Bugün içinde Atlas Sineması ve Sinema Müzesi’nin yer aldığı Atlas Pasajı, 1877 yılında, Sultan Abdülaziz döneminde Galata bankerlerinden Agop Köçeyan tarafından “kışlık konak” olarak inşa ettirilmiş. 1932’de Pera’daki sanat ve eğlence dünyasına hizmet etmek için açılmış. 1948’de yaklaşık 2 bin kişilik sinema salonu ve 35 loca ve kulis, bar, restoran hizmete girmiş, 1951 yılında Küçük Sahne Tiyatrosu eklenmiş. Yıllar içinde eskiyen pasaj ve sinema salonu, dükkânlarıyla ayakta kalmaya çalışıyordu. Pasajın girişinde sol taraftaki bölüm, yıllardır harap bir halde durmaktayken Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilerek Bakan Ersoy’un da göreve gelir gelmez müjdelemiş olduğu gibi Beyoğlu Kültür Yolu projesi içinde iki yıl süren restorasyon sonucu İstanbul Sinema Müzesi olarak açıldı. Atlas Sineması da yenilendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy ve kendi çevrelerinden oluşan küçük bir davetli grubunun katıldığı açılış törenine Antalya’da film çekmekte olan Amerikalı sanatçıların da getirilmesi, açılış gününün Erdoğan’ın doğum gününe denk düşürülmesi işin magazin kısmı. Binanın restorasyonu genel olarak beğenilmiş ama balmumu heykellerin yer aldığı bölümde Gulyabani, Kemal Sunal ve Adile Naşit’in heykellerinin sanatçıların kemiklerini sızlatacak kadar kötü olduğuna dikkat çekilmiş. Sinema Müzesi’nin en güzel köşelerinden biri 29 Ekim 1933 yılında, Atatürk’ün Cumhuriyetin 10. Yıl Nutku’nu okuduğu sırada kayıt yapan cihazların da sergilendiği bölüm. Sinema Müzesi’nde dijital arşiv, kütüphane ve çalışma alanı da olacağı müjdelenirken sinema yazarları, sinemaseverler ve gazeteciler de müzeyi gezmek ve Atlas Sineması’nda film seyretmek için açılacağı günleri bekliyor. Tabii bir de 16 milyonun büyükşehir belediye başkanı, Ekrem İmamoğlu’nu bile davet etmeden açılış yapmak da acaba ne demek oluyor?