Yeni parti hazırlıklarını sürdüren eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ekibinde yer alan eski AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ,Erdoğan'ın, kendilerine yönelik "Boş çuval" gibi devrilecekler" sözlerine yanıt verdi. “Boş çuval ise bu korku, telaş niye?" diye soran Özdağ, "Tehdit bizi korkutmaz, tam tersine cesaretlendirir” karşılığını verdi.
AKP’nin özgürlükçü ve demokrat yanını kaybettiğini, artık toplumun hayallerine değil korkularına hitap ettiğini kaydeden Özdağ, Ali Babacan’ın parti kurma çalışmalarıyla ilgili olarak da, “Temennimiz tek hareket olarak güçlü çıkmak. Ancak siyasette her zaman temenniler yetmiyor. Dileriz Türkiye’nin biriken problemlerine çare olacak bir alternatifle hep beraber ortaya çıkılır” diye konuştu.
Cumhuriyet'ten Emine Kaplan'ın haberine göre, "Kimse parti kuruyor diye hain olmaz" diyen Özdağ, "İmanda teklik, siyasette, fikir ve düşünce de çoğulculuk esastır. AK Parti dini bir kurum veya doğrudan doğruya din değildir ki oradan ayrılan hain olsun. Yeryüzünde İslam’ı temsil eden kişi veya kurum da yok. Bugün uygulanan politikaların yanlışlığı ortaya çıktığına göre, farklı yolları denemenin gerekliliği de kendiliğinden anlaşılır. Nobranlık, vefasızlık yapmak istemiyorum, yoksa bu hain lafına vereceğim çok cevap var" ifadelerini kullandı.
"AK Parti kurulurken yoksullukla, yolsuzlukla mücadele, özgürlük ve demokrasi vaat etmişti. Başlarda özgürlükçü demokrat bir çizgi izledi" diyen Özdağ, "Artık toplumun geleceğine hitap edemiyoruz, geçmişi anlatarak geleceği kurtarmaya çalışıyoruz. Vaatlerimiz kalmadı, inandırıcılığımızı kaybettik" ifadelerini kullandı.
Başkanlık sistemini de eleştiren Özdağ şunları kaydetti:
"Hiçbir başkanlık sisteminde yakın akrabalar bakan olamaz; işte ABD, var mı böyle bir şey. Tarihi birikimimiz açısından da bu sistem bize uygun değil, Osmanlı’da da Selçuklu’da da sultanın padişahın yanında mutlaka bir veziri azam, yani başbakan olmuştur. Bu sistem yanlıştı, bir ihtiyacın sonucu da değildi; tamamen kişiye endeksli bir sistemdir ve değiştirilmesi zorunludur."
Yeşim Salkım’a ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ denetimi isyan ettirdi