Türk Sinemasının haline nic'oldu?

Zahit AtamYıllar önce Cem Yılmaz televizyonlara çıkıp AROG filminden sonra yaptığı filmleri eleştirenlere ve sanat filmlerinin yanında böyle tuhaf filmler yapıyor diyenlere:Böyle filmlere bu kadar karşı olmayın, bu filmlerden...

Zahit Atam

Yıllar önce Cem Yılmaz televizyonlara çıkıp AROG filminden sonra yaptığı filmleri eleştirenlere ve sanat filmlerinin yanında böyle tuhaf filmler yapıyor diyenlere:

Böyle filmlere bu kadar karşı olmayın, bu filmlerden çeşitli sinema emekçileri, oyuncuları bu kadar para kazanıyor, bu filmlerden bakanlığa şu kadar vergi veriliyor, o vergilerle sanat filmleri yapılıyor diye bir terennüm geçmişti televizyonlarda, savuma babında.  

İşin gerçeği söyledikleri doğrudur. Bir sektörün ayakta kalması için ekonomik olarak ayakta kalması gerekir, bunun için de filmlerin iş yapması gerekir. Ama gelin görün ki yukarıdaki şeyleri söyleyen adamın sektörden birinin epeyce filmlerde ve dizilerde çalıştıktan sonra, iki üç yıl işsiz kalınca, canına kıyması haberini görünce biraz utanması ve arabalarından birini şey yapması da gerekir.

Geçmişi düşünelim. Yeşilçam nasıl film yapıyordu? Bölge işletmeleri oluşmuştu, bölge işletmelerinin sahipleri aşağı yukarı kimin hangi filmlerde oynadığını biliyor, o filmlerin kendi bölgelerinde ne kadar para getireceğini hesaplayabiliyor, buna dayanarak sektöre kredi niteliğinde senetler veriyordu. O senetleri yapımcılar Manukyan’a kırdırıyor, o paralarla filmleri yapıyordu. Yani sektörün bankalar nezdinde kredisi yoktu, ama kendi yağıyla kavrulabiliyordu. Bu çok önemli bir faktör, çünkü sektörün ayakta kalması gerekir. Ne zaman ki sektör seyirci nezdinde itibarını yitirdi, filmler iş yapmaz oldu, o zamandan sonra sefalet içinde ölümler ve huzurevlerine sığınmalar ve hatta işportacılık yapanlar (hem de altmışından sonra) karşımıza çıkmaya başladı.

Bu ne demektir?

Bu şu demektir: Türkiye’de bugün ahmaklar dışında karnını sanat filmlerinin yüceliğiyle doyuran pek kalmadı. Çünkü bugün Türkiye’deki sanat filmlerinin zerre kadar sanatsal yücelikleri yok. Pek çok insan, sanat filmi yapıyorum diye başlıyor, ama gelin görün ki sanat filmini, adı üstünde sanatçılar yapar, önüne gelen sanat filmi yapamaz ki! Türkiye’de sanat filmi bugün ayağa düşmüştür!

Sanat filmlerinin iş konusunu ciddiye almadıkları, hatta çok iş yapan filmlere doğal olarak düşman oldukları, ayağa düşmüş zavallıca bir yalan!

Sektörün ayakta kalması için, filmlerin seyredilmesi, televizyonda gösterilmesi ve bütün ekibin alınterinin karşılığını alması lazım. Ben görüyorum bazılarını, gerçekten işlerini çok iyi yapıyorlar, mesela dünya çapında bir kurgucu biliyorum, mesela dünya çapında çok iyi bir oyuncu biliyorum, son yıllarda ekonomik olarak sarsılmış durumdalar. Hangi sanat filminden söz ediyoruz? İş geldi çattı, Küçük Emrah bile film yaptı, o da sanat filmi yapıyormuş, ekibe para vermeyecekmiş!

Bakın küçümsenen Yeşilçam’ın özelliği nedir? Adam krediyle film yapıyor, sizin niye krediniz yok? Bu halk sanattan anlamadığı için mi, yoksa siz mi sanattan anlamıyorsunuz? Sanat diye pazarladığınız bir türlü kapanmayan kapılar ise, mal diye sattıklarınız sizin kalpazan olduğunuzu gösterir, sanatçı değil!

Sektörde en önemli unsur, bu işin siyasal iktisadında. Nedir o? Türkiye’deki sistem, gösterim, dağıtım ve bilet ücretleri, Türkiye halkının film seyretmesi için düzenlenmemiş ki! Sistem parası olan ailelerin çocuklarını kandırıp, onları yolmak üzerine kurulu. Düşünün Türkiye’de AVM’lerde, bir kutu patlamış mısırı 15 liraya satıyorlar, siz emin misiniz bu filmleri halkın seyretmediğine? Bir bilet kaç para? Bu halkın gelir düzeyi ne kadar? Öğrenciler ortalama kaç para ile ayı tamamlıyorlar, kaç lirasını sinemaya verecekler? Sinema Türkiye’de kitlesel tüketim için uygun değil ki? Bakanlığın yapması gereken uyduruk filmler yapanlara karşılıksız para yardımı yapmak değil ki, aksine sektörün amaçlarını belirlemek, işleyişini düzenlemek ve halkın ihtiyaçlarını karşılaması için en ideal ortamı sağlamak. Sektördeki meslek birlikleri yabancı ülkelerde saçma sapan Türk Filmleri günleri düzenleyip avantadan para iç etmek yerine, sektördekilerin haklarını savunsalar ve sektörün işleyişindeki sorunları çözmek için uğraşsalar, durum böyle mi olacaktı? Türkiye’de sinema sektöründeki en önemli iki sorun;

Kredibilitesini yitirmek,
Uyanıklara avanta verip, sektör çalışanlarını ateşe atmak.

İkisinin en önemli sonucu da şu: Sektörün işleyişinin halka ve sinema emekçilerine yabancılaşması.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür Sanat Haberleri

Yazar İpek Ongun, Mersin’de hayranları ile bir araya geldi!
Anthony Hopkins, "The King of Covent Garden" Filminde Handel'i Canlandıracak
Kültür ve Turizm Bakanlığı 2024 Yılında Sinema Sektörüne 34,5 Milyon Lira Destek Sağlıyor
Taraklı'daki 508 Yıllık Yunus Paşa Camii: Osmanlı'nın İzinde
Erdemli'de Tömük Atölyesinde Kadınlar ve Çocuklar İçin Ücretsiz Bağlama Kursu