Serenay Sarıkaya, 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde jüri üyeliği yaptıktan sonra, dünyaca ünlü Dubai dergisi AD Middle East’e evinin kapılarını açtı. Derginin Orta Doğu baskısının kapak yüzü olarak seçilen Sarıkaya, evini tanıtırken, "Evim, benim kabuğum gibidir; burada kendimi güvende hissediyorum," diyerek mekanın kendisi için ne denli önemli olduğunu vurguladı.
Sosyal medya hesaplarında evinin çeşitli karelerini paylaşan Sarıkaya, evi ilk gördüğünde yaşadığı duyguları şu şekilde aktardı: "Evi ilk kez gördüğümde, tamamen farklıydı. Ne kadar mükemmel olabileceğini hemen görebiliyordum." Bu sözleri, evin estetiği ve kişisel alanı üzerindeki etkisini net bir şekilde ortaya koyuyor. Dergide, Sarıkaya’nın İstanbul’un göbeğinde bulduğu bu özel alan için "Bir emlak mucizesi" ifadesine yer verildi; bu, onun bu kentin merkezinde bir sığınak arayışının ne kadar değerli olduğunu gösteriyor.
Avrupa Boğaz kıyısında yer alan modernist bir binada bulunan Sarıkaya'nın evi, karamsar ve endüstriyel bir lüks tasarımıyla dikkat çekiyor. Dergide, bu mekanın ilk görüşte ilham vermeyen bir oda kümesi olarak tanımlanması, zamanla Sarıkaya’nın ruhunu yansıtan bir sığınağa dönüşmesini de simgeliyor. Karanlık ve rahat alanları tercih ettiğini ifade eden Sarıkaya, bu tasarımın kendisine hitap ettiğini belirtirken, evin iç mekanları şık detaylarla dolu.
Ancak Sarıkaya’nın lüks evi, sosyal medyada farklı tepkilere yol açtı. Bazı takipçiler evi beğenerek estetik bulurken, bazıları ise soğuk ve ruhsuz bir hava taşıdığını dile getirdi. Bu farklı görüşler, Sarıkaya'nın yaşam alanının ne denli etkileyici ve tartışmalı bir mekan olduğunu gözler önüne seriyor. Onun için bu özel alan, sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda içsel huzurunu bulduğu bir sığınak olarak öne çıkıyor. Kendi dünyasını yansıtan bu mekan, hem profesyonel hem de kişisel yaşamında ona ilham kaynağı olmaya devam ediyor.