.
Figen Yüksekdağ, "Kobani protestolarıyla alakası olmayan insanlara ısrarla sorular sorarak tanıklık yapmaya zorluyorsunuz. İnsanları mağdur ediyorsunuz. En katı faşizm rejimlerinde bile bu kadar hukuksuzluk yoktur. Davayı olabildiği kadar içinden çıkılmaz bir hale getiriyorsunuz. Dosyayı çorbaya çevirmek, ‘bu da size ders olsun’ demektir. Siz dağıtıyorsunuz, bize ‘toplayın’ diyorsunuz. Bize ve avukatlarımıza bu şekilde davranma hakkını size kim veriyor?" diye konuştu.
Sebahat Tuncel de şunları kaydetti:
"HDP’nin yükselişi bu davanın kumpas olduğunu ortaya çıkarıyor. Biz ne yaptıysak Türkiye halklarının eşitliği ve özgürlüğü için yaptık. Eksik yaptığımız şeyler varsa özeleştirimizi halklarımıza veririz."