Türkiye'den Avrupa Birliği ülkelerine yapılan “iltica” başvuruları patlama yapmış durumda…
Ülkemiz bu kadar mı yaşanmaz bir yer haline geldi?
Eğitimli vatandaşlarımızı kaybediyoruz! Kaçan kaçana…
Türkiye kan kaybediyor. Durmayan bir kan kaybı bu…
Son 6 yılda 81 bin 388 Türk, Almanya'ya iltica etmiş… Fransa, Belçika, Hollanda gibi Avrupa ülkelerine sığınanlarla 200 bini buluyor. Bu rakamlara yasal yollardan giden Türkler dahil değil…
Bu yüzden Avrupa ülkeleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına “Schengen Vizesi” vermek istemiyor, bin bir güçlük çıkarıyor. Vize başvurularının yaklaşık yarısı reddediliyor. Bu da bizim için ayrı bir utanç konusu!
İlticaların en önemli sebebi ekonomik sorunlar, yoksulluk ve işsizlik!
Ulus olarak her ay, her hafta biraz daha fakirleşiyoruz.
Sık sık beka sorunundan bahseden (İktidarın 1 numaralı destekçisi) Devlet Bahçeli beye gerçek beka sorununun bu olduğunu hatırlatalım.
★★★
Yıllarca bin bir güçlükle okuyup doktor veya mühendis olan, ya da başka alanlarda uzmanlık kazanan bu ülkenin başarılı beyinlerin başka ülkelerde umut araması üzücüdür.
Türk Tabipleri Birliği yurt dışına gitmek için iyi hal belgesi alan doktor sayısının toplam 2 bin 685 olduğunu açıkladı.
Akademik Dayanışma Platformu Üyesi Zeynep Ardıç “Yaşamsal faaliyetlerini bile karşılamakta zorlandıkları için 12.000 civarında akademisyenin ülkeyi terk ettiğini” belirtti.
Kimse genç doktor ve mühendislerin kaçışı için “Bu Türkiye'nin gelişmesini çekemeyen karanlık odakların, amacı belli çevrelerin hain planlarıdır!” gibi lâflar etmesin… Ülkemizin şartları onları zorluyor!
İmkânını bulan, fırsatını yakalayan eğitimli gençler de göç etmeye çalışıyor.
En yetişmiş, en nitelikli insanlarımızı kaybediyoruz.
Beyin göçünün duracağı yok.
Böyle bir ülkenin geleceği parlak olur mu?
★★★
Sığınmacı tablosu çok dramatik…
Almanya'ya en çok iltica başvuru yapan ülkelerin sıralaması yüz kızartıcı:
1) Suriye, 2) Türkiye, 3) Afganistan, 4) Gürcistan, 5) Irak, 6) Rusya, 7) İran, 8) Somali, 9) Diğer Afrika ülkeleri…
İktidar “Avrupa Türkiye'yi kıskanıyor” diye övünüp, Türkiye Yüzyılı'nı başlattığını iddia ederken karşımıza çıkan bu tabloya biz üzülmeyelim de kim üzülsün?
Bu hale mi gelecektik?
Başka ülkelerde umut aramak üzere Türkiye'den kaçanlar, bir vatandaş olarak gururumu incitiyor “Güzel ülkem bu hale mi gelecekti?” diye kahroluyorum. Fakat…
Hem mantığım, hem vicdanım onları haksız bulmuyor.
“Ekonomide dünyanın en güçlü ilk 10 ülkesi arasına gireceğiz” sözleri bir masal oldu.
Hukukun, adaletin, ifade özgürlüğünün baskı altında olduğu, şeffaflığın olmadığı bir ülkede işler düzgün gitmez, yolsuzluklar büyük boyutlara çıkar, yoksulluk artar.
SÖZCÜ'nün Almanya temsilcisi Ali Gülen, Almanya'ya yasa dışı yollardan girmeye çalışan Türklerin sayısının binlerle ifade edildiğini bildiriyor.
Almanya'daki kaçak göçmen sayısında Suriye birinci, Türkiye ikinci…
İktidarın “Türkiye Yüzyılı” sloganlarıyla bir yere varılmıyor!
TEBESSÜM
Ödünç karne…
Okulda karneler dağıtılır. Çocuk eve dönünce annesi onun elini boş görünce şaşırır, merakla sorar:
“Karneni almadın mı yavrum?”
Çocuk “Aldım anneciğim…” der.
Annesi daha da meraklanır:
“Eee, neden bana göstermiyorsun?”
“Karnemi arkadaşıma verdim anneciğim.”
“Neden verdin ki? Ne yapacakmış o?”
“Babasını korkutacakmış!”