"Çeşitli odaklar adına çalışan paralı trol çeteleri, kendilerini besleyenleri hedeften çıkarabilmek için sağa sola pervasızca saldırıyorlar" diyen Ünal, "AK Parti ve Erdoğan’ın önündeki çetin sınavlardan biri de işte bu sorun: Bakalım bu göz boyayanlar kendilerini kurtarabilecekler mi? Yoksa diğer hataları bir yana, yalnız göz boyamaya çalışmış oldukları için bile hesaba çekilecekler mi? Yaşayıp göreceğiz" ifadelerini kullandı.
2007 ile 2015 yılları arasında Erdoğan'ın metin yazarlığını da yapan eski AKP Milletvekili Ünal, "Nazlı seçmen günlerinde siyaset" başlığıyla kaleme aldığı yazıda, "Seçmenin nazlı olduğu günlerde siyaset, işlerin yolunda olduğu günlerdeki siyasetten farklıdır" diyerek, "Yaşadığımız sürecin hassasiyetlerinden dolayı bugün geleneksel yöntemler işe yaramayacaktır" görüşünü dile getirdi.
"İşler yolunda giderken seçmen iktidarın küçük hatalarını umursamaz, iddialara kulak asmaz, kara propagandaya, algı operasyonlarına aldanmaz. Muhalefet tabanında infiale yol açan nice olay, iktidar seçmeninin kılını dahi kıpırdatmaz. Zira seçmen, münferit hadiselere, küçük meselelere değil, büyük fotoğrafa bakar. Eğer ekonomide işler yolunda gidiyorsa, enflasyon kontrol altındaysa, paranın değeri korunuyor, pazarlar canlıysa, teröre, diğer güvenlik tehditlerine karşı önlem alınıyorsa, seçmen maceraya girişmez, işleyen bir çarkı durdurmaz, sudan sebeplerle tercihini değiştirmez" diyen Ünal, "Ancak işler tersine döndüğünde, büyük fotoğraf flulaşmaya başladığında, çarşı-pazarın dengesi bozulup tencere boşalmaya başladığında, seçmen haklı olarak naz yapmaya başlar ve öncesinden görmediği en küçük hataları bile görür, duyar, konuşur hale gelir" ifadelerini kullandı ve AKP Milletvekili Şebnem Bursalı'nın ıstakoz paylaşımının yarattığı tartışmayı örnek gösterdi.
"İşler yolundayken, bir AK Parti milletvekilinin Monako’da yediği ve sosyal medyada paylaştığı ıstakoz muhalefet cenahında fırtınalar koparırken iktidar tabanında hiç önemsenmez, görmezden gelinir, üzerinde durulmaz" şeklinde yazan Ünal, "Ancak aynı hadise, enflasyonun yüksek olduğu ve seçimden iyi sonuç alınamadığı bir dönemde ortaya çıktığında, muhalefetten ziyade iktidar cenahında infial oluşturur, konuşulur, tartışılır. Paylaşımı yapan milletvekilinin yalnız yediği ve paylaştığı ıstakoz değil, yaşam tarzı, özel yaşamı, AK Parti’de ne aradığı, başka birçok benzeri hadise ve detayla birlikte enine boyuna sorgulanır" dedi.
Ünal, Erdoğan'ın geçmişte muhalefet ya da medya istedi diye "kelle almadığını" ve "kurban vermediğini" belirterek, "Yaşadığımız sürecin hassasiyetlerinden dolayı bugün geleneksel yöntemler işe yaramayacaktır... Dün seçmen, muhalefetin ya da medyanın hedefe koyduğu bir isme fatura kesmediği için Erdoğan’a 'Vardır bir bildiği', 'Reis günü gelince hesabını sorar' kredisini açarken, böyle zamanlarda, nazlı seçmen, aynı krediyi açmakta gönülsüz davranabilecektir" ifadelerini kullandı.
"AK Parti’ye son dönemde sirayet eden hastalıklardan biri de kişisel PR (Halkla İlişkiler) çalışmalarının hakikati örtmesi" tespitini dile getiren Aydın Ünal, "Siyaset ya da bürokrasi kadrolarında görev almak isteyenler reklam kampanyalarına başvuruyor ve bundan da maalesef sonuç alıyorlar. İş öyle kontrolden çıktı ki, son haftalarda, istifa etmesi, bedel ödemesi, görevden alınması gereken isimlerin görevde kalmak için PR yaptıklarını, hatta bunun için kamu kaynaklarını kullandıklarını görüyoruz. Çeşitli odaklar adına çalışan paralı trol çeteleri, kendilerini besleyenleri hedeften çıkarabilmek için sağa sola pervasızca saldırıyorlar" şeklinde tepki gösterdi.
Yazının tamamını okumak için tıklayın