Türkiye’de koronavirüsten can kaybı 4 bin 861 oldu

Koronavirüs Bilim Kurulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplandı. Sağlık Bakanı Koca, günlük koronavirüs verilerini de açıkladı.

Koronavirüs Bilim Kurulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplandı. Sağlık Bakanı Koca, günlük koronavirüs verilerini de açıkladı. Türkiyede koronavirüs kaynaklı can kaybı 4 bin 861, vaka sayısı 182 bin 727 oldu.

Koronavirüs Bilim Kurulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplandı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs salgınına ilişkin gelişmelerin değerlendirildiği toplantının ardından açıklamalarda bulunuyor.

Bakan Koca'nın açıklamaları şöyle:

''Kovid-19'a bağlı ölümlerde Avrupa ülkeleri ön sıralardadır. İngiltere'de 1 milyon kişi başına 618, İspanya'da 850, İtalya'da 569, Fransa'da 453, Almanya'da 106 vefat olmuştur. ABD'de bu sayı 360'tır. Türkiye 57 vefat ile 47. sırada yer almaktadır.

İnsanlar Kovid-19 ile mücadelede bir zafer elde edemedi. Salgının başlangıcından bu yana dünya en yüksek vaka sayısını gördü. Dünyanın herhangi bir yeride Kovid-19'a etkili bir ilaç bulunamadı, aşı geliştirilemedi. Bu gerçek tetikte olmamızı, seyiri incelemeyi ve acil müdahaleyi gerektiriyor.

Her mesajımda durumdan bilgilendirmeye ve uyarmaya çalışıyorum. Haziran ayı ile birlikte başlattığımız normalleşmenin eski hayat tarzına dönmek olmadığını ısrarla vurguladım. Toplum hayatının vazgeçilmez gereklerinin farkındayız. Üretim devam etmek zorunda, eğitim ulaşım, ticaret ve turizmin canlı olması toplumun geleceği için vazgeçilmez unsurlar.

Son günlerde vaka sayımızda ve yoğun bakıma alınan hasta sayımızdaki değişmeler, bu dalgalanmaların yansımasıdır. Sürpriz yok. Beklenen sınırdayız.

7 Haziran günü dünya en yüksek günlük vaka sayısını gördü. Kovid-19'a karşı henüz etkili bir ilaç bulunamadı, aşı gerçekleştirilemedi. Haziran ayı ile birlikte başlattığımız normalleşmenin eski hayat tarzımıza dönmek olmadığını ısrarla vurguladım. Hafta sonlarında vatandaşlarımızı açık havadan mahrum ettik, şehirler arası ulaşımı kısıtladık. Gencimiz yaşlımız maskeye, mesafeye dikkat ederek bu toplumsal harekete güç kattı ve sonuç aldık. Güçlü sağlık altyapımız bize bir başarı hikayesi yazdırdı. Kara göründü ama deniz hala dalgalı. Normalleşmeyi ne kadar kontrollü sosyal hayata çevirