Baro başkalarının Ankara’ya 300 metre kala engellenmesiyle ilgili Antalya Baro Başkanı Polat Balkan’ın ardından Gaziantep Barosu da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Müdürü Servet Yılmaz ve kolluk görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Baro başkalarının Ankara’ya 300 metre kala engellenmesiyle ilgili Antalya Baro Başkanı Polat Balkan’ın ardından Gaziantep Barosu da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Müdürü Servet Yılmaz ve kolluk görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Baro başkanlarının "çoklu baro" hazırlığını protesto yürüyüşünün Ankara’ya 300 metre kala engellenmesi ve 26 saat polis barikatları arasında bekletilmesiyle ilgili ikinci suç duyurusu geldi. Gaziantep Baro Başkanlığı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz, Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Yılmaz Ergan ile videolardan ve fotoğraflardan tespit edilecek polis memurları hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç durusunda bulundu.
Suç duyurusu dilekçesinde, şu ifadelere yer verildi:
"22 Haziran günü Ankara'da kolluk kuvvetlerince baro başkanları ve avukatlara karşı yapılan bütün haksız eylemler temel Anayasal haklar olan kişinin dokunulmazlığı, kişi hürriyeti ve güvenliği, kişi hürriyeti ve güvenliği, düşünce özgürlüğü, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, seyahat hürriyeti, hak arama hürriyeti gibi temel haklar zorbaca, cebir ile baro başkanları darp edilerek ve TCK madde 109, TCK madde 94, TCK madde 125, TCK madde 106 ve TCK madde 86'da tanımlanan suçlar işlenerek ihlal edilmiştir.”
“Tüm bu hususlar sebebiyle 22 Haziran tarihinde Baro Başkanları ve Avukatlara karşı belirttiğimiz ihlalleri ve suçları işleyen şüpheliler ve iştirak edenler hakkında kamu davası açılmasını, şüphelilerin cezalandırılması için taleplerimiz ve resen gözetilen soruşturma işlemlerin yapılmasını sayın savcılık makamından talep ederiz.”
'DELİLLER KARARTILMASIN'
Dilekçede delillerin karartılmasının engellenmesi yapılması istenilenler şöyle sıralandı:
Olay sırasında görevli polis memurlarının görüntü, ses ve benzeri yöntemlerle delil oluşturdukları, mesaj kayıtlarına, arama kayıtlarına, telsiz kayıtlarına ulaşabilmek adına telefonlarına el koymak suretiyle ivedilikle delillerin karartılmasının engellenmesine,
Emniyet mensupları tarafından kameralarla görüntü alınmış olup emniyet kamera kayıtlarına el konulmasına,
Baro Başkanları tarafından şahsen ve Baroları adına yaptıkları şikayet dilekçelerinin Başsavcılığınızca dosya içerisine delil olarak konulmasına,
Ankara Güvenlik Şube Müdürü Yılmaz Ergan hakkında daha önce herhangi bir suçtan soruşturma ve kovuşturma (idari veya adli) yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise ilgili evrakların dosyamız içerisine alınmasını talep ederiz.
ANTALYA BAROSU DA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMUŞTU
Antalya Baro Başkanı Polat Balkan, baro başkanlarının yürüyüşünün engellenmesi nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara Valisi Vasip Şahin ve alanda görevli kolluk görevlileri hakkında “kişiyi hürriyetinden yoksun bıraktıkları, işkence ve kötü muamelede bulundukları” gerekçeleriyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştu.
NE OLMUŞTU?
AKP hükümetinin avukatlık yasasına ve baroların yapısına yönelik müdahale hazırlığına karşı, baro başkanları 19 Haziran Cuma günü bulundukları illerden Ankara'ya doğru "Savunma Yürüyor" eylemi başlattı.
Yürüyüşlerini Anıtkabir'de sonladırmak üzere Ankara'da bir araya gelen baro başkanları, Eskişehir yolunda polis zoruyla engellendi. Polisin barikatla etrafını çevirdiği baro başkanları, geceyi abluka altında ve temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumda geçirdi.
Baro başkanları Ankara'da abluka altında tutulurken yurdun dört bir yanında baro ve adliye binaları önünde eylemler yapan avukatlar, AKP hükümetini protesto etti, baro başkanlarına desteklerini sundu. Baro başkanlarının avukatları temsilen illerinden çıkarak Anıtkabir'de sonlandıracakları yürüyüş, AKP hükümetinin sonuçlarını tahmin edemediği engelleme çabası sonucu tüm ülkeye yayılan bir direnişe ve güç gösterisine dönüştü.
Baro başkanlarının bir gün boyunca polis ablukası altında tutulması ve saldırılara maruz kalmasının ardından yürüyüşü engelleyemeyen hükümet, geri adım atmak zorunda kaldı. Savunma Yürüyüşü, baro başkanlarının Anıtkabir' ziyareti ile sonlandı.