Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un oğlu Mohamed Hassan Shekhi'nin, kurye Yunus Emre Göçer'i göz göre göre öldürdüğü iddia edildi. İlk olarak konu gündeme geldiğinde, kurye Göçer'in arkadaşları Çağlayan Adliyesi'nde diplomatik pasaportlu bir şahsın kim olduğunu sormuştu. HDP İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek'in meclis gündemine taşımasıyla bu diplomatik şahsın Somali Cumhurbaşkanının oğlu olduğu ortaya çıktı.
Olayın ardından ortaya çıkan gelişmeler skandal niteliğindeydi. Göçer'in eşi, polis memurunun kazaya ilişkin görüntüler ortaya çıkmadan önce kendisine eşinin intihar ettiğini söylediğini açıkladı. Üstelik polis memurunun, kurye Yunus Emre'yi hatalı gösteren ilk tutanağı ortaya çıktı. Kazadan 6 gün sonra Shekhi hakkında yakalama kararı çıktı, ancak anlaşıldığı üzere katil, kazanın ikinci günü yurtdışına kaçmıştı.
SİLAH TÜCCARI ÇIKTI!
Somalili kaynaklardan alınan bilgilere göre, katilin silah tüccarı olduğu iddia edildi ve Somali Cumhurbaşkanının ülkesinde aile holdingi kurduğu ortaya çıktı. Yolsuzlukla suçlanan kamu görevlilerini görevden alan bir bakanın ertesi gün görevden alındığı da rapor edildi. Ayrıca, Somali Cumhurbaşkanının Ankara, İstanbul ve Isparta'dan ev aldığı ve bu evlerin ona armağan edildiği belirtildi. Albayrak grubunun Somali'de 2034'e kadar liman işletme anlaşması yaptığı ve Somali Cumhurbaşkanının kızının sınırsız yetkilerle kendisine danışman yaptığı, askeri eğitimi olmayan oğlunu birlik komutanı olarak atadığı da iddialar arasında yer aldı. Birleşmiş Milletler raporlarına göre, Somali Cumhurbaşkanının ülkesine yapılan yardımları yurtdışındaki kendi hesaplarına aktardığı belirtildi.
ÜZÜNMÜŞ!
Olayın ardından utanmaz Hasan Şeyh Mahmud, Göçer'in eşini arayarak üzgün olduğunu ve Türk adaletine güvendiğini ifade etti, ancak oğlunu teslim etmeye gelince "o erişkin bir kişi, kendi kararı" yanıtını verdi.
Olaya ilişkin birçok bilinmeyen hala aydınlatılmadı. Örneğin, Göçer'e çarpan konsolosluk aracının kamerasının kayıtlarına ne olduğu hala belirsiz. Bu konuda 10 gündür bir açıklama yapılmadı. Ayrıca, olaya ilişkin görgü tanıklarının iddiaları da dikkate alınmalı. Mesela, Somali Cumhurbaşkanının oğlu katilin kaza yerinde hararetli bir şekilde telefonda konuştuğu iddia edildi. Bu konuşmanın büyük olasılıkla konsoloslukla ve yetkililerle gerçekleştiği düşünülmekte. Bu konuşmalar sonrasında polis memurunun, Göçer'i haksız çıkaran tutanağı tuttuğu iddia ediliyor. Ancak polis memuruna bu talimatı kimin verdiği hala açıklanmadı.
Şu soruları sormak önemlidir:
Polis memuru, Somali Cumhurbaşkanının oğlu katilin yaptığı telefon görüşmesi sonrasında mı bu tutanağı tuttu? Bu talimatı kim verdi?