İstanbul Çengelköy'de bulunan Vaniköy Camii'nde dün meydana gelen yangınla ilgili savcılık harekete geçti. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında Cumhuriyet Savcısı, yanan camide inceleme yaptı. Camii imamı Mustafa Coşkun ve eşi Havva Coşkun'un da arasında bulunduğu 5 ismin ifadesine başvuruldu.
Sabah gazetesinden Mustafa Sait Özkan ve Seda Nur Günaydın'ın haberine göre, yapılan incelemelerde olay yerinde tiner bulunurken, camiinin kadınlar bölümünde ise şemsiye tipi tüplü sobalar var. Camii imamı ifadesinde, sobaların boş olduğunu öne sürerken, 11 Kasım'da camii çevresini boyamak için tiner kullandığını söyledi. Coşkun, yangının alttan ısıtma sisteminden çıkmış olabileceğini savcılıkla paylaştı.
"ZİYNET EŞYASI BULAMADIK"
Coşkun, ifadesinde yangının yerden ısıtma sisteminden çıkabileceğini vurgularken lojmanda bulunan ziynet eşyaların yangının ardından bulunamadığını söyledi. Olay günü Şile'de bulunduğunu, eşinin kendisini saat 11.00 sularında arayarak, "Evde değişik bir koku var" dediğini aktaran Coşkun, ifadesinin devamında şunları anlattı: "Camii'nin yedek anahtarı, izinli olduğumda cemaat mağdur olmasın diye karşımızda bulunan yalının güvenliğinde bulunmaktadır. Eşimle konuştuktan sonra yalının güvenlik görevlisi Zeki M.'yi aradım. Yalının teknisyeni Vahdettin Bey'in kontrol etmesini istedim. Daha sonra Zeki'yi aradım, sıkıntı olup olmadığını sordum. O da 'Sıkıntı yok' dedi. Tedbir amaçlı camiinin ve bayanlar bölümünün elektrik sigortalarını indirdiklerini söylediler. Saat 13.10 sıralarında eşim aradı ve kadınlar bölümünün yandığı söyledi. Ben de apar topar camiye gittim. Gittiğimde yangından dolayı camii kullanılamaz hale gelmişti. Camiinin tamamı kadınlar bölümü de dahil olmak üzere alttan ısıtmalıdır. Evimizde ısıtma sistemi yoktur. Doğalgaz için başvuruldu ancak bağlanmadı. Evde halihazırda montla oturmaktayız. Bizden önce lojmanda kalanlar sobayla ısınıyormuş. 11 Kasım'da camiinin duvarı, lojman giriş kapısı ve bahçedeki duvarını boyamıştım. Olay yeri inceleme raporunda da belirtilen tiner kalmıştı. Boyama işlemi bitti ancak bu tiner, evin dışında bahçede bulundu. Yangınla bir alakası yoktur. Bayanlar bölümünde ise kullanılmayan eşyalar vardı. Bizden önce kafelerde kullanılan şemsiye tipi tüplü sobalar da buradaydı. Bu tüpler boş durumdaydı. Zaten yangında da patlayan bir tüp olmadı. Bence yangın, bayanlar bölümündeki elektrikli yerden ısıtma sisteminden çıktı."
"FARKLI BİR KOKU HİSSETTİM"
Camii imamının eşi Havva Coşkun ise ifadesinde şunları söyledi: "Olay günü 11.00 sıralarında eve geldim. Evde farklı bir koku hissettim. Hemen eşime haber verdim. Camii'nin yedek anahtarı karşıdaki yalının güvenlik noktasındaydı. Vahdettin Bey'le camiye girdik. İçeride kimse yoktu. Vahdettin Bey elektrik sigortalarını tedbir amaçlı indirdi. Ben de camları açtım. Daha sonra çıktık. Saat 13.10 sıralarında tekrar değişik bir koku duyunca dışarı çıkıp bakmak istedim. Evimin kapısının altından duman geldiğini gördüm."
"BU VAKIF DEDEMİZDE KALMADIR"
Caminin Şeyh Vani Mehmed Efendi Bin Bestam Vakfı'na ait olduğunu söyleyen Uğur Vanioğlu, bilgi sahibi sıfatı ile alınan ifadesinde, "Bu vakıf dedemizden kalmadır. Ben de 10 Kasım 2020 tarihi itibari ile bu vakfın mütevellisiyim. Caminin içerisinde bulunan eşyaların envanteri Vakıflar 2. Bölge Müdürlüğü ve Üsküdar Müftülüğü'nde bulunmaktadır. Olay yerinde 7 adet çeşitli ebatlarda Arapça harflerle dini motifli çerçeve, 4 adet parçalanmış halı, bir adet süs eşyasını teslim aldım. Envanterde bulunan diğer eşyalar kullanılmaz haldeydi. Caminin yanmasında şüpheli bir durumun tespiti halinde davacı ve şikayetçiyim" dedi.