İngiltere'nin sığınmacıları Ruanda'ya gönderme planı parlamentoda onaylandı, ancak Avrupa Konseyi'nin çağrısıyla eleştirilere maruz kaldı. Karar, insan hakları endişeleri ve güvenlik tartışmalarını alevlendirdi.
İngiltere'nin sığınmacıları Ruanda'ya gönderme kararı onaylandı.
Başbakan Rishi Sunak, dün parlamentonun üst kanadının yasayı kabul etmesiyle birlikte sığınmacıları 10 ile 12 hafta içinde Ruanda'ya göndermeye başlayacaklarını duyurdu.
Sunak, hükümetin göçmenleri Ruanda'ya götürmek üzere ticari charter uçakları kiraladığını ve çalışanları eğittiğini belirtti.
Bu politikanın Muhafazakar Parti'nin bu senenin sonlarında yapılacak seçimler öncesinde "azalan servetini artıracağını" umduğunu belirtti.
Lordlar Kamarası, tartışmalara neden olan yasayı ek güvenceler olmadan desteklemeyi uzun süre reddetmişti, ancak Sunak'ın yasayı geçirmek için parlamentoyu gece geç saatlere kadar oturmaya zorlayacağını söylemesi üzerine durum değişti.
Başbakan, "Eğer yok, fakat yok. Bu uçuşlar Ruanda'ya gidiyor" ifadelerini kullandı.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Michael O'Flaherty, bugün yaptığı açıklamada İngiltere'ye, tartışmalı planı iptal etmesi için çağrıda bulundu.
O'Flaherty, "Birleşik Krallık hükümeti Ruanda politikası kapsamında insanları sınır dışı etmekten kaçınmalı ve tasarının yargı bağımsızlığını etkili bir şekilde ihlal etmesini tersine çevirmelidir" dedi.
Sığınmacıları Ruanda'ya gönderme planına yönelik eleştiriler son yıllarda artmış durumda. İnsan hakları savunucuları, bu planın "insanlık dışı" olduğunu vurguluyorlar.
Yasayı eleştirenler, Doğu Afrika ülkesinin kendi insan hakları siciline işaret ediyor ve sığınmacıların tehlikeyle karşı karşıya oldukları ülkelere geri gönderilme riskiyle ilgili endişelerini dile getiriyorlar.
Sunak'ın yeni yasası, ülkede mevcut bazı insan hakları yasalarının programa uygulanmayacağını ve Ruanda'nın İngiliz yargıçlar tarafından güvenli bir yer olarak kabul edilmesi gerektiğini savunuyor.
Ayrıca, bireylerin temyiz seçeneklerini yalnızca istisnai durumlarla sınırlandırıyor.
Avusturya ve Almanya gibi diğer Avrupa ülkeleri de sığınmacıların yurtdışında işlem görmesi için benzer anlaşmalar yapmayı düşünüyor.