Türkiye Gazeteciler Sendikası, gazetecilerin yıpranma hakkının gaspına karşı kampanya başlattı. Sendika, hükümete, “Sağlığımızdan doğa tahribatına, yolsuzluklardan istismara kadar hepimizin geleceğini etkileyen pek çok olay zorlu çalışma koşullarında haberleştiriliyor. Toplumun tüm kesimleri için çalışan gazetecilerin itibarını iade edin, itibari hizmet haklarını düzenleyin” çağrısı yaptı. Sendika avukatı da, 'tgs.org.tr/gazetecileryipraniyor' adresi üzerinden gazetecilerin mesleki çalışma yaşamına ilişkin sorularını yanıtlıyor.
'GAZETECİLER YIPRANIYOR'
TGS'nin 'Gazete basılır, gazeteciler yıpranır' başlıklı açıklaması şöyle: 1977 yılında; gazetecilerin çalışma koşullarının ağırlığı, yıpratıcılığı ve matbaa çalışanlarının kimyasallara maruz kalmaları nedeniyle, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na eklenen bir maddeyle gazetecilere ve matbaa çalışanlarına itibari hizmet hakkı tanındı. Her yıl için sigortalılık süresine 90 gün eklenmesiyle tanınan bu hak, gazetecilerin ve matbaa çalışanlarının erken emekli olabilmesine olanak sağladı. Ancak en fazla 5 yıl erken emeklilik ile de sınırlandırıldı. 2008 yılında, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yapılan düzenleme ile gazetecilerin ve matbaa çalışanlarının itibari hizmet zammından yararlanmasının önüne geçildi. 5 yıl süren mücadelenin ardından 2013 yılında; itibari hizmet zammı, “fiili hizmet süresi zammı” adı ile ve sadece gazetecileri kapsayacak şekilde geri getirildi. 506 Sayılı Kanun’da tanınan haklar budanarak geri getirilen “fiili hizmet süresi zammı” şu şekilde düzenlendi: -90 gün olan fiili hizmet süresi 75 güne indirildi, -5 yıl olan erken emeklilik hakkı 3 yıla indirildi, -Emeklilik yaşından 5 yıl indirilirken, yeni düzenleme ile bu süre 1,5 yıla düşürüldü, -Fiili Hizmet Süresinden yararlanmak basın kartı taşıma şartına bağlandı. 2019 yılında ise, Anayasa Mahkemesi “fiili hizmet süresi” hakkından yararlanmanın, basın kartı taşıma zorunluluğuna bağlanması nedeniyle, düzenlemeyi iptal etti. İptal gerekçesinde, “basın kartı verilecek kişilerin nitelikleri ve basın kartının verilmesine ilişkin şartlar yönünden bir kanuni düzenleme bulunmaksızın, bu şartların belirlenmesi keyfiyetinin Basın Kartı Yönetmeliği ile yürütme organına bırakılmış olmasından dolayı temel bir hak olan sosyal güvenlik hakkının ancak kanunla sınırlanabileceğine ilişkin Anayasa’nın 13. maddesinin ihlal edildiği” tespiti yapılarak, Anayasa Aykırılık kararı verildi. Fiili hizmet süresi hakkından yararlanmak için basın kartı şartı taşıma zorunluğunun Anayasa’ya aykırı olduğu yönünde yapılan olumlu tespit, düzenlemenin “sadece basın kartı taşıma şartı yönünden değil” “bir bütün olarak” iptal edilmiş olması nedeniyle, bu hakkın tamamen kaybedilmesi ihtimalini de beraberinde getirdi. Çünkü, Anayasa Mahkemesi iptal kararının “yeni bir düzenleme yapılabilmesi için” Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren 9 ay sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır ve bu 9 aylık süre 14 Kasım 2020 tarihinde dolmaktadır. 14 Kasım 2020 tarihine kadar yeni bir kanuni düzenleme yapılmaması halinde; matbaa çalışanları için 2008 yılında kaldırılmış olan “itibari hizmet hakkı”, gazeteciler için de 15 Kasım 2020 tarihinde tamamen yürürlükten kalkmış olacaktır."
43 YILLIK HAK
İtibari Hizmet Hakkı, gazetecilerin ve matbaa çalışanlarının, yaptıkları işin doğası gereği 1977 yılında teslim edilmiş bir haktır, ayrıcalık değildir. Halkın doğru habere ulaşması için gece gündüz çalışan, kamunun yararını birinci önceliği haline getiren gazeteciler, doğru bilgiyi canı pahasına halka ulaştırmak için savaşta, depremde, selde, toplumsal olaylarda, pandemi koşullarında, TBMM’de gece gündüz çalışmaktadır. Matbaa çalışanları ve gazete-dergi gibi habere dair yayınların basım işini yapanlar ise, bu bilgileri halka ulaştırmak için sürekli gece çalışmakta ve çalışırken çeşitli kimyasallara maruz kalmaktadır. Gazeteciler ve matbaa çalışanları ayrıcalık istememekte, zaten hakları olan itibari hizmet zammının geri verilmesini talep etmektedir.