Çalışan emeklilerin başına gelenler acı bir gerçeği bir kez daha gösterdi.
Ülkede hukuk var mı? Yok!
Adaletsizlik var mı? Var!
Anayasa'nın eşitlik ilkesi çiğneniyor mu? Çiğneniyor!
İkramiye konusunda “çalışan emekli-çalışmayan emekli” diye ayrım yapılmasının yarattığı tepki dinecek gibi değil!
Çalışan emekliler keyiflerinden değil, aç kaldıkları için çalışıyor!
İktidar, sadaka gibi verdiği 5 bin liralık ikramiyeyi bile çalışan emeklilere çok gördü!
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10'uncu maddesi, tüm vatandaşlar arasında kanuna karşı eşitlik ilkesini koruyan temel bir hükümdür.
Yasa “Eşitlik” emrediyor ama gelin de bunu siz AKP'ye anlatın!
İktidar yasaları işine geldiği gibi uygulayınca ortada hukuk kalmıyor!
★★★
Emeklilerin dramı iktidarın umurunda bile değil. Nasıl olsa onlardan diledikleri kadar oy alıyorlar. AKP için önemli olan oy, gerisi teferruat!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan “Düzenlemeyi tamamladık. Hayırlı olsun emeklilerimize” dedi ve ekledi:
“Mücbir sebeplerden dolayı çalışan emeklileri kapsam dışı bıraktık!”
Bakan Bey'e “İyi ettiniz” mi diyeceğiz? Hayır!
Emekliler arasında ayrım yapmak hem hukukî, hem vicdani olarak yanlıştır. Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı, hukuksuz bir davranıştır bu!
Günün birinde emekliler uyanırlarsa her şey tersine döner. İktidar “Oy! Oy!” diye onların peşinden koşar!
16 milyon emekliden çalışanların cezalandırılması AKP'nin adaletsiz uygulamalarından biridir.
Cumhuriyet'in 100'üncü yılı nedeniyle sadece çalışmayan emeklilere lütfedilen 5 bin lira ikramiye aslında dört kişilik bir aileyi beş-on gün rahatlatır. Onu bile çok gördüler!
7500 lira ile geçinemeyen emekli keyfinden değil, aç kalmamak için çalışıyor. 25 – 30 bin lira alan üst düzey emekliler ise çalışmıyorlar.
Şimdi, 25 – 30 bin lira alana 5 bin lira ikramiye ödenecek, 7500 lira alana ise nasihat verilecek. Adalet bunun neresinde?
★★★
Çileli emeklilerimize, büyük şairimiz Nazım Hikmet'in “Dünyanın en tuhaf mahlûku” adlı ünlü şiirindeki şu sözlerle seslenmek istiyorum:
“Kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama…
Kabahatin çoğu senin canım kardeşim!”