Suriye Televizyonu'nun eski Ankara Muhabiri Edip Abdülfettah, Suriye haber ajansları ve basının Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine başlattığı operasyonu 'işgal' olarak nitelendirdiklerini söyledi. Abdülfettah, Suriye halkının AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ciddi bir öfke duyduğunu aktardı.
Suriye Televizyonu'nun eski Ankara Muhabiri Edip Abdülfettah, Suriye'deki son duruma ilişkin soL Haber'e konuştu.
Abdülfettah, "Herkes artık Suriye'nin iyi günlere her zamandan daha yakın olduğunu düşünüyor. Umarız bu beklenti boşa çıkmaz" derken, Suriye halkının AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ciddi bir öfke duyduğunu dile getirdi.
Sol'un soruları ve Edip Abdülfettah'ın cevapları şöyle:
'KAMIŞLI SAVAŞ MAHALLİ OLDU'
Öncelikle nasılsınız? Bulunduğunuz bölge aynı zamanda ateş altında bir bölgeydi. Düşen bombalar ve intihar bombacılarının Kamışlı'daki camilerde gerçekleştirdiği saldırılar vardı. Bir süredir evlerinizin bodrumlarında ve sığınaklardasınız. Son durum nedir?
Türkiye'ye selamlar. Şu an için her şey yolunda, gayet iyiyiz. Harekatın başladığı ilk günlerin ardından biraz zor bir dönem geçirdik. Biliyorsunuz aslında Kamışlı, yani Nusaybin'in tam sınırındaki kent Barış Pınarı Harekatı'nın kapsamında olan yerlerden değildi. Ama gerçekleştirilen intihar eylemleri ve düşen havan mermilerinin akabinde bir savaş mahalli olmuş oldu.
'KENT DIŞINA ÇIKMAK İSTEDİK AMA İZİN VERİLMEDİ'
Kentin dışına çıkmaya çalıştınız mı?
Evet. Ailem de burada yaşadığı için onların güvenliğini sağlamak adına şehir dışına çıkmak istedik ama YPG'li güçler buna müsaade etmedi. Kentin sivillerden arındırılması orada yaşanacak savaşın boyutunu artırabilirdi. Burada bir milyona yakın insan yaşıyor. Türkiye'de bu sayının altında onlarca şehir var. Kamışlı büyük bir yer. Bizler de evlerimizin bodrum katlarına indik.
'ATILAN BOMBANIN MARKASI ÇOK DA FARK ETMİYOR, CANINIZI KURTARMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ'
Atılan bombalar ya da havan mermileri, roketler. Nereden geliyordu? Bir çok spekülasyon var bu konuda.
Tartışamaya açık konu. Zira burada hangi silah kimin envanterinde takip etmek çok zor. Türk menşeyi olan silahların ÖSO'ya, oradan YPG'ye geçmemesi için hiçbir neden yok. Bunun tam tersi de mümkün. Bir yerden sonra atılan bombanın markası çok da fark etmiyor. Canınızı kurtarmaya çalışıyorsunuz. Mesela Kamışlı'da geçtiğimiz hafta yaşanan intihar eylemi çok ciddiydi. Cuma namazına denk getirilmeye çalışıldı. IŞİD üstlendi eylemi.
Suriye basınında son durum nedir? Gazeteler ve televizyonlar ne diyor son gelişmelere?
Suriye haber ajansları ve basın Türkiye'nin "Barış Pınarı Harekatı"nı bir işgal olarak niteliyor. YPG ve Suriye arasında yapılan anlaşmayı da olumlu olarak duyuruyor. Zaten beklenen bir şeydi bu. Çünkü YPG'nin de başka bir seçeneği yok. Suriye basını, "bu anlaşma olmasaydı da Suriye ordusu bu bölgelere en nihayetinde girecekti" diye değerlendiriyor. Son iki yıldaki gelişmeler bunu gösteriyor. Kaybettiği hegemonyayı büyük ölçüde toparladı Suriye. Bu mevzu süreci hızlandırmış oldu. Genel tablo olumlu.
'ABD'NİN BOŞALTTIĞI YERE SURİYE ORDUSU GİRİYOR'
ABD'nin boşalttığı yerlere Rusya yerleşiyor deniliyor. Nedir durum?
Böyle bir şey yok. ABD'nin boşalttığı yerlere Suriye Ordusu giriyor. Kimi Rus gözlemciler ya da askeri temsilciler savaşın kritik safhasından beri zaten Suriye'de. Amerika'dan boşalan yerlere Ruslar yerleşti genellemesi yanlış. Bununla ilgili ayrıntılı videolar yayımlandı zaten Suriye televizyonlarında.
