Suç duyurusu ardından Çağlayan Adliyesi’ne giderek ifade veren Özcan, konuya ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), bir televizyon programında kullandığı ifadeler nedeniyle hakkında suç duyurusunda bulunduğu Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, mahkemeye giderek ifade verdi. Suç duyurusu ardından ifadeye çağrılan Özcan, bugün Çağlayan Adliyesi'ne giderek ifade verdi. İfade sonrası yazılı açıklamada bulunan Özcan," Öncelikle belirtmek isterim ki, 1999 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisat bölümünden mezun olduktan sonra sınavlarına girip sonrasında 10 yılı aşkın bir süre şikayetçi kurum olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda (TCMB) gururla çalışmış biriyim.
Bu güzide kurumun çekirdekten yetiştirdiği, değer verip yurtdışında yüksek lisansa yolladığı donanımlı bir çalışanıydım. Sonrasında kamu ve özel sektör bankalarında yöneticilik yaptım, dolayısıyla 20 yılı aşkın iş deneyimi bulunan bir iktisatçı ve bankacıyım.
Söz konusu şikâyet tamamen siyasi bir nitelik taşımaktadır. TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu ve yöneticilerine yönelik haklı eleştirilerimin kamuoyunda ses getirmesi karşısında, bu eleştirilerimi sindirme ve bastırma amacı taşımaktadır"
'MAKAMI MUHALEFETİ SİNDİRMEK İÇİN KULLANIYOR'
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’na eleştiride bulunan Özcan, Kavcıoğlu'nun yönettiği merkez bankası makamını ve kamu gücünü arkasına alarak, rakip gördüğü bir siyasetçi ile hesaplaşmaya ve muhalefeti sindirmeye çalıştığını belirtti. Özcan," Bu değerli kurumun saygınlığını ve itibarını asıl kıranlar, kurumun kültürünü, yapısını, işleyişini, insan kaynağını, teamüllerini bilmediği ve her şeyden önemlisi Merkez Bankacılığının gerektirdiği bilgiye ve tecrübeye sahip olmadığı halde TCMB’de yöneticilik yapan, ülkemize ve toplumumuza telafisi mümkün olmayacak ekonomik zararlar verenlerdir" dedi.
'TCMB'YE EN BÜYÜK ZARARI, REZERVLERİ SATARAK HALKI FAKİRLEŞTİRENLER VERİYOR'
TCMB’nin itibarını asıl sarsanların bu ülkenin yıllardır biriktirdiği uluslararası rezervleri hukuksuzca ve sorumsuzca satıp milleti fakirleştirenler olduğunu aktaran Özcan, açıklamasında şunlara yer verdi:
"Türk parasının değerini korumakla görevli ve sorumlu olan TCMB Başkanı, yürüttüğü kamu görevi sebebiyle hesap verilebilirlikle yükümlüdür. TCMB Başkanı gibi kamuya mal olmuş kişilerin; görevlerini yerine getirirken kamu menfaatini ilgilendiren sonuçlara yol açacağı dikkate alındığında, hukuk devleti ve demokrasi açısından tahammül edilmesi gereken ağır eleştirilere, rahatsız edici olsa bile katlanma yükümlülüğü olduğu genel kabul gören bir ilkedir.
Kamu yararını korumaya yönelik olarak yapılan bilgilendirme ve eleştirilerin cezalandırılması, caydırıcı etki doğurarak, toplum ve kamuoyunda farklı seslerin susturulmasına yol açabilecek ve cezalandırılma korkusu çoğulcu toplumun sürdürülebilmesine engel olabilecektir.
TCMB kanunu ile korunmak istenen kurumun yöneticileri ve bunların izlediği akıl ve bilimden uzak politikalar değil, kurumun kendisinin hükmi şahsiyet olarak itibarıdır."
