Küresel ölçekte hava kirliliği her geçen yıl artmaktadır ve Türkiye de maalesef bu sorunla mücadele etmek zorunda kalan ülkeler arasındadır.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) son raporlarına göre, insanların büyük çoğunluğu her gün kirli hava soluyarak yaşamlarını sürdürmektedir. Türkiye'den sadece Hakkari'nin, DSÖ'nün belirlediği 'temiz hava' kriterlerine uyduğu belirtilmiştir.
Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gamze Varol, Türkiye genelinde hava kirliliğinin ciddi bir sorun olduğunu belirtmiş ve geçen yıl sadece hava kirliliği nedeniyle ortalama 42 bin kişinin hayatını kaybettiğini ifade etmiştir. Bu ölümlerin akciğer kanseri, hava yolu enfeksiyonları, kronik hava yolu hastalıkları, kalp-damar hastalıkları gibi sağlık sorunlarına bağlı olduğu belirtilmiştir.
Prof. Dr. Varol, hava kirliliğinin uyku düzenini bozduğunu, depresyona neden olduğunu ve yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini vurgulamıştır. Ayrıca, Türkiye'de ölüme neden olan riskler arasında hava kirliliğinin önemli bir yer tuttuğunu belirtmiştir. Kömür kullanımının hava kirliliğinin en büyük nedenlerinden biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Varol, kömür kullanımından vazgeçilmesi gerektiğini ve fosil atıklardan kurtulmanın önemli olduğunu vurgulamıştır.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremin ardından afet bölgesinde hava kirliliğinin arttığını da belirten Prof. Dr. Varol, depremzedelerin ısınmak için kullandığı odun kömürü ve diğer atıkların da hava kirliliğini artırdığını dile getirmiştir. Bu durumun sadece kömür kullanımından değil, aynı zamanda depremin neden olduğu moloz ve tozların da etkisiyle meydana geldiğini ifade etmiştir.