Partisi SMF'nin TKP ile yaptığı ortaklık ile Kadıköy'den aday olan Maçoğlu'na, TİP destek vermeyeceğini açıklamıştı.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, "Bize herhangi bir şey sorulmadı. Telefonla bile nezaketen görüşümüz alınmadı. Daha önce Hatay’ın Defne ilçesi belediye başkanlığı için de aynı şeyi yaptılar. Ön almak istiyorlar, Maçoğlu’na karşı değiliz fakat yaptıkları hiç şık değil" diyerek Kadıköy'den aday çıkaracaklarını açıklamışlardı.
Emek ve Özgürlük İttifakı ve DEM Parti bileşenlerinden SODAP(Sosyalist Dayanışma Platformu), Maçoğlu'nun adaylığını desteklemeyeceklerini duyurdu.
TKP'nin tavrını ve SMF'yi eleştiren SODAP'ın açıklaması şu şekilde:
"Dersim Belediye Başkanı Maçoğlu'nun TKP listesinden Kadıköy Belediye Başkanlığı'na aday olmasına SODAP olarak destek vermeyeceğiz.Bu girişimi, TKP'nin "CHP'den ve DEM Parti'den bağımsız bir sol odak inşa etme" olarak formüle ettiği gerici politik tutuma meşruiyet kazandırmaya yönelik bir hamle olarak değerlendiriyoruz. Türkiye devrimci komünist hareketinin doğuş konağı olan tarihsel TKP'nin adını kullanmayı bir politik oportunizmle başarmış bir grup olma haricinde kendisini bütünüyle anti-devrimci, anti-enternasyonalist bir konuma yerleştirmiş olan bir hattın temel olarak Kemalizmle ve dolayısıyla CHP'yle bir derdinin olmadığı ortadadır. Bu taktiğin gerici içeriği Kürt Özgürlük Hareketiyle Türkiye Devrimci Hareketi arasında gelişen stratejik tarihsel ittifakın karşısında konumlanmayı temel zemin olarak tarif etmiş olmasıdır.
'KAYPAKKAYA'NIN TAKİPÇİLERİNİN BU GİRİŞİMDE ROL ALMASI İSE ÇOK DAHA ŞAŞIRTICIDIR'
Sol Kemalizmin bu güncel yorumunun çeşitli düzen içi mihraklardan destek ve onay alabilmek adına böylesi bir hatta demirlemesi kendisi açısından makuldür ama devrimci hareketin desteğini hak eden hiçbir öz barındırmamaktadır. Sol Kemalizmin kendisini "sosyalist-komünist odak" olarak lanse etmeye, enternasyonalist devrimci hareketi neredeyse "sola" dışarlak bir varlık olarak tarif etmeye çalışma cüretinin komünistler açısından başat bir ideolojik mücadele başlığı olması gerekirken kimi devrimci geleneklerin bu tutuma meşruiyet kazandırma çabaları anlaşılmazdır. Teorik mirasının belki de en önemli boyutu, eksik ve abartılı yönlerine rağmen öncü bir Kemalizm eleştirisi olan Kaypakkaya'nın takipçilerinin bu girişimde rol alması ise çok daha şaşırtıcıdır. Bu tabloyu devrimci ve sosyalist hareketlerimizin içinde bulunduğu krizin güncel ve absürt bir tezahürü olarak okumaktayız. SODAP olarak faşizme karşı devrimci demokrasi güçlerinin en geniş birlikteliğini savunmaya devam edeceğiz. Ancak bu kararlılığımız, halk güçleri arasında karşıtlıkları derinleştirmeyi temel düstur edinmiş girişimleri gözü kapalı destekleyeceğimiz anlamına gelmemektedir. Yaşasın İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği ve Eşitliği! Yaşasın Devrimci Dayanışma!"