Piyasalara ilişkin tahmin ve değerlendirmeleriyle tanınan ünlü ekonomist Selçuk Geçer, Gerçek Gündem'deki köşe yazısında dikkat çeken bir analiz yaptı. Geçer, AKP iktidarının son 10 yıldaki ekonomi politikalarını 1994 ekonomik krizi ile karşılaştırdı ve her iki dönemin benzer olduğunu iddia etti.
Geçer, 1994 döviz krizi ile günümüzdeki ekonomik çalkantıların birbirine çok benzediğini belirtti. Bu benzerliklere dikkat çeken Geçer, geçmişten yeterince ders alınmadığını öne sürdü. Selçuk Geçer, AKP iktidarının son yıllarda ekonomi alanında yaptığı hataları sıralayarak, bu hataların krizlerin benzerliğini nasıl etkilediğini açıkladı.
"SON 10 YILDA YAPILAN HATALAR"
Son on yılda Türkiye'nin faiz politikaları, ekonomik istikrar sağlamak yerine belirsizliği artırdı. Düşük faiz oranları, enflasyonun kontrolsüz bir şekilde artmasına yol açtı. Bu durum, halkın alım gücünü düşürdü ve ekonomide durgunluğa neden oldu.
Döviz kurlarını sabit tutma çabaları, Merkez Bankası rezervlerinin hızla erimesine neden oldu. Piyasa koşullarına müdahale edilerek döviz kurları suni olarak düşük tutuldu. Bu, döviz rezervlerinin azalmasına ve ekonominin dış şoklara karşı daha savunmasız hale gelmesine yol açtı.
Yapısal reformların ertelenmesi ve kısa vadeli çözümlerle yetinilmesi, ekonominin kırılganlığını artırdı. Üretim yapısının çeşitlendirilmemesi ve katma değeri yüksek sektörlere yeterince yatırım yapılmaması, sürdürülebilir büyüme hedeflerini zorlaştırdı.
Dış borcun hızla artması ve yüksek cari açıklar, ekonomiyi kırılgan hale getirdi. Dış borcun büyük kısmının kısa vadeli olması, döviz kurundaki dalgalanmalara karşı savunmasızlığı artırdı. Cari açığın finansmanı için sürekli olarak dış borçlanmaya başvurulması, ekonomik dengeleri olumsuz etkiledi.
1994'te yaşanan yüksek enflasyon ve faiz oranları problemi, günümüzde de benzer şekilde devam ediyor. Yüksek enflasyon halkın alım gücünü azaltırken, yüksek faiz oranları borçlanma maliyetlerini artırarak yatırımları engelliyor.
1994'te döviz kurları üzerindeki spekülatif baskılar, krizin nedenlerinden biriydi. Bugün de benzer spekülatif hareketlerle karşı karşıyayız. Artan ekonomik belirsizlikler, yatırımcı güvenini sarsıyor ve spekülatif ataklara zemin hazırlıyor. Bu durum, Türk Lirası'nın değer kaybına ve ekonomik istikrarın tehdit edilmesine neden oluyor.
Her iki dönemde de döviz kurları üzerindeki baskılar benzer bir seyir izliyor. 1994'te Türk Lirası hızla değer kaybederken, bugün de benzer bir durum söz konusu. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, ithalat maliyetlerini artırarak enflasyonu körüklüyor ve ekonomiyi daha kırılgan hale getiriyor.
1994 döviz krizinden bu yana geçen 30 yılın ardından, Türkiye'nin benzer ekonomik sorunlarla karşılaşması düşündürücü. Yüksek enflasyon, faiz oranları ve döviz kurları üzerindeki baskılar, yeterince ders alınmadığını gösteriyor. Ekonomik reformların ve mali disiplinin sürdürülebilirliği konusunda atılan adımların yetersiz kaldığı açık. Bugün, geçmiş hatalardan çıkarılan derslerin ne kadar etkili olacağı merak ediliyor. 1994 öncesi yapılan hatalar döviz kuru değerlerini 5 yılda 200 kat artırmıştı. Şimdi yapılan hatalar doları nereye götürür, bunu hesaplamak zor değil.