Sözcü yazarı Rahmi Turan: “Aç kalırım ama yine de Kılıçdaroğlu'na oy vermem' diyen herkesin duası ka

“Petrol bulduk” “İhracatta rekor kırdık” “Avrupa bizi kıskanıyor” “Karadeniz doğalgazı bizi ihya edecek” “Petrol satan ülke olacağız” “Muhalefet hain, terörist” filan diyorlar ve bu gibi hayali laflarla seçim kazanıyorlar.

Millet füze hızıyla artan fiyatlardan kırılıyor.

Tüm mallara bu kadar acımasızca zam yapılır mı?

Hani iktidarın vadettiği huzur, refah, bolluk?

Vaatler bir an mıydı, o sözler yalan mıydı?

Aklı başında ekonomistler “Bunlar daha iyi günler. Çok beter günler gelecek yakında” diyorlar.

“Petrol bulduk” “İhracatta rekor kırdık” “Avrupa bizi kıskanıyor” “Karadeniz doğalgazı bizi ihya edecek” “Petrol satan ülke olacağız” “Muhalefet hain, terörist” filan diyorlar ve bu gibi hayali laflarla seçim kazanıyorlar.

★★★

Ülke maalesef kötü yönetiliyor. Fakat vatandaşlarımızın yarısından çoğu yine de kötü yönetime oy veriyor. Neden? Bu gerçekten şaşılacak sosyolojik bir durum!

Ağır zamlardan beli bükülen ve yaşam zevkini kaybeden bir okurum bana şu acıklı mesajı yollamış:

“Aç kalırım ama yine de Kılıçdaroğlu'na oy vermem' diyen herkesin duası kabul oldu. Aç kaldılar! Ama yalnız onlar değil, bizi de aç bıraktılar!”

★★★

Dizginlenemeyen enflasyon, akaryakıta art arda gelen zamlar, döviz kurlarındaki artış her ürüne yansıyor, bu arada fırsatçılar da ahlaksızlıklarını sergiliyor!

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK'in yüzde 47,83 olarak açıkladığı enflasyon rakamını uygun bulmuş ve:

“2024 yılı ortasından itibaren yıllık enflasyon düşmeye başlayacak.” demiş…

Yani enflasyonun düşmeye başlamasına yaklaşık bir yıl daha var demek ki…

Peki, bir yıl ne yapacak, nasıl yaşayacak bu millet?

“Ölme eşeğim ölme!”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in “Enflasyon 2024 yılı ortasından itibaren düşmeye başlayacak” sözünü duyunca Nasreddin Hoca'nın “Ölme eşeğim, ölme” hikayesini hatırladım. Ünlü öyküyü Bakan Bey'in de okumasını dilerim…

★★★

Sert bir kış, her yeri karlar kaplamış… Hava soğuk mu soğuk… Damların saçaklarından kama gibi buzlar sarkıyor. İnsanlar burunlarını bile dışarıya çıkaramaz olmuşlar.

Hazıra dağ dayanmaz. Yiyecekler tükenmeye başlamış.

Kıtlık sadece insanları değil, hayvanları da vurmuş. Bir deri bir kemik kalmışlar!

Nasreddin Hoca'nın emektar eşeği de kıtlıktan fazlasıyla nasibini almış. Hoca, hayvanın yemini her geçen gün biraz daha azaltınca, zavallı günden güne zayıflamış, kemikleri sayılmaya başlanmış.

Elinde avucunda vereceği hiçbir şey kalmayınca Hoca moral vermek için eşeğinin kulağına eğilmiş:

“Ölme eşeğim ölme” demiş “Bahar gelecek, yoncalar çıkacak, sen de yiyeceksin. Ne olur ölme, dayan biraz daha!”

Pişmanlıklar kervanı!

Bazı siyasileri dinledikçe, onların yerine ben utanıyorum!

İnsanlarda biraz vefa duygusu olur yaa…

Hem CHP sayesinde adam olup Meclis'e giriyorlar, hem de:

“En büyük pişmanlığım” diyerek CHP'ye yükleniyor, ver yansın ediyorlar.

“Pişmanlık kervanına” Meral Hanım'dan sonra Ahmet Bey de katıldı…

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Medyascope'tan Ruşen Çakır'la yaptığı söyleşide, en büyük pişmanlığının milletvekilliği seçimlerine CHP listelerinden girmek olduğunu söyleyerek:

“10 milletvekilliği kazandık ama 10 milletvekili ile ölçülemeyecek bir fedakarlık yaptık” dedi, iyi mi?

Oyları yüzde ikiyi bile bulamayan bir siyasetçi, kendini ne kadar büyük görüyormuş meğerse?

Bu tiplere güvenmek Kılıçdaroğlu'nun hatalarındandır.

Böyle çıkarcı siyasetçilere inanıp işbirliği yapan Kılıçdaroğlu, sanıyorum siyaset hayatının önemli derslerinden birini aldı. Adamlar hem onun sayesinde Meclis'e girdiler hem de pişman olduklarını söylüyorlar. Ayıp değil mi?