Tefal'in mutfaklardaki devrim yaratan başarısı, 1950'lerde Marc Grégoire'ün balık oltalarında kullandığı teflon maddesinin tavaya uygulanmasıyla başladı. Eşi Colette’in ilhamıyla geliştirilen teflon kaplı tavalar, yemeklerin tavaya yapışmasını engelleyerek hem temizlikte hem de sağlıklı pişirmede büyük bir kolaylık sağladı.
Tefal, mutfaklarımızın vazgeçilmez bir parçası olmayı başarmış bir markadır, ancak bu başarının arkasında ilginç bir hikaye yatıyor. 1950'lerde, Fransız mühendis Marc Grégoire, teflon adı verilen bir maddeyle tanıştı ve bu maddeyi balık oltalarına uygulayarak büyük bir başarı elde etti. Oltalar artık karışmıyor ve temizlenmesi çok kolay hale gelmişti.
Marc'ın eşi Colette, bu durumu fark ederek eşine ilham verici bir fikir sundu: "Bu maddeyi tavalarda kullanmayı düşünmüyor musun? Yemekler artık yapışmayacak!" Marc, eşinin bu basit fikrini hayata geçirerek büyük bir keşfe imza attı. Teflon kaplı tavalar, yemek yapma deneyimini köklü bir şekilde değiştirdi; yemekler tavaya yapışmıyor ve temizlik çok daha kolay hale geliyordu.
1954 yılında, Marc Grégoire teflon kaplı tava için patent aldı ve üretime başladı. Çift, küçük bir atölyede ürettikleri tavaları sokaklarda satmaya başladı. Fransız şefler bile bu yenilikçi ürüne büyük ilgi gösterdi. Artan talep üzerine, 1956'da "Tefal" adıyla bir şirket kurdular. "Tefal" adı, teflon ve alüminyum kelimelerinin birleşiminden oluşuyordu.
Tefal, hızla büyük bir başarı yakaladı. Sadece iki yıl içinde bir milyondan fazla teflon tava satıldı. Bu buluş, yemek yapmayı kolaylaştırmakla kalmayıp, aynı zamanda daha sağlıklı yemekler pişirmeyi de mümkün kıldı. Az yağ kullanımı, yemeklerin besin değerini koruyarak daha sağlıklı bir yaşam tarzına katkıda bulundu.
Bugün Tefal, dünya çapında tanınan bir marka haline geldi ve mutfak eşyalarından küçük ev aletlerine kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip. Ancak, teflonun bazı sağlık riskleri konusunda yapılan uyarılar nedeniyle, çizilmiş teflon kaplı tavaların kullanılmaması önemlidir.