Özel tiyatrolara verilen devlet desteği yıllardır tartışılıyor. Bilhassa 2013 Gezi Direnişi’nin ardından devletin muhalif tiyatro topluluklarının üstünü çizmesi, bu tartışmaları alevlendirdi. Kürt tiyatro toplulukları da yıllardır bu destekten faydalanamıyor.
Özel tiyatrolar çok kısıtlı imkanlarla yaşamaya çalışırken, ödenekli tiyatroların bütçesi ise her geçen yıl artıyor. Örneğin; Devlet Tiyatroları’nın 2023 yılı bütçesi, yaklaşık 1 milyar TL civarında. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün özel tiyatrolara verdiği destek ise sadece 32 milyon TL… Üstelik bu destek de “asrın müjdesi” olarak sunuldu. Ortalama bir özel tiyatronun aldığı destek miktarı 60-70 bin TL civarında. Sadece ortalama rakamlardan bahsedebiliyoruz, zira Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, uzun bir süredir hangi tiyatroya ne kadar destek verildiğini açıklamıyor.
Bu gizlilik, destek sürecinin şaibeli bir şekilde yürütüldüğü iddialarını da artırıyor.
1001 SANAT FARKI!
Son açıklanan destek paketiyle ilgili tartışmalar da sürüyor. Örneğin; en çok payı alan topluluğun 1001 Sanat olduğu, bu topluluğa 250 bin TL yardım yapıldığı iddiaları tiyatro kulislerinde uzun süredir konuşuluyor.
2005’te Kerem Yılmaz tarafından kurulan 1001 Sanat topluluğu, daha önce de sahte şirket kurarak bakanlık desteğinden faydalanmasıyla gündeme gelmişti. Pandemi sürecinde bu topluluğun adı tiyatrocular arasında tekrardan tartışma konusu oldu.
İddialar, Kerem Yılmaz’ın kurduğu “Özel Tiyatrolar Girişimi” üzerinde şekilleniyor. Yılmaz’ın öncülüğünü yaptığı bu girişim, pandemi sürecinde de bakanlık ile pek yakın ilişki içerisindeydi.
O süreçte Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un danışmanlığını üstlenen, kısa bir süre önce de Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma Eğitim Genel Müdürü olan Selim Terzi ile Yılmaz’ın yakın ilişkisi 1001 Sanat’ın en yüksek desteği almasında en önemli etken olarak öne sürülüyor.
Terzi ile Yılmaz’ın yolunun Fatih İmam Hatip Lisesi’nden geçtiğini belirtelim…
ORGANİZASYONLAR ŞİRKETE
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilkini geçen yıl düzenlediği Kültür Yolu Festivalleri ise Yılmaz’la ilgili tartışılan bir diğer husus. 11 şehirde düzenlenen festival kapsamındaki konser, oyun, gösteri gibi birçok organizasyonun Yılmaz’ın şirketine verildiği öne sürülüyor.
Yılmaz’ın bu festivallerde birden çok gösteri ile nasıl yer aldığı da tartışmalı… Çünkü Bakanlık, bu festivalle ilgili ne bir başvuru süreci yürüttü ne de ihale açtı. Tiyatrocular, Yılmaz’ın oyunlarının festivalin düzenlendiği hemen her ilde yer almasıyla ilgili ahbap-çavuş ilişkisine işaret ediyor.
Öte yandan deprem bölgesindeki etkinliklerinin birçoğunun da Yılmaz’ın öncülüğünde kurulan Özel Tiyatrolar Girişimi tarafından tertip edildiği de biliniyor.
Yılmaz’ın bir diğer Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı olan Özgül Özkan Yavuz ile de yıldızının bir türlü barışmadığını kaynaklarımız aktardı. Yavuz’un, söz konusu yardımlardaki kayırmacılık nedeniyle Yılmaz’a mesafeli davrandığı, birçok toplantıda selam dahi vermediğini öğrendik.
Bu gelişmelerden sonra Yılmaz ile ilgili AKP’ye yakın kimi basın kuruluşlarında çıkan haberler de dikkat çekiciydi. O haberlerde Bakan Yardımcısı Yavuz’un “sağcı tiyatroculara selam vermediği” belirtiliyordu.
Saray rejiminin yarattığı kayırmacılığın en önemli örnekleri özel tiyatrolara yönelik devlet desteklerinde bir kez daha görülüyor.
İddialar elbette aktardıklarımızla sınırlı değil. Bakanlığın destek paketleriyle ilgili neden şeffaf davranmadığı yıllardır tartışılıyordu. Şeffaflık sağlanmadığı takdirde şaibelerin daha da artacağı ortada.