AVRUPA ÜLKELERI TÜRK VATANDAŞLARINA VIZE DUVARLARINI KALINLAŞTIRIYOR
Avrupa ülkeleri, Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamalarını giderek daha da sertleştiriyor. Beyaz Rusya, Rusya, Hindistan, Fas ve Çin gibi ülkelerden yapılan vize başvurularının onaylanma oranları, Türkiye'den yapılan başvuruların çok daha üstünde. Avrupa Komisyonu'nun resmi verilerine göre, sadece İranlıların vize ret oranı, Türk vatandaşlarından daha yüksek.
AB'YE TAM ÜYELIK BAŞVURUSU BULUNAN TÜRKIYE'YE ZORLAŞTIRILAN VIZE SÜRECI
AB’ye tam üyelik başvurusu bulunan ve Gümrük Birliği’nde ortaklığı olan Türkiye, Avrupa Birliği ile imzalanan Ortaklık Anlaşmaları’na rağmen, Türk vatandaşlarına yönelik vize sürecini giderek zorlaştırıyor. Bu durum, Türkiye-AB ilişkilerinde ciddi bir sorun olarak öne çıkıyor.
EN ÇOK RET İRAN'A
2023 yılında AB ülkelerine yapılan 1 milyon 55 bin 885 vize başvurusunun yüzde 16’sından fazlası reddedildi. Yaklaşık 200 bin Türk vatandaşına AB vizesi verilmedi. İran vatandaşlarının ret oranı ise 2022’de yüzde 25.1 iken 2023’te yüzde 30’a yükseldi. Bu oranlarla İran, vize retlerinde Türkiye'yi geride bıraktı. Böylece, Türkler Avrupa’ya vize başvurusu en çok reddedilen ikinci ülke konumuna geldi.
2024 YILINDA DURUM DAHA DA KÖTÜLEŞIYOR
2024 yılında durum daha da kötüye gidiyor. Pandemi sonrası artan başvuru yoğunluğu, ekonomik kriz ve Avrupa’ya kaçak yollarla girişler, vize başvurularının daha sıkı incelenmesine yol açtı. Bu faktörler, Türk vatandaşlarının vize alma sürecini daha da zorlaştırıyor.
VIZE RANDEVULARI 7 AY SÜREBILIR
Almanya, vize randevularının 7 ayı bulabileceğini açıkladı. Randevu alındıktan sonra işlemler birkaç ay sürebilir ve vize başvurularının neticelenmesi bir yıla kadar uzayabilir. Sözcü’de yer alan habere göre, nadir durumlarda, bir ay ya da birkaç ay içerisinde vize alınabilse de, en büyük mağduriyetler aile birleşimlerinde ve iş dünyasının ziyaretlerinde yaşanıyor.
Bu gelişmeler, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya seyahat etmelerini giderek daha zor hale getiriyor. AB ile Türkiye arasındaki vize sorununun çözülmesi, hem bireysel seyahat özgürlüğü hem de ikili ilişkiler açısından büyük önem taşıyor.