Gazeteci yazarı Çiğdem Toker, cemaat yurdunda kalan ve maruz kaldığı baskılara dayanamadığını ifade ederek hayatına son veren tıp öğrencisi Enes Kara olayına ilişkin olarak "Hazine garantili döviz taahhütlü projeler için bütçesine, bir grup sermaye şirketine ödensin diye, 20-25 yıl boyunca akıl almaz tutarlar ayırabilen bir devlet, öğrencilerin barınması için yeterli sayıda yurt yapmıyorsa bu, siyasal bir tercihtir" ifadelerini kullandı.
Öğrencilerin istemeyerek, aile baskısıyla ya da ekonomik koşullar sebebiyle tarikat ve cemaat yurtlarına gitmek zorunda olmasının "devletin görevini yerine getirmediği" anlamına geldiğini ifade eden Toker, bu durumu "Türkiye'de devlet erkini kullanan siyasi iktidarın, kendi asli görevini tarikat ve cemaatlere 'taşere ettiği' anlamına gelmektedir" diye açıkladı.
Toker, "Laik hukuk devletlerinde cemaat tarikat yurtları, devletin yerine getirmekle yükümlü olduğu kamu hizmetini ikame edemez" diye ifade etti.