Yılman, “Abdulkadir Selvilerin yazması benden daha önemli!” başlıklı yazısında, “Hele hele, vaktinde Aleviliğine vurgu yapıldığında Kemal Kılıçdaroğlu’nun yuhalanmasına iki çift laf etmemiş olanların bugün CHP Lideri'nin Aleviliğine laf ediliyor diye dört bir taraftan savaş vermeleri, "Üzülmeyin Kemal Bey! Yanındayız!" diyerek kendilerini heder etmeleri müthiş bir gelişme gerçekten. Özellikle de hemen hepsinin yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik; “Kökeninden, meşrebinden dolayı birileri sana aba altından sopa gösteriyorsa onun da çaresi var. AK Parti Türkiye’si herkesin eşit vatandaşlığını garanti altına almış bir ülkedir. Kimsenin ötekileştirilmesine izin vermeyiz!” ifadelerini kullanması ve meseleyi oradan analiz etmesi... Emin olun bu gelinen nokta çok çok mühim.” görüşünü savundu.
Yılman şu ifadelere yer verdi:
"Çünkü hitap ettikleri kitleler açısından onların bu konuyu yazması, tartışması ve "Olur mu böyle bir ayrımcılık, bu ötekileştirme! Ayıptır!” demesi benim şu köşede dediğimden 1000 kat daha değerli sevgili dostlar. Çünkü sonuçta “Alevifobi” hastalığı olanlar en çok onları takip ediyor, onları okuyor ve onları izliyor. Ne niyetle olursa olsun, Alevi fobisi ile ilgili kurdukları her cümle, her itiraz toplumun anlamsızca ayrışmasına neden olan bu korkunç hastalığın iyileşmesine büyük hizmet sunuyor. Özellikle de Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi…
Diğer isimler değil belki lakin o da benim kadar içerden bilir “Alevifobi” hastalığına tutulmuşların gözlerini kararttıklarında neler yaptıklarını ve yapabileceklerini…
Özellikle de ayrımcılığa, ötekileştirilmeye maruz kaldıkları için kimlik bunalımına giren Alevilerin yaşadıkları ruhsal çöküntüler ve bunun yarattığı travmalar, sonuçları vs...
Eminim bagajında çok hikaye vardır bunlara dair.
Keşke birkaçını yazsa Abdülkadir Bey.
Yazsa da, "Alevifobik"ler yüzünden insanların nelere katlanmak zorunda olup, ne acılar yaşadığını bizzat ondan dinleseler..."