Pandemi döneminde uygulanan ekonomik politikalar ve yüksek faiz oranları, dünya genelinde ciddi mali sorunlara yol açarak birçok şirketin iflasına sebep oldu. Avrupa ve ABD'de yürütülen parasal sıkılaşma, küresel ekonomik durgunluğu derinleştirerek yeni bir iflas dalgasını tetikledi. Bu krizin son kurbanı ise ünlü Fransız giyim markası Naf Naf oldu. Şirket, iflas başvurusu yaparak krizin somut bir örneği haline geldi.
Naf Naf’ın Düşüşü
Fransa merkezli giyim markası Naf Naf, 50 yılı aşkın süredir tekstil sektöründe faaliyet gösteriyordu. Uzun yıllar boyunca başarılı bir şekilde üretim yapan marka, 2020 yılında Türk iş insanları tarafından kurulan SY Corporate’e satıldıktan sonra uluslararası şube sayısını artırdı ve Fransa dışındaki varlığını genişletti. Ancak bu genişleme, ekonomik zorlukları önlemeye yetmedi.
Şirketin İflas Başvurusu
2023 yılının Ekim ayında Naf Naf, mali sıkıntılar nedeniyle konkordato başvurusu yaptı. Finansal sorunlarından kaynaklanan üretim kısıtlamalarıyla geçici bir çözüm arasa da iflas kararı kaçınılmaz hale geldi. Fransız mahkemesi tarafından yapılan incelemeler sonucunda, 1973 yılında kurulan giyim devinin iflasına hükmedildi.
Naf Naf’ın iflası, şirketin 215’ten fazla şubesinin kapatılmasına neden olacak. Bu durum, markanın global çapta önemli bir varlığını kaybetmesine ve 1200’den fazla çalışanının işsiz kalmasına yol açacak. Hem Fransa’da hem de diğer ülkelerde iş gücü piyasasında önemli bir daralma yaşanacak.
Ekonomik Yansımalar
Naf Naf’ın iflası, Avrupa'daki işsizlik oranlarının artması ve giyim sektöründeki diğer iflasların diğer sektörlere sıçrayacağı endişelerini artırıyor. Küresel çapta yaşanan iflas krizlerinin, ilerleyen aylarda yeni bir işsizlik dalgası yaratmasından endişe ediliyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB), geçen ay faiz indirimi kararı alarak pandemi sonrası ekonomik iyileşme sürecine adım atmıştı. ABD Merkez Bankası’nın da yılın son çeyreğinde faiz indirimine gitmesi bekleniyor.
Küresel Ekonomik Sistemin Kırılganlığı
Naf Naf’ın iflası, sadece bir şirketin değil, aynı zamanda küresel ekonomik sistemin kırılganlığını da gözler önüne seriyor. Ekonomik belirsizliklerin devam ettiği bu dönemde, benzer iflasların ve ekonomik zorlukların daha da yaygınlaşması muhtemel görünüyor. Bu durum, ekonomik politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini işaret ediyor.