Çin Dışişleri Bakanlığı, Peru'nun başkenti Lima'da düzenlenen Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi kapsamında, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ABD Başkanı Joe Biden arasında gerçekleştirilen görüşmenin detaylarını paylaştı.
Bu görüşmede Şi, Tayvan meselesi, demokrasi ve insan hakları, Çin'in izlediği yol ve sistem ile kalkınma hakkının, "aşılmaması gereken dört kırmızı çizgi" olarak tanımlanabileceğini ve bu ilkelerin, ülkeler arasındaki ilişkilerde en önemli güvenlik hatlarını oluşturduğunu vurguladı.
Tayvan Boğazı'ndaki barış ve istikrarın, Tayvan'ın bağımsızlığına yönelik ayrılıkçı faaliyetlerle bağdaşamayacağını belirten Şi, ABD'nin Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarı koruma konusunda samimi olup olmadığını sorgulayarak, Tayvan lideri Lai Ching-te ve Demokratik İlerici Parti'nin (DPP) Tayvan'ın bağımsızlığını savunma çabalarını göz önünde bulundurması gerektiğini ifade etti. Çin lideri, ABD'ye Tayvan sorununun "daha temkinli" bir şekilde ele alınması gerektiğini ve Tayvan'ın bağımsızlığına karşı çıkarak Çin'in barışçıl yeniden birleşmesini desteklemeleri gerektiğini söyledi.
Şi, ayrıca dünya ekonomisinin iki büyük aktörü arasındaki ticaret ilişkileri üzerine de açıklamalarda bulundu. Çin halkının kalkınma hakkının engellenemeyeceğini belirten Şi, her ülkenin ulusal güvenliğini sağlama hakkı olduğunu, ancak bu hakkın, diğer ülkeleri sınırlamak ya da çevrelemek için kötüye kullanılmaması gerektiğini ifade etti. Çin, ulusal güvenlik kavramının aşırı genişletilmesinin diğer ülkeleri tehdit etmek amacıyla kullanılmasına karşı olduğunu belirtti.
Çin Devlet Başkanı, küresel çapta artan çatışmalar ve zorluklarla karşı karşıya kalınan bu dönemde, büyük güç rekabetinin insanlığın sorunlarına çözüm olmayacağını belirterek, yalnızca ortaklık ve dayanışmanın bu zorlukların üstesinden gelmesine yardımcı olabileceğini dile getirdi. Ekonomik bağların koparılmasının ve tedarik zincirlerinin bozulmasının çözüm olmadığını vurgulayan Şi, karşılıklı faydaya dayalı işbirliğiyle kalkınmanın sağlanması gerektiğini ifade etti.
Güney Çin Denizi’ndeki egemenlik ihtilafları hakkında da konuşan Şi, Çin'in bu bölgedeki egemenliğini savundu ve bu ihtilafların diyalog ve müzakereler yoluyla çözülmesi gerektiğini belirtti. Son dönemde Çin ile Filipinler arasında Güney Çin Denizi'nde yaşanan gerginliklere değinen Şi, ABD'nin bu bölgedeki ikili ihtilaflara müdahale etmemesi gerektiğini söyledi.
Çin lideri, Ukrayna’daki krizle ilgili olarak Çin'in tutumunun açık ve adil olduğunu, barış görüşmelerini teşvik etmek için mekik diplomasisi ve arabuluculuk faaliyetleri yürüttüğünü belirtti. Ayrıca, Kore Yarımadası'ndaki çatışmaların önlenmesi gerektiğini ve Çin'in stratejik güvenliğini tehdit eden durumlara göz yummayacağını vurguladı.
ABD ile Çin arasındaki ilişkilere değinen Şi, "Tukidides Tuzağı" teorisine atıfta bulunarak, iki ülke arasındaki güç mücadelesinin kaçınılmaz bir çatışmaya dönüşmeyeceğini, böyle bir durumun yeni bir Soğuk Savaş'a yol açmaması gerektiğini belirtti. Çin'in çevrelenmeye çalışılmasının, akıl dışı ve başarısızlıkla sonuçlanacak bir strateji olduğunu ifade etti.