Kathimerini gazetesinin Kıbrıs baskısı dün bir takvime bağlanan ve Aralık ayında gerçekleşmesi beklenen Erdoğan - Çipras görüşmesinin kesinleşmesi sürecinin detaylarına ışık tuttu.
Nikos Stelyas'ın kısa süre önce yayımlanan makalesindegerçekleşecek görüşmenin arkaplanına ve Türk dış politikasının nasıl şekillendiğine ilişkin önemli bilgiler yer aldı.
KIBRIS SORUNU VE BÖLGEDEKİ GELİŞMELER
Tayyip Erdoğan'a yakın dışişleri kaynaklarına dayandırılan bilgiler içeren makalede Ankara'nın Kıbrıs stratejisinin bölgesel gelişmelerin bütünlüğü içinde kurulduğu vurgusu dikkat çekiyor. Stelyas, bilgi aldıkları kaynağın özellikle Rojava ve Telafer'de kimi gelişmeler karşısında kayıtsız kalamayacaklarını belirttiğini ve kısa süre içinde Türkiye'nin bir yanıt üreteceğinin altını kalınca çizdiğini belirtiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye ve Irak'ta teröre karşı barış mücadelesi verdiğini savunan Türk yetkili, TSK'nın Kıbrıs'ta da aynı rolü oynamaya devam etmesi gerektiğini belirtmekte.
"REİS KARAR VERECEK"
Kathimerini'de yayımlanan makalede öne sürülen bir diğer nokta ise görüşülen Türk yetkilinin son kararı "Reis"in vereceği yönündeki vurgusu.
Stelyas, bilgi aldığı yetkilinin sözlerini şöyle aktarıyor:
Türk cenahı, dostluk ve işbirliği atmosferinde gerçekleşecek bir alış-veriş süreci amaçlıyor. Reis, Çipras'la oturacak, toprak ve garantörlük mevzularını görüşecek. Beyefendi, bölgenin büyük gücü olan Türkiye adına Kıbrıs konusunda ne teklif edebileceğini görmek için Çipras'ın teklifini soracak.
SORUN SADECE KIBRIS DEĞİL
Stelyas, Türkiye'nin sorunu Kıbrıs'la sınırlı görmediğini ve daha geniş bir tarihsel-coğrafi zeminden soruna yaklaştığı görüşünde. Bu konuya ilişkin Stelyas'ın kaynağı yazara şu değerlendirmede bulunuyor:
Hıristiyan ve İslam topraklarında yabancı emperyalist güçler bizim zafiyetlerimizi, siyasi amaçlarını gerçekleştirmek ve çıkarlarını savunmak için kendi lehlerine kullanıyorlar. 15 Temmuz gecesi Türkiye'de olana bakın.Batılı gizli örgütler, güya müttefik ülkekerin örgütleri olacaklar, ülkenin seçilmiş ve meşru hükümetini devirmeye çalıştılar. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılması, Müslüman ve diğer unsurların köleşeştirilmesi ile başladıkları işi bitirmeyi hedefleyen emperyalistlerin bu yeni saldırı dalgasına karşı bölgesel güçler beraber direnmeli.
TÜRKİYE "DOĞU AKDENİZ KONFEDERASYONU" MU ÖNERECEK?
Aynı kaynak, Stelyas'a yaptığı açıklamayı şöyle sürdürüyor:
Yabancı emperyalizme karşı nasıl direneceğiz? Önemli alanlarda, örneğin enerji konusunda işbirliği yaparak. Yunanistan, Türkiye, Kıbrıs ve diğer bölge ülkeleri güçlerini birleştirecek ve yeni bir birlik oluşturacaklar. Merkezinde enerji ve ortak güvenliğin olduğu bir çeşit konfederasyon. Türkiye bu yönde bir adımın atılması yönünde öncü rol üstlenmeye hazır.
"TÜRKİYE İÇİN %29,2 ile %28,5 ARASINDA PEK FARK YOK"
Stelyas'ın vurguladığı önemli noktalardan biri Türkiye için Kıbrıs konusunda masadaki tartışmanın ana ekseninin "toprak" meselesi olmaması. Saray'a yakın yetkilinin "İki tarafın yaptığı öneriler arasında pek de farkın olmadığını" söylediği ve Saray tarafından Kıbrıs Türklerinin idaresinde olacak bölgenin adanın "29,2'sini mi yoksa %28,5'ini mi kapsayacağının" pek önemli görülmediği belirtiliyor.
Aynı kaynak, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiyadis'in Kıbrıs Türklerine vatandaşlık vermek yönünde attığı adımların Türkiye tarafından olumlu değerlendirildiğini söylüyor.