Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde 12 Mart akşamı, 23 yaşındaki Sidar Uygurlar trafikte solladığı ‘Uyuşturucu kaçakçılığı’ndan sabıkalı Yılmaz Geyik (51)tarafından silahla vurularak öldürüldü. Firari durumdaki Yılmaz Geyik 68 gündür eşkali belli olmasına rağmen bulunamadı.
Cumhuriyet Gazetesinden Mehmet Kızmaz'ın haberine göre, Yenişehir Mahallesi’nde oturan kardeşinin öldürülmesine ilişkin yaşanılanları Derya Uygurlar, “Sidar ve arkadaşı İ.H.K., saat 21.30’a kadar, komşumuz da olan arkadaşı M.A. ile mahalledeki bir kafede oturuyorlar. İ.H. K.’yi evine bırakmak için dışarı çıkıyorlar. M.A.’ya ait olan 24 HS 234 plakalı aracı Sidar kullanıyor. Giderken Sidar, farkında olmadan, ne bizim ne de araçtaki iki kişinin de daha önce herhangi bir husumetti ya da tanışıklığı olmamış olan olan Yılmaz Geyik’in 63 ABL 581 plakalı aracını solluyor. Yılmaz Geyik, Sidar’ı takibe alıyor. Seyfioğlu Caddesi'nde, mobese vs. olmadığı tenha bir yerde aracını Sidar’ın önüne kırıyor.Yılmaz Geyik araçtan indikten sonra Sidar ve iki arkadaşı da arabadan iniyor. Yılmaz Geyik’in aracında komşusu olan M. adında biri de var. Geyik, Sidar’a, ‘Sen kimsin ki beni solluyorsun? Havan kime? Kim olduğunu zannediyorsun?’ diyor. Sidar da, Geyik’in yaşına hürmeten, ‘Abi özür dilerim. Görmemişim’ diyor. Geyik, küfür ve hakaretlerde bulunmaya devam edince, Sidar, ‘Bırak yolumuza gidelim’ diyor ve aracına biniyor. Geyik, kapısı daha açık olan ve şoför koltuğunda oturan Sidar’ı yumruklamaya başlıyor. Sidar dışarıya da çıkamıyor. Kendini, ayaklarıyla korumaya çalışıyor. O sırada Geyik, silahının kabzasıyla, Sidar’ın kafasına, yüzüne ve omzuna da vuruyor. Sidar’ın arkadaşları, Geyik’i tutmaya çalışsa da durmuyor. Ardından Sidar’a bir el ateş açıyor ve Sidar başından vuruluyor. Şoför koltuğundan yan koltuğa düşen Sidar olay yerinde hayatını kaybediyor. Bunlar olduğu sırada katil Geyik, M.A. ile İ.H.K.’ye de silah çekiyor, ama silah tutukluk yapıp ateş almıyor. Böyle olunca İ.H.K. hemen kaçıyor. Geyik, M.A.’yı tutarken, diğer yandan da silahını düzeltiyor. Silah düzelmeyince, M.A. da son anda Geyik’in elinden sıyrılıp kaçıyor. Anladığımız kadarıyla delil bırakmak istemediği için onları da öldürmek istiyor. Çünkü o cadde de bilinen pek bir kamera yok. Katil zanlı ve yanındaki M., Mercedes markalı beyaz renkli arabalarına binip olay yerinden uzaklaşıyorlar. Sosyal medyada yayınlanan kamera görüntülerini bir esnaftan bulduk. Silah sesi duyulduğu için, olayın olduğu yerdeki halkın aramasıyla polisi ve ambulans geliyor. Bunlar kamera da detayı detayına net görülüyor” sözleriyle anlatıyor.
