Size çocuğun üstün yararı için çok hassas olmamız gereken bir olayı anlatacağım. Bu nedenle bu haberde insanların isimleri, olayın yaşandığı şehir gibi bilgiler yer almayacak. Umarım ülke bu hassas konuyu gerekli özeni göstererek tartışabilecek bir akla sahiptir.
2022 yılının Eylül ayında 12 yaşındaki bir kız çocuğunun telefonu çalındı. Bu telefondan kız çocuğunun annesini arayan bir kişi "İstediğiniz parayı verirseniz telefonu geri veririm yoksa denize atacağım" dedi. Anne polisi arayarak şikâyetçi oldu ve halen sinyal veren telefon bulundu, telefonu çalan kişi de yakalandı.
GÖZALTINA ALINDILAR
Telefonu inceleyen polis, çok karanlık ve belirsiz bir görüntüde çocukların cinsel temasına ilişkin kayıt tespit etti. Bunun üzerine soruşturma başlatıldı. Telefonu kaybeden kız çocuğunun ifadesi alındı. Onunla birlikte ifadesinde isimlerini verdiği 12 yaşındaki kız, 13 ve 14 yaşındaki erkek arkadaşları gözaltına alındı.
Dört çocuğun ifadelerine ve iddianameye göre olay şöyle gelişmişti:
12 yaşındaki iki kız öğrenci ve 13 yaşındaki erkek öğrenci, 2022 yılının Eylül ayında okuldan kaçtı. Bir binanın merdivenlerinde oturdular. Sonra yanlarına sosyal medyadan tanıştıkları 14 yaşındaki bir erkek öğrenci daha geldi. Bu çocuklar daha sonra merdivenlerinde oturdukları binanın kapısı açık bodrum katına indiler.
CEBİR, TEHDİT, HİLE YOK
Karanlık olan bodrumda 12 yaşındaki kız öğrenci ile 14 yaşındaki erkek öğrenci diğerlerinden uzaklaştı. İddianameye ve ifadelere göre; öpüştüler. Diğer taraftaki 12 yaşındaki kız ve 13 yaşındaki erkek öğrencinin de öpüştüğü iddianamede yer aldı. Çocukların bazı kıyafetlerini çıkarttıkları, cinsel temasta bulundukları da iddianamede ve ifadelerde anlatıldı. Olayda cebir, tehdit ya da hile tespit edilmedi. Birbirleriyle cinsel temasta bulunan çocuklar, ifadelerinde bodrumun karanlık olması nedeniyle diğerlerini görmediklerini söyledi. Yaklaşık yarım saat karanlık bodrumda kalan çocuklar, daha sonra dışarı çıktı.
Cep telefonunda görüntünün bulunmasından sonra başlayan soruşturmada önce kız çocuklarının aileleri şikâyetçi oldu. Ancak erkek çocuklar da 15 yaşın altındaydı ve onların aileleri de iki kızdan davacı olacaklarını söyledi. Tüm aileler, çocukların ceza alma riski ve sicillerine cinsel suçun işlenmesi kaygısıyla şikâyetlerinden vazgeçti.
MÜDÜRLÜK DAVACI
Ancak savcılık kamu adına dört çocuğa da ‘nitelikli cinsel istismar’ suçundan 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Kız ve oğlan çocuklarının birbirine yönelik cinsel istismarda bulunduğu öne sürülerek hepsinin cezalandırılması istendi. Ayrıca şehrin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü çocuklardan davacı oldu.
Çocuklar için soruşturma ve mahkeme süreci işkenceye dönüştü. Henüz 12 yaşındaki kız çocukları ile 13-14 yaşındaki erkek çocuklarına bodrumda yaşadıklarıyla ilgili detaylı sorular yöneltildi.
Davada dört çocuk hem mağdur hem sanıktı. Tek davacı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ydü.
Çocukların hepsi, kendi rızalarıyla bodruma indiklerini ve cinsel temas olduğunu anlattı. İddianamede cinsel birleşme yaşandığı öne sürülüyordu. Ancak duruşmalarda tüm çocuklar bunun olmadığını ifade etti. Kız çocukları Adli Tıp Kurumu’na nitelikli cinsel istismar raporu için götürülüp muayene edilmişti. Bu raporda nitelikli cinsel istismar bulgusuna rastlanmadı.
8’ER YIL HAPİS CEZASI
Buna karşın savcı mütalaasında "… cinsel ilişkinin gerçekleşmediği ancak cinsel eylemlerin birbirine temas etme, dokunma şeklinde gerçekleştiğinin anlaşıldığından…" diyerek dört çocuğun cinsel istismar suçundan cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme ikisi kız dört çocuğa 8’er yıl hapis cezası verdi.
15 yaşından küçük oldukları için her bir çocuğa verilen 8 yıl hapis cezası 3 yıl 4’er ay hapse düşürüldü.
Mahkeme başkanı ve bir üye cezalandırma yönünde karar verirken bir hâkim ise çocukların beraat etmesi gerektiğini belirtmişti. Bu hâkim, karara yazdığı muhalefet şerhinde çocukların yaşlarının küçük, akran ve ergen olduklarına dikkat çekti ve şöyle devam etti: "Herhangi bir hile, zorlama, cebir olduğuna dair bir delil dosya kapsamında mevcut değildir. Oysa verilen cezada suç kastı olması zorunludur. Olayın karşılıklı rıza ile gerçekleştiği nazara alındığında çocukların birbirlerine karşı cinsel eylemlerinde suç saik ve kastı yoktur. Ceza kanunu ve mevzuatın amacı; küçük yaşta, ergen merak ve dürtüsü ile rızalı olarak fiziksel temasları cezalandırmak olması gerekir."
‘BERAAT ETMELİLER’
Hâkim, muhalefet şerhinde Türkiye’nin taraf olduğu ‘Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne (Lanzarote Sözleşmesi) de atıf yaptı. Kararında "Bu sözleşmenin 18/3 fıkrasında ‘küçük yaştaki çocuklar arasındaki karşılıklı rızaya bağlı cinsel faaliyetleri düzenleme amacı bulunmadığı’ ifade edilerek sözleşme, bunu bir cezalandırılan alan olarak görmemektedir" yazdı. Hâkim, çocukların lekelenmeme hakkına da dikkat çekerek "Suç saik ve kastı olduğuna dair delil yok, çocuklar beraat etmeli" dedi.
Hâkimin muhalefet şerhindeki ‘rıza’ vurgusunu kesinlikle dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın "Küçüğün rızası var" sözleri ile karıştırmamak gerekiyor. Bekir Bozdağ, yetişkin erkeklerle evlendirilen çocuklar için bu sözleri kullanmıştı. Bu olayda tamamı 15 yaşın altında çocuklar söz konusu ve hâkim kararında ‘cinsel istismar’ suçundan ceza verilmesi için suç kastı olması gerektiğinin altını çizmek için ‘rıza’ kelimesini kullanıyor.
ÇOCUKLAR HAPSE ATILDI
Ancak mahkemenin 12-14 yaşındaki dört çocuğa ‘cinsel istismar’ suçundan verdiği cezayı istinaf mahkemesi onayladı.
12 yaşındaki kız çocukları ve 13 yaşındaki erkek çocuk hapse girdi. Kızlardan biri; 9 Nisan ile 3 Mayıs tarihleri arasında çocuk cezaevinde kaldı. Denetimli serbestlikle serbest bırakıldı. 12 yaşındaki diğer kız çocuğu 15 Nisan’da çocuk cezaevine girdi, halen cezaevinde. Birkaç gün içinde denetimli serbestlikle tahliyesi bekleniyor. 13 yaşındaki erkek öğrenci, 9 Nisan günü hapse girdi. 2 ayı aşkın süredir çocuk cezaevinde ve bu ayın sonunda tahliye olması bekleniyor. 14 yaşındaki erkek çocuk ise yakalanmadı ve hakkında yakalama kararı var. Artık dört çocuğun sabıkalarında ‘cinsel suçlu oldukları’ yazıyor.
BİR GARABET YARGILAMA
Çocukların istismarına yönelik faaliyet gösteren dernekler, 12-14 yaşındaki çocukların birbirlerine yönelik cinsel istismar suçlamasıyla cezalandırılmasına karşı çıkıyor.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, çocuklara ceza verilen olayla ilgili şunları söyledi: "Bir garabet yargılama demek istiyorum. 2016 yılında TCK’nin Madde 103 değişikliğinin bu tür sonuçları olacağını komisyonlarda söylemiştik. Eğitim sistemimizde cinsel bilgi eksikliği ile ergenliğin buluşmasının bir sonucu olarak 4 çocuğun hayatında derin yaralar bırakan bir yargılama sistemi ile karşı karşıyayız. Şerh maddesini yazan hâkime katılıyorum ve 103. Madde’nin yeniden tanzim edilmesini talep ediyor ve yargılama boyutunda çocuğun üstün yararını düşünmeyen Aile Bakanlığı’nı kınıyorum. Bakanlığın erken yaşta ve zorla evliliklerde aradaki yaş farkının 5 yaş üstünde olan durumlardaki rehaveti göz önüne alındığında durumun vahameti iç yakıyor."