'GÜVENDEN ZİYADE KONJONKTÜR BELİRLİYOR'
YPG ile Şam arasındaki ilişkilere nasıl bakılıyor nasıl ele alınıyor? Bir güven ilişkisi tesis edilmiş durumda mı?
Bu mevzu bir güven meselesi değil. Tabii ki olumlu değerlendiriliyor bu anlaşma. Ama Suriye kamuoyu genel olarak YPG'ye güvenerek bir tavır almıyor. Çünkü benzer yakınlaşmalar oldu geçtiğimiz dönemlerde ancak YPG'nin tekrar Amerika ile yakınlaşması ve işbirliğini ilan etmesi bu güven zeminini sarstı. Hatta daha dün insanların sokaklarda konuştuğu şeydi bu. Şimdi Amerika gelse ve "ben vazgeçtim çekilmiyorum askeri varlığımı arttırıyorum YPG ile de ilişkiler sürecek" dese YPG tekrar o zemine geçebilir. Sanki Rusya ve Suriye ile hiç görüşmemiş gibi hiç anlaşmamış gibi. Güvenden ziyade konjonktür belirliyor. Suriye yapması gereken işler için zaman ve mevzi kazandı. Şimdi bunu başarmak zorunda. Bu arada Suriye basını YPG'nin çatı örgütü olan Suriye Demokrat Güçleri'ne dair haber yaparken "Feshedilmiş Suriye Demokrat Güçleri" diye niteliyor artık.
ABD gerçekten boşaltıyor mu oraları, askeri varlığını geri çekiyor mu?
Evet, genel manada bir çekilme var, bu görülüyor ve hissediliyor. Sadece bir noktada pürüz var. El Tenf (Tanf) üssü var Deyrizor'da, Irak sınırında bir yer. Orada çekilmenin hiç yaşanmadığını bilgisi var. Hatta ABD'nin 120 ile 200 arasında bir asker takviyesi gündemde oraya. Yani çekilme topyekün değil.
Peki Kamışlı dışında durumlar nasıl? Kobane ya da Rasulayn'da konuşulanlar nedir?
Kamışlı'da hayat normale dönmeye başladı. Rasulayn savaş alanı hâlâ, çatışma devam ediyor biliyorsunuz orada. Kobane'de de önemli bir hareketlilik yok çünkü Suriye Ordusu da oraya giriyor. Tel Abyad ve Rasulayn dışında bir sorum yok şu an. Diğer bölgelerde rutin hayat devam ediyor. Bu gelişmeler Suriye Ordusu için davetkar bir zemin sunuyor. Çünkü ordunun olduğu yerlerde savaş ortamı ortadan kalkıyor.
'ÇOK CİDDİ BİR ÖFKE VAR'
Suriye basını Türkiye'ye nasıl bakıyor nasıl ele alıyor? Suriyeli emekçilerin bakışında neler değişti?
Çok ciddi bir öfke var. Belki de savaşın başladığı ilk zamanlardan bugüne en yüksek boyutunda. Biliyorsunuz Erdoğan buradaki silahlı muhalifleri destekledi, onlara askeri destekte bulundu. Bu durum bir sürü tepki doğurdu. Suriye'de insanlar protesto ettiler bunu. Ama bugün yaşananlar çok daha ileri boyutta. Türkiye'den ziyade Erdoğan'a dönük tepkiler var. Erdoğan için "hani Müslümandı, hani Müslüman dostuydu neden bugün Müslümanların üzerine bombalar yağdırıyor" deniliyor. "Hani Suriye halkının yanındaydı hani nerede" diyorlar. Erdoğan için Müslüman dostu nitelemesinden "İsrail ve Amerikan dostu" nitelemesine bir geçiş var Suriye halkında. Tabi bu nitelemeyi son yaşanan saldırılardan sonra tarif ediyorlar.
Peki ne değişti? Yani Afrin'e yapılan "Zeytin Dalı Herekatı"nda olmayan şey bugün nasıl oluştu?
Burada anahtar kelime medya. Erdoğan Arap Dünyasındaki medya gücünü kaybetti. Ben Suriye'den söz ediyorum ama Arapça yayın yapan bir sürü ülke için geçerli bu dediğim. Körfez ülkeleri de Erdoğan'a ve bu harekata karşı çıktı. Böyle olunca insanlar medyaya bakarak "Erdoğan bizim dostumuz değilmiş" diyorlar. Tabi anladılar ama çok geç oldu ne yazık ki. Bir de buna Arap dünyasının Suriye başlığında yaşadıkları bıkkınlığı ekleyebiliriz. Artık kimsenin Suriye'de açılan yeni bir cephe, yeni bir savaş diye başlayan cümlelere tahammülü kalmadı.
Herkes artık Suriye'nin iyi günlere her zamandan daha yakın olduğunu düşünüyor. Umarız bu beklenti boşa çıkmaz.