Çoğu insan, kötü ter kokusundan korunmak için deodorant, roll on, parfüm gibi ürünler kullanarak ter kokusunu önlemeye çalışıyor. Son dönemlerde özellikle popüler hale gelen terletmeyen, ter kokutmayan deodorant ve roll on ürünlerinde ciddi bir artış gözleniyor. Ancak uzmanlar, bu konuda insanları uyarıyor. Çünkü terletmeyen bu tarz ürünler ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor. Bunların başında ise kanser riski geliyor.
KULLANDIĞINIZ TER ÖNLEYİCİ ÜRÜNLERE DİKKAT EDİN!
Deodorant ve antiperspirant ürünlerinin insan sağlığına zararlı olduğuna dair kesin bilimsel veriler olmasa da, birçok uzman terletmeyen ürünlerin kullanılmasını doğru bulmuyor. Bu tarz ürünlerin içindeki bileşenler ter salınımını engellediği için insan vücudunun ter aracılığıyla vücuttaki zararlı maddeleri atması gerektiği düşünülüyor. Bu nedenle, terletmeyen ürünlerin kullanımının sağlık açısından olumsuz etkileri olabileceği konusunda uyarılar yapılıyor. Ancak, bu konuda daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç olduğu da belirtiliyor.
Son zamanlarda oldukça popüler olan "terletmeyen, tere karşı" gibi ifadelerin bulunduğu ürünlerin sağlığa zararlı olduğu konusunda söylentiler var. Bu ürünlerin kullanımının koltuk altlarında bulunan lenf bezlerinin doğal terleme sürecini engellediği ve vücuttaki zehirli atıkların dışarı atılmasını engellediği belirtiliyor. Dolayısıyla, terletmeyen koltuk altı deodorantları ve jellerin kanser riskini artırabileceği iddia ediliyor. Ancak, bu iddiaların bilimsel olarak kanıtlanmış olmadığını belirtmek önemlidir. Konu hakkında daha fazla araştırma ve bilimsel kanıtların olması gerektiği vurgulanıyor.
TER ÖNLEYEN ÜRÜNLER ZARARLI
Doğal olmayan deodorant ve antiperspirant ürünler, deriyle doğrudan temas ettiği için cilt kanseri riskini artırabilir. Bu ürünlerde bulunan kimyasallar, vücutta yanma, kaşıntı, tahriş, şişme ve yara gibi sorunlara neden olabilir. Özellikle koltuk altına uygulanan deodorantlar, içerdikleri alüminyum gibi maddelerle meme kanseri riskini artırabilir. Alüminyumun deriyle teması, aynı zamanda çeşitli kronik deri hastalıklarının riskini artırabilir.