'KAMUNUN YARARINI KORUMAYI AMAÇLADIM'
Şikâyet dilekçesinde bahis konusu edilen televizyon programındaki konuşmalarının, yıllarca emek verdiği kurumun itibarını zedeleyici bir ifadenin asla olmadığını söyleyen Özcan, TCMB’nin hükmi şahsiyetini hedef alan bir eleştiride de bulunmadığını aktardı. İfadelerinde, yöneticilerin liyakatsizliğini ve bu nedenle millete ödettikleri bedeli eleştirdiğini söyleyen Özcan,
"Kamunun yararını korumayı amaçladım. Şikâyet dilekçesinde yer verilen sözlerim, tamamıyla bir vatandaş ve siyasetçi olarak Anayasamız tarafından güvence altına alınmış olan düşünce ve ifade hürriyeti hakkı çerçevesindedir.
Yıllarca kurumda çalışmanın verdiği tecrübe ile TCMB’nin görev ve yetkilerinin ne olduğunun gayet farkındayım. TCMB’nin görev ve yetkilerini belirleyen 1211 Sayılı Kanun’da TCMB’nin temel görevi “fiyat istikrarını sağlamak” olarak belirlenmiştir. Aynı maddenin devamında da “Hükümetle birlikte Türk lirasının iç ve dış değerini korumak için gerekli tedbirleri almak” Bankaya görev olarak yüklenmiştir" diye belirtti.
'TCMB YÖNETİCİLERİ TÜRK LİRASININ DEĞERİNİ İHMAL ETMİŞTİR'
Şahap Kavcıoğlu’nun göreve atandığı Mart 2021’de yüzde 16 olan yıllık tüketici fiyat enflasyonun bugün yüzde 80’e ulaştığını ifade eden Özcan, "TCMB yöneticileri Türk lirasının iç değerini de dış değerini de koruma görevini ihmal etmişlerdir. Türk parasının değerinin korunmaması yüzünden milletimiz sıkıntı çekmekte, halkımızın satın alma gücü günden güne düşmekte ve hayat pahalılığı artık tahammül sınırlarını aşan bir noktaya gelmektedir. Türkiye tarihinde görev süresi boyunca enflasyonu aldığı seviyenin 5 katına çıkaracak kadar görevini ihmal eden başka bir TCMB Başkanı olmamıştır" dedi.
Kavcıoğlu'nun enflasyonla mücadele etmeyi bıraktığını söyleyen Özcan, görev tanımının dışında işlerle ilgili kamuoyuna yanıltıcı söylemlerde bulunduğunu belirtti. Özcan," TCMB’nin kurumsal itibarına asıl zarar veren durum, kendisinin bu söylemleridir.
Konuşmamda TCMB Başkanının kanunun verdiği en temel görevinde başarısızlığı ortada iken İstanbul Ticaret Odası toplantısında yıllarını Türk sanayisinin gelişimine adamış iş insanlarına aslı astarı olmayan şehir efsanelerini anlatarak nezaket sınırlarını zorlayan ve bir Merkez Bankası Başkanının kullanması gereken üsluba yakışmayan şekilde hitap etmesini “utanmazlık” olarak nitelendirdim."
'SÖZLERİMİN ARKASINDAYIM'
Yazılı açıklamasının devamında Özcan, şunları belirtti:
"Bir siyasetçinin; Türkiye’ye yatırım yapmış, üretim yaparak, istihdam sağlayarak, vergi ödeyerek ülkemize hizmeti dokunan herkese yapılan her türlü haksızlığa ve saygısızlığa karşı çıkması görevinin gereğidir. Bugün iş dünyası ülkedeki baskı ortamından dolayı düşüncelerini dile getirememektedir. Kamuoyu karşısında gerektiğinde hükümetteki ve kamu hizmetlerindeki kusurları açıkça eleştirebilecek olanlar benim gibi muhalif siyasetçilerdir. Milletin ve iş dünyasının hakkını bir siyasetçi savunduğunda, düşüncelerini ifade etmesi kovuşturmaya veya yargılamaya konu edilirse kamunun menfaatleri haleldar olur. Kamu yararını savunan, iş dünyasına yapılan saygısızlığı ve haksızlığı eleştiren bir siyasal değerlendirmenin bu şekilde önlenmeye çalışılmasını, Anayasamızın demokratik hukuk devleti ilkesiyle bağdaştırmak da mümkün değildir.
Kasten görevi ihmal suçu işleyenlerle, görevde ihmal sebebiyle muazzam kamu zararına yol açanlarla ve kamu kaynaklarını israf edip milleti açlıkla baş başa bırakanlarla mücadelemizi yılmadan sürdürmek, muhalefet partisi olarak hem siyasal hakkımız hem de sorumluluğumuzdur.
TCMB’nin bağımsızlığını ihlal eden, kurumsal birikimini yok sayan, TCMB Kanunu çerçevesindeki görevlerde yürütmeden talimat alarak iş yapan her yönetici, görevini ve sorumluluğunu ihmal etmekte, kurumun itibarını zedelemektedir. Bankanın itibarının benim sözlerimle mi, yoksa TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu ve Para Politikası Kurulu üyelerinin aldığı kararlarla mı zedelendiği her türlü kuşkudan uzaktır."
'TCMB'YE EN BÜYÜK ZARARI KURUMU SİYASETİN ARKA BAHÇESİNE ÇEVİRENLER VERİYOR'
TCMB’nin kurumsal itibarına en çok zarar verenlerin kurumu siyasetin arka bahçesine çevirenler olduğunu belirttiği yazılı açıklamasında, eleştirisinin de kişilere yönelik olduğunu söyledi. Özcan açıklamasına şu cümlelere yer verdi:
"Bugün ülkemizde yaşanan ağır enflasyonun, hayat pahalılığının, yoksulluğun en önemli sebebi TCMB’nin sorumlu olduğu para politikasının; akla, iktisat bilimine, merkez bankacılığının temel ilkelerine, genel kabul gören para politikası uygulamalarına aykırı bir şekilde uygulanmış olmasıdır.
Bu süreç Merkez Bankası bağımsızlığının sürekli olarak ihlal edilmesi ve Bankaya kanunla verilen görevlerin ısrarla yerine getirilmemesi ile başlamıştır. Bunun sonucu olarak Türkiye, dünyada enflasyonu en çok artan ve parası en çok değer kaybeden ülke haline gelmiş, kişi başına düşen milli gelir reel olarak gerilemiştir. Milletin yoksullaşmasına yol açan politikaların en büyük sorumlusu kanunun verdiği temel görev olan enflasyonla mücadeleyi yapmayan TCMB Başkanı ve yöneticileridir.
ABD dolarının Türk lirası karşısındaki değeri, sadece 18 ayda 7,25’ten 18,40’a çıkmıştır. Dünyada parası bu kadar kısa sürede bu kadar değer kaybeden başka bir ülke neredeyse bulunmamaktadır. Yıllık tüketici ve üretici enflasyonu yaklaşık 5 katına çıkmıştır. Ülkemizde enflasyon dünyanın en yüksek 6’ncı enflasyonudur. Ülkemizde gıda enflasyonu dünyanın en yüksek 4’üncü enflasyonudur. 50 milyon ve üzeri nüfusu olan ülkeler arasında ise enflasyon şampiyonuyuz.
'MERKEZ BANKASI BAŞKANI DERHAL İSTİFA ETMELİDİR'
Görevinin bilincinde olan birinin bu sonuçları görünce derhal istifa etmesi gerekirken, Kavcıoğlu'nun kurumunun enerjisini ve kaynaklarını TV programlarına suç duyurusu yaptırarak harcadığını aktaran Özcan," TCMB’nin kendine ait rezervleri 30 milyar ABD doları seviyesinden eksi 52 milyar ABD doları seviyesine gerilemiştir. Bu uygulamalar tarihin işgallerden sonra gördüğü en büyük ve vahşi servet transferidir. Bu vahşi servet transferinin baş sorumlularından biri de görevini yapmayan TCMB Başkanıdır.
Tüm bu nedenlerle TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu ve tüm para politikası üyelerini derhal hiç vakit geçirmeden istifaya davet ediyorum.
İstediğiniz şikayetlerde bulunun, elinizde hangi imkân varsa kullanın.
Ben sizin boş yere işgal ettiğiniz Merkez Bankası'nın bana öğrettikleri ile bu millete borcumu ödemeye ve size hesap sormaya devam edeceğim"