‘BİZİ TEREDDÜTTE SOKUYOR’
Derya Uygurlar, M.A. ile İ.H.K.’nin görgü tanıklığının olduğunu belirterek, “Kamera görüntüleri ortada. Yılmaz Geyik’in yanındaki komşusu M. de verdiği ifadelerde söylediklerimizi doğruluyor. Hepsi birbirini destekleyen şeyler” dedi. Abisi Sinan Uygurlar’un, cinayetten 5 gün sonra Yılmaz Geyik’in aracını Siverek’te mahallesine çok yakın bir yerde terk edilmiş halde tesadüfen bulduğunu söyleyen Sidar’ın ablası Derya Uygurlar, şöyle konuştu: “Abim polisi arıyor ve öyle gelip aracı alıyorlar. Abimler özellikle bakmış ama aracın terk edildiği yerde de kamera yok. Plakasına kadar belli olan ve aranan bir arabayı, emniyet, Siverek gibi küçük bir yerde 5 gün boyunca nasıl bulamıyor? Emniyet, bırakın katili, 5 gün boyunca aracı da bulmayınca, ‘Hakikaten katili bulamayacaklar’ dedim. Bunlar da bizi tereddütte sokuyor.”
5 FARKLI SUÇTAN DOSYA
Yılmaz Geyik’in ‘uyuşturucu kaçakçılığı’ olmak üzere 5 farklı dosyadan suçu olduğunu belirten Derya Uygurlar, “Emniyet, ‘Gizli tutuyoruz’ diyerek pek bilgi aktarmıyor. Ama yine polislerin bize söylediklerine göre, Yılmaz Geyik uyuşturucu kaçakçısı. Psikolojik olarak ‘rahatsız’ biri. Önüne gelen herkesle, hatta Siverek’in ortasında bile kavga eden biri. Daha önce ‘uyuşturucu kaçakçılığı’, ‘darp’, ‘adam dövme’ gibi 5 farklı dosyadan suçu olmuş. Uyuşturucu kaçakçılığı yapan kişi zaten normal biri olamaz. Mafya gibi. Cinayetten öncesine kadar, Geyik’in Siverek merkezde bulunan evinin içi ve dışı kameralarla gözetleniyor, kapsının önünde korumalar bulunuyormuş. Bu kişi kimdir ki, evi kale gibi korunuyor muş? Gerçeklik payını bilmiyoruz ama taziye gelen binlerce Siverek’li, ‘Bu kişi belirli büyük ailelerin tetikçiliğini yapıyor. Zamanında bir gardiyanı öldürmüş, üstü kapatılmış’ iddialarını konuşuyor” dedi.
‘ÇIKARIN ONU. KATİL O’
Yılmaz Geyik’in nerede olduğunu bilen varsa kendilerine ulaşmasını isteyen Uygurlar, “Siverek gibi bir ilçede, bu kişi yerin dibine mi girdi, ne oldu? İlla ki birileri buna yardım ediyor, yataklık yapıyor, evinde barındırıyordur. Onu barındıranlara sesleniyoruz, ‘Çıkarın onu. Katil o. Yarın sizin çocuğunuzu da öldürecek.’ Başta Siverek halkı olmak üzere herkesin elini vicdanına koymasını istiyoruz. Bu kişinin nerede olduğunu bilen, bir şey duyan, bir şeyden şüphelenen birileri varsa söylesin. Korkuyorlarsa sosyal medyadan da olsa bize ulaşsınlar. Adlarını bile vermeyiz. Yerini bildirene 100 bin TL vermek istiyoruz” teklifinde bulundu.
‘TEHDİT EDİLİYORUZ’
Tehdit edildiklerini söyleyen Derya Uygurlar, “Sosyal medyadan sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. ‘Sidar için adalet’ diye CİMER’e başvurmaya dönük imza kampanyası başlattık. Ardından sosyal medyadan, günü birlik açıp kapattıkları farklı isimlerle açılan hesaplarla, ailemize, Sidar’ın arkadaşlarına, bize destek veren insanlara dönük, ‘Yılmaz Geyik’in adını soyadını yazmayın. Dua edin polis onu bulsun, yoksa Yılmaz Geyik gelir sizi de öldürür’ gibi belirli tehdit mesajları gelmeye başladı. Ekran görüntüsü alıp soruşturma açacağız dediğimizde küfür ve hakaretlerde bulunuyorlar. Tehditlerden hemen sonra hesapları siliyorlar. Yılmaz Geyik’in kardeşi Aram Yılmaz Geyik, Sidar için sosyal medyada destek veren bir kişiyi arayarak, ‘Bu paylaşımlarınızı hemen silin. Yoksa ben gelip sizi öldüreceğim’ diyor. Ardından da mesaj da atarak, ‘Hesabının şifresini vermezsen senin ailenden birini öldüreceğim’ diye mesaj atıyor. Oysa cinayet sonrası Emniyet, Geyik’in ailesinin, ‘Bizim bu cinayetle bir bilgimiz yok. Nerede olduğunu, nereye kaçtığını bilmiyoruz. Bela olmuş. Bulunsun’ dediğini söylemişti. Şimdi ise sosyal medyadan bize destek verenleri tehdit ederek korkutmaya çalışıyorlar. Mağdur bizken, suçluymuş pozisyonuna sokmaya çalışıyorlar. Bu da yıpratıcı bir durum. Mesajları emniyete, savcıya ilettik. Talebimiz olmadı ama polis de bize koruma vermedi” diye konuştu.
‘EMNİYET BİZİ KORKUTUYOR’
Siverek’teki emniyettin cinayet üzerinde yeteri kadar durmadığını kaydeden Derya Uygurlar, “Emniyet hakikaten güçsüz. Olay gecesi ilçeden çıkılan yollara kontrol konulmuyor. Tehditlerde bulunan Yılmaz Geyik’in ailesini takibe almıyorlar. Emniyet, yaptığımız imza kampanyası ile CİMER’e başvuran yurttaşı caydırmak için kendisini değil de, aile de anneyi babayı tektek arıyorlar. Siverek savcısı abime, emniyetin yaptığı bu uygulamanın yasal olmadığını, bunu yapan polisi şikayet edebileceğimizi söyledi. Savcı ayrıca, ‘İmkanımız olsa da dışarıdan yardım bir ekip istesek’ ifadelerini kullandı. Savcı cinayetin üzerinde duruyor. Cinayet ile ilgili bağlandığım bir özel televizyon kanalında, ‘Yanlış hatırlamıyorsam, şahsın arabası 5 gün sonra Hilvan yolu üzerinde bulundu’ dedim. Yani aracın bulunduğu yeri karıştırmışım sadece. Bunun üzerine 30 dk sonra bir polis ekibi, ailemin yanına gelerek, ‘Siz yanlış bilgilerde bulunmuşsunuz. Derya Uygurlar hakkında soruşturma açacağız’ diyor. Emniyetin bize bu şekilde davranması da bizi korkutuyor. Bu yüzden Siverek’e dışarıdan bir polis ekibinin daha gelmesini, bu cinayete bakmasını istiyoruz” talebinde bulundu.
‘YOKSA ÜSTÜ KAPATILACAK’
54 gündür firari olan katil zanlısının bir an önce yakalanmasını beklediklerini kaydeden Derya Uygurlar, “Adaleti istiyoruz. Adalet yerini bulsun. Katil biran önce bulunsun. Yoksa üstü kapatılacak. 54 gün oldu. Bu bizi korkutuyor” ifadelerini kullandı.
‘SİVEREK’TE 13-14 YAŞINDAKİ GENCİN BİLE SIRTINDA SİLAH VAR’
Derya Uygurlar, Siverek’te sürekli bir şekilde üstü kapatılan, kimsenin ses çıkarmadığı cinayetlerin yaşandığını hatırlatarak, “Öyle bir seviye ye geldi ki, Siverek’te insanlar sokakta gezemiyor. Siverek’te şu an Kurtlar Vadisi’nin gerçeği yaşanıyor. Tüm yönetmen ve senaristler Siverek’e gelsin, buradan gerçek senaryoları alsın ve film çeksinler. Sürekli, bir şekilde üstü kapatılan, kimsenin ses çıkarmadığı, kan davaların olduğu, kimin kimi öldürdüğü belli olmayan bir ilçe. Belki de Türkiye’de bireysel silahlanmanın en yüksek olduğu ilçe. Şu bir gerçek ki, Siverek’te 13-14 yaşındaki gencin bile sırtında silah var. Bu çok problemli bir durum. Herkesin sırtında nasıl silah olur?” diye sorarak silahlanmanın önüne geçilmesi için yetkililere çağrıda bulundu.