Türkiye’nin itibarı tahrip edilmiştir. Sürüklenerek yönetilen bir Türkiye olamaz, buradan bir çıkış yapmamız gerekir " dedi.
Tatlıoğlu, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek gündemi değerlendirdi. Ekonomik savrulmanın derinleştiğini ve devam ettiğini belirten Tatlıoğlu, şunları söyledi:
"SÜRÜKLENEREK YÖNETİLEN BİR TÜRKİYE OLAMAZ, BURADAN BİR ÇIKIŞ YAPMAMIZ GEREKİYOR"
"Merkez Bankası Başkanı değişimi adeta Türk ekonomisine bir suikast etkisi yapmıştır. Türkiye’nin itibarı tahrip edilmiştir. Bunun yansımalarını görüyoruz. Faizlerin yüzde 19’a çıktığı Kasım, Mart döneminde Türkiye’ye yaklaşık 16 milyar dolar yabancı girişi olmuş, ama 22-23 Mart’ta 6,5 milyar dolarlık bir çıkış olmuştur. Bu sorumsuz devlet yönetme yapısından kaynaklanmaktadır. Bizim gibi ekonomilerde temel sorun öngörülebilirliktir, bu güvenle alakalıdır. Sürüklenerek yönetilen bir Türkiye olamaz, buradan bir çıkış yapmamız gerekir. Bütün Türkiye Merkez Bankası’nın yeni başkanından 128 milyar dolarlık döviz rezervi ile ilgili kamuoyu ile bir paylaşım beklemektedir. 128 milyar döviz rezervinin kamuoyu ile paylaşılması zaten Merkez Bankası’nın yapması gereken bir şeydir. O nedenle yazılı olarak görüşlerini paylaşan yeni Merkez Bankası Başkanı’ndan kamuoyunun beklediği bu 128 milyar dolarlık döviz rezervini paylaşmasıdır.
"ERDOĞAN’DAN EN AZINDAN BİR SOĞUK DURUŞ BEKLERDİK"
Geçen hafta yapılan Çin Dışişleri Bakanı Erdoğan görüşmesi bu açıdan manidardır. Hele ortada kanka el tokalaşması gerçekten Doğu Türkistan’daki soydaşlarımızı, dindaşlarımızı ve bütün buna hassasiyet gösteren Müslüman alemi üzmüştür. Burada tabii ki, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’dan en azından bir soğuk duruş ve en azından bununla ilgili kamuoyu önünde bir paylaşım beklerdik. Bu nedenle içimizdeki sızının şiddeti artmıştır. Kardeş kanı üzerinden pazarlık olmaz. TBMM’mizden ortak bildiri talebimize cevap gelmemiştir. Bunu tekrarlıyoruz ve TBMM’deki partilerimizden bilhassa Ak Parti ve MHP’den bildiri konusunda adım atmaları konusunda beklentimiz devam etmektedir.
"UYUŞTURUCU KONUSUNDA DEVLET KADEMESİNDE CİDDİ TEDBİRLER ALMALIYIZ"
Türkiye’de uyuşturucu ve bağımlılık süratle artmaktadır. Yüzde 600’lük bir artış söz konusudur. Araştırmalar İstanbul’un bile yakında dünyanın uyuşturucu ve bağımlılıkta zirve şehirlerinden birisi olma ihtimalini yüksek görüyor. Ekonomik bunalım gençlerin özellikle mutsuzluğu, işsizliği, ifade özgürleri konusundaki atmosferin daralması, özgürlük alanlarının daralması, mültecilerle beraber ortaya çıkan sorunlar Türkiye’de sosyoekonomik bir krize dönmektedir. Özellikle 15-24 yaş arasındaki 13 milyon gencimiz çok ciddi tehdit altındadır. Yarına çok daha büyük sorunlarla uyanmamak için bu konuda devlet kademesinde, siyaset kademesinde ve toplum kademesinde çok ciddi tedbirler almamız, çözümlemeler bulmamız gerekmektedir.”
"MİLLETİN İRADESİNDEN DAHA BÜYÜK BİR İRADE YOKTUR"
Tatlıoğlu, Tekirdağ Çerkezköy Kaymakamı Atilla Selami Abban'ın, koronavirüs denetimi sırasında bir yurttaşa hakaret etmesine ilişkin de şunları söyledi: “Bir başka konu ise yeni vesayet sistemidir. Bir kaymakamın insanımıza maraba davranışı, Bakanların parlamenterlere nobran davranışının bir yansımasıdır. Türkiye’de 28 Şubat’ın çok üzerinde yeni bir vesayet anlayışı vardır. Atanmışların seçilmişler üzerinde bir tahakkümü söz konusudur. Saray ve etrafındaki davranış tarzı milleti azarlar ve maraba muamelesi yapar duruma gelmiştir. Türkiye bu vesayet sistemini kabul edemez. Tümüyle reddediyoruz milletin iradesinden daha büyük bir irade yok, Millet Meclisinden daha büyük bir irade yok ve insanımızdan daha kıymetli bir varlığımız yoktur.”