Sosyal medyadan yayınladıkları videolarla birbirlerini "Şirk baronu, günah sefiri, ekfer-u kâfiûn" gibi sıfatlarla suçlayan iki tarikatın buluşmasında silahlar konuştu. Selefiler ile Menzil tarikatı mensupları arasındaki kavgada bıçak çekildi, tabanca ile kurşun yağdırıldı.
[caption id="attachment_73764" align="aligncenter" width="690"]
Olaylar, İzmir'de faaliyet gösteren Ebu Haris adlı selefi vaizin, Menzil tarikatının şeyhlerini "Şirk baronu olmak" ile suçluyor. Ardından da, daha önce menzil dergahına gidip gelmiş sonra haris'in müridi olmuş kimselerle röportajlar yapıp yayınlamasıyla başlıyor.
İzmir'deki menzil tarikatının şeflerinden biri de Ebu Haris'in sorumlu müridine küfürlü sesli mesajlar atıyor.
Ebu Haris, ‘’Sen beni bir ara bakayım, dinsiz imansız. Seni bulursam … kazık sokarım. Sen benim kutsalıma, mürşidime küfredeceksin haklı sen olacaksın!’’ şeklindeki sesli mesajlara videosunda yer veriyor.
KARŞILIKLI SUÇLAMALAR
Silahlı kavganın görüntülerini ve birbirlerini suçlayan videoları arka arkaya yayınlayan, tarikat önderleri birbirlerine özetle şu suçlamalarda bulunuyor:
"İsmailağa Cemaatinin güzide Hoca efendilerinden alim, mütefekkir ve yazar Hüseyin Avni Kansızoğlu Hoca efendi, Ebu Hanzala’nın yedek lastiği tekfirci Ebu Haris’i adam yerine koyup münazaraya gitti."
"10 kişi sofiye dalmış, silah çekip vurmuşlar da, münazarada hak gelip de hakkı kabul etmeyip sıkmış Ebu Haris. Böyle bir şey yok, tamamen nefsi müdafaa bir durumdur. Zulm ettiğimiz hiçbir şey yok.’’
Ebu Haris: ‘’Bunlar her zamanki gibi hadis sallıyorlar. Bu meselede de beni bir canavar bir terörist gibi göstererek konuyu saptırmışlardır. Vallahi billahi bizim İfademizi alan polisler de ‘’sizin pis bir müşrik’’ olduğunu söyledi...’’
SELEFİLİK NEDİR
Selefilik, İslam dininde sadece kaynak olarak salt kur'an ve sünnetin var olmasını savunanların akımıdır.
Sözlük anlamı itibariyle, önceden yaşayan, daha önce gelen anlamında olan Selef kelimesi, İslam literatüründe, kavram olarak İslam’ın ilk dönemlerinde yaşayan, kendilerine göre metotları ve görüşleri olan ilim adamlarıdır.
Daha sonra yaşadığı halde aynı metotları benimseyen ve aynı görüşleri paylaşan alimlere de Selefiyye denmektedir. İlk dönem Selef alimlerini diğerlerinden ayırmak için onlara mütekaddimun selef (ilk dönem selef), diğerlerine de müteahhirun selef denmektedir.
Ehl-i Sünnet olarak bilinen gurupta yer alan alimler de, Selef ve halef olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İtikatta Eş’arî mezhebinin kurulmasından önceki alimlere Selef, daha sonra gelenlere ise Halef adı verilmiştir.