Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile TRT’nin yönetim kurulunda ciddi değişikliklere gidildi. TRT Yönetim Kurulu üye sayısı 7’den 9’a çıkarılırken, kurula Sabah yazarı Hilal Kaplan da alındı.
Eski yönetmeliğe göre; TRT’nin genel müdürü aynı zamanda yönetim kurulunun da başkanıydı. Bu da değişti. Yönetim kurulunun işlevi ile genel müdürlüğün işlevi ayrıldı. Bundan sonra TRT’de yönetim kurulu ‘karar organı’ olarak, genel müdürlük ise ‘icra organı’ olarak faaliyet yürütecek.
Resimi Gazete’nin 14 Temmuz 2021 tarihli mükerrer sayısında, görev süresi dolan İbrahim Eren TRT Yönetim Kurulu Başkanlığı ve TRT Genel Müdürlüğü görevinden ayrıldı. Bu iki makam birbirinden farklılaştığı için buralara yeni atamalar yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararı ile yapılan atamalarda genel müdürlük pozisyonuna Mehmet Zahid Sobacı, yönetim kurulu başkanlığı pozisyonuna ise Ahmet Albayrak getirildi.
SETA’cı genel müdür
Hilal Kaplan’ın yönetim kuruluna girmesi tartışılırken, genel müdürlük koltuğuna da dikkat çeken bir isim getirildi. Mehmet Zahid Sobacı, 2015 ile 2018 yılları arasında gazetecileri fişlemesiyle gündeme gelen SETA ’da iç siyaset alanında çalışmalar yürütmüştü. Bunun ardından 2018 ile 2021 yılları arasında ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcılığı pozisyonunda çalıştı. Sobacı ayrıca, 2019 ile 2021 yılları arasında da Basın İlan Kurumu (BİK) Yönetim Kurulu Başkanlığı da yaptı.
SETA gazetecileri nasıl fişlemişti?
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" başlıklı bir rapor yayımlamıştı. 2019 yılında yayımlanan bu raporda, basın kuruluşlarına ilişkin detaylı gözlemler yer alıyordu.
Ancak en tehlike kısmı ise gazetecilerin fişlenmesi olarak görülmüş, tüm dünyada bu nedenle tepki toplamıştı. Raporun giriş bölümünde Deutsche Welle Türkçe, BBC Türkçe, Amerika’nın Sesi, Sputnik Türkiye, Euronews Türkiye, CRI Türk ve Independent Türkçe gibi basın kuruluşlarının "15 Temmuz Darbe Girişimi", "Terörle Mücadele /PKK-Hendek Terörü ve HDP'li Vekillerin Tutuklanması", "Türkiye'nin Suriye Politikası (Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları)", "Mega Projelere Verilen Tepkiler (Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve İstanbul Havalimanı’nın Açılışı)", "Ekonomik Dalgalanma" gibi "kritik" olarak nitelendirilen olaylardaki "tavırları" incelenerek kurumların bu olayları nasıl haberleştirdiklerine ilişkin örneklere de yer verilmişti.
Bununla da kalınmamış; bu basın kuruluşlarında çalışan gazetecilerin ‘yabancı ve Türk muhabirler’ başlıkları altında sosyal medya paylaşımlarından, yaptıkları haberlere kadar detaylı bilgilerine yer verilmişti. Bu bilgilerden hareketle gazetecilerin dünya görüşlerine ilişkin yorumlar yapılmıştı. Bu fişleme faaliyeti, tüm dünyada ve Türkiye’de büyük tepki toplamıştı.