Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemlerine katılanlara ve Boğaziçi Köprüsü’ne pankart asan TİP milletvekillerine yönelik sözlerine karşı suç duyurusunda bulundu.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada kullandığı “eşkıya”, “terörist”, “sürtük”, “siyasetçi kılıklı provokatör” sözleriyle Gezi eylemlerine katılan milyonlarca yurttaşı ve Boğaziçi Köprüsü’ne “Her yer Taksim, her yer direniş” yazılı pankart asan TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile Milletvekilleri Sera Kadıgil ve Ahmet Şık’ı hedef gösterdi.
Erdoğan'ın tepki çeken "sürtük" ifadesine dava
‘ÇOK SİNİRLİYİZ’
Suç duyurusu öncesi TİP’li kadınlar, adliye önünde açıklama yaptı ve şunları ifade etti: “Hepimiz çok sinirliyiz; tüm Türkiye’deki kadınlar, LGBTİ+’lar, erkekler olarak, bu Saray Rejimi’nin faşizmine maruz kalan herkes gibi biz de çok sinirliyiz. Bugün Türkiye İşçi Partili Kadınlar olarak dilekçe sunmak amacıyla adliyeye geldik. Elimdeki dilekçeyi birazdan Cumhuriyet Savcılığı’na teslim edeceğiz. Akın Gürlek gibi bir karakterin Adalet Bakanı Yardımcısı olarak atanabildiği bir ülkede arkasında saray yazan bir binadan ne bekliyor olabilirsiniz?’ diye sorabilirsiniz.
Bizler bu devranın böyle gitmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Bu dosyaların çok yakın takipçisi olacağız. Yandaş savcılar, hakimler ret kararları verebilir, suçluları koruyup, kollayıp masum insanları hapse tıkabilir lakin unutmayın ki yargı sistemi her zaman yazılı devam eder ve bu ay değilse bir daha ki ay, bu yıl değilse bir dahaki yıl bu halka edilen hakaretlerin hepsi ilgililerinden tek tek sorulacak.
‘EN İYİ CEVABI KENDİ KONUŞMASINDA VERDİ’
AKP Genel Başkanı sıfatı taşıyan zatın isminin önünde aynı zamanda cumhurbaşkanı da yazıyor. Dün çıktı Adalet ve Kalkınma Partisi grup toplantısında hepimize akıl almaz hakaretlerde bulundu. ‘Siyasetçi kılığına girmiş provokatör’ demiş, siyasetçi kılığına girmiş provokatör varsa bu ülkede adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. ‘Edepsizlik yapan, densizlik yapan, terbiyesizlik yapan’ demiş bizlere, 2 cümle sonra Gezi eylemlerine katılanların ne sürtüklüklerini bıraktı ne çürüklüklerini ne teröristliklerini bıraktı. Yani kimin edepsizlik yaptığını, kimin densizlik yaptığını, kimin terbiyesizlikten beslendiğini de sanıyorum kendi konuşması içerisinde kendine yine en iyi cevabı o verdi.
‘KADINLAR KALACAK, ERDOĞAN VE SARAY KARANLIĞI GİDECEK’
Çıkıp bu halka ‘sürtük’ diyemeyiz, herhangi bir aklı başında siyasetçi de bunu diyemez. Biz bugün sırf bu sebeple buradayız, yanımda Türkiye İşçi Partisi’nden kadın arkadaşlarım var. Şunu çok iyi biliyoruz, bu yalnızca kadınlara değil, Gezi’ye katılmış tüm kadınlara, LGBTİ+’lara, erkeklere, tüm insanlara yapılmış açık bir hakarettir. Bu kadar cinsiyetçi kelimeler seçilmesinin de boş olmadığını çok iyi biliyoruz. Her faşist iktidar gibi iktidarın da bir numaralı hedefinde kadınların olduğunu çok iyi biliyoruz. Ama susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. Küfürlerine, terbiyesizliklerine pabuç bırakmıyoruz, bir adım bile geri adım atmıyoruz. Çünkü kadınlar kalacak, Recep Tayyip Erdoğan ve saray karanlığı gidecek.
‘KENDİSİNİ Adalet ve Kalkınma Partisi GENEL BAŞKANI OLARAK SUÇLUYORUZ’
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde egemenliğin halka ait olduğunu hatırlatan TİP avukatlarından Sedef Erken ise, ‘Meclis halkın mekanıdır, halkın evidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kendi halkına hakaret cümleleriyle yaklaşan birinin sıfatını cumhurbaşkanı olarak kabul etmemiz mümkün değil. Biz kendisini Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olarak suçluyoruz. Çünkü biz bir cumhurbaşkanının halkına bunu yapacağına inanmıyoruz. Ancak bu ilkeden uzaklaşmış, kendisinin bu sıfatı olduğunu tamamen unutmuş ve Anayasa’yı tanımayan birinin bunu yapabileceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla suçladığımız kişi Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanıdır” diye konuştu.