İstanbul Ümraniye'deki Kuran kursundaki istismar davasında Adli Tıp Kurumu raporu geldi. Rapora göre mağdur çocuk H.R.Ö.’nün ruh sağlığının bozulduğu, travma içerisinde olduğu mahkeme heyetine bildirildi. H.R.Ö. ve M.E.Ö'nün babası Ertan Ö. ise “Çocuğuma da şikayetçilere de inanmıyorum” ifadelerini kullandı.
Cinlerle korkuttukları çocukları istismara maruz bıraktılar: 'Konuşmayan en az 30 arkadaşımız var'
Ümraniye’deki ruhsatsız Kuran kursunda çok sayıda çocuğu istismar ettikleri iddiasıyla haklarında iddianame hazırlanan ve görülen ilk duruşmada tutuklanan kurs sorumlusu Ömer Işıktekin ve eğitmenler Hacı Serkan Bektaş ile Tarık Bektaş’ın tutuklu yargılandıkları davanın ikinci duruşması görülmeye başlandı. Kuran kursunda kalan ve istismara uğradığını beyan edip, şikayetçi olan mağdur çocuk H.R.Ö.’nün yaşadıklarına ilişkin Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu dava dosyasına girdi. ATK, H.R.Ö.’nün ruh sağlığının bozulduğunu, travma içerisinde olduğunu belirtti.
İSTANBUL BAROSU MÜDAHİL OLDU
Anadolu Adliyesi 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar cezaevinden getirilirken, şikayetçiler ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmaya CHP Ümraniye İlçe Örgütü ve Atatürkçü Düşünce Derneği’nden avukatlarda katıldı. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi de davaya müdahil olmak için dilekçe sundu. Mahkeme heyeti baronun müdahillik talebini kabul etti.
Mahkeme başkanı Kuran kursunda kalan mağdur çocuk H.R.Ö.’ün ve ağabeyi M.E.Ö.’ün yaşadıklarından dolayı psikolojik durumunun incelenmesi için ATK’ya gönderildiklerini ve ATK raporunun dosyaya geldiğini söyledi. Raporda H.R.Ö.’nün ruh sağlığının bozulduğu, travma içerisinde olduğu, M.E.Ö.’ün ise savunmacı beyanlarda bulunduğu bu nedenle herhangi bir tespit yapılamadığı belirtildi.
Mağdur çocuklar H.R.Ö. ve M.E.Ö. babası Ertan Ö. tanık olarak dinlendi. Çocuklarının kendisine kursta yaşananlarla ilgili herhangi bir bilgi vermediğini söyleyen Ertan Ö., “Çocuklarım kursa istekli gidiyordu. H. bir iki kez canım sıkılıyor kursa gitmek istemiyorum’ dedi. Ben de bu durumu çocuk tepkisi olarak düşündüm. Benim çocuğum hocalarla alakalı şeyler neden söylediğini bilmiyorum. Ben her iki çoçuğumun da arkasındayım” dedi.
"OĞLUM YALAN SÖYLÜYOR"
Olayın ortaya çıktığı gün eşinin ağabeyinin kendisini aradığını belirten Ertan Ö., “Karakola geldiğimde oğlum ve diğerlerinin içerde olduğunu gördüm. Komiser bana, ‘şüphelileri tanıyor musunuz’ diye sordu. Ben de, hocam olduklarını belirttim. ‘Herhangi bir yalanını gördünüz mü’ diye sordular. ‘Hayır görmedim’ dedim. ‘Ömer Işıktekin oğlunuza cinsel istismarda bulunmuş’ dediler. Ben de ‘hayır yalandır’ dedim. Benim oğlum yalan söylüyor. Oğlum kurstan iki sene önce ayrılmıştı. Oğlum kurstan ayrıldıktan sonra liseyi dışardan okusun diye yazdırdım. Haftasonu okula götürüp, getiriyordum. 1 sene sonra sınavlar geldi. Öğrendim ki hiç okula gitmemiş. Oğlum bu konuda bana yalan söylediği için diğer konuda da yalan söylediğini düşündüm” diye konuştu.
Mağdur Y.İ.A’nın babası Engin A.’nın kendisinden ve kurs hocalarından para almak için böyle bir olay ortaya attığını söyleyen Ertan Ö., “Engin A. rant elde etmek istiyor” dedi.
Mahkeme başkanı Engin A., “Sizden herhangi para ya da başka bir şey istedi mi?” diye sordu. Ertan Ö. ise bu kez Engin A’nın kursla ilgili problemleri, görüş ayrılıkları olduğunu bu nedenle istismar olayını ortaya attıklarını öne sürdü.
Mahkeme başkanı, “Oğlunuzun anlattıkları çok vahim” dedi. Bu kez Ertan Ö., “Engin A. oğlumu içirmiş, oğlum alkollüylen anlattıklarını ses kaydına almış” diye konuştu. Mahkeme başkanı ise bu kez, “Çocuğunuz yaşadıklarını anlatmış. Onu hiç dinlediniz mi?” dedi. Ertan Ö. ise, “Hayır dinlemedim” diyerek cevap verdi.
“ÇOCUĞUMA DA ŞİKAYETÇİLERE İNANMIYOUM”
“Çocuğuma da şikayetçilere de inanmıyorum” diyen Ertan Ö., “Olan olaylar bana anlatıldı. İnanmadım. Bu işi sizin adaletinize bırakıyorum. Şikayetçiyim ya da değilim diyemiyorum” dedi.
'EŞİM YALAN SÖYLÜYOR’
Mahkeme başkanı eşiniz, “Kuran kursunda benim çocuklarımdan harem kurmuşlar” diye ifade verdi deyince ise, “Ertan Ö. eşim yalan söylüyor. Eşim çocuklarıma inanmadığım için bana kızıyor” dedi. Olayların ortaya çıkmasının ardından şikayetçilerden Engin A.’nın kendisini tehdit ettiğini öne süren Ertan Ö., “Arabasıyla beni yolda sıkıştırarak beni yolun karşısına atmaya çalıştı. Şikayetçi olmadı. Mahkememiz devam ederken şikayetçi olmak istemedim. Engin A.’nın bize düşmanlığı var” dedi.
‘KURSUN ARABASI MAĞDUR ÇOCUĞUNA İNANMAYAN BABANIN ÜZERİNDE’
Ertan Ö. Kuran kursuna alınan arabaların kendisinin üzerine yapıldığını belirterek, olayın ortaya çıkmasının ardından akrabalarının ve eşinin kursun arabasının satılıp mağdurlar arasında paylaştırılmasını istediklerini öne sürdü.
‘KURSTA HER ŞEY ÇOK GÜZELDİ’
Ertan Ö.’nün beyanlarının ardından Kursta kalan çocuklardan M. N.Ç. tanık olarak dinlendi. M.N.Ç. beyanında 15 yıldır Kuran kursunda kaldığını belirtti. Kursta kaldığı süreçte liseyi açıktan okuduğunu, üniversiteyi ise yine kursta kaldığı süreçte bitirdiğini söyleyen M.N.Ç., “Şu an Sancaktepe’de bir okulda ücretli öğretmenlik yapmaktayım. Kursta herhangi bir istismar olayına şahit olmadım. 20 Ocak 2019 günü H.R.Ö. beni arayarak konuşmak istediği konular olduğunu söyledi. Çamlıca’da anneannemin evinde buluştuk. Orda H.R.Ö. bu konuları açarak, ‘hocanın evlilik meselesi olmasaydı. Biz bu konuyu söylemezdik’ dedi. Bildiğim kadarıyla hocanın evleneceği kız onların akrabasıymış” dedi.
Mağdurlar arasında kendi kardeşi Y.Y.Ç.’nin yer aldığının mahkeme başkanı tarafından hatırlatılması üzerine, “Kardeşim de kursta kalırdı. Kendisi zaten asosyal biriydi. Bu nedenle kursta herkes onunla dalga geçerdi. Bu yüzden kurstan ayrıldı. Bu olaylar çıktıktan sonra kardeşim kursta Ömer hocadan çok dayak yediğini, çekiçle dövüldüğünü söyledi. Kendisi cinsel istismara uğradığından vs. bahsetmedi. Ömer hoca maç sonrası kendine masaj yaptırırdı. Kursumuzda aç kalma gibi bir durum olamaz. Her şey çok güzeldi. Bu çocuklar neden böyle bir şey söylediklerini anlayabilmiş değilim. Ömer hocanın cinlerim var dediğini ise duymadım” diye konuştu.
9 YAŞINDA KURAN KURSUNA BAŞLADI
Kursta kalan öğrencilerden Y.K. ise 9 yaşındayken bu kursa gidip gelmeye başladığını söyleyerek, “Kursta benim başıma bir şey gelmedi. Sadece benim değil hiçbir öğrencinin başına böyle bir şey gelmedi. Kursta ezber yapamayan öğrenciye uyumama cezası verilirdi. Ben başlarında dururdum cezalandırılan çocukların. Sonra ikimizin de uykusu gelirdi. Uyurduk” dedi.
Mahkeme başkanının mağdur çocukların beyanınlarını anımsatması üzerine ise Y.K., mağdur çocukların birileri tarafından yönlendirildiğini düşündüğünü ifade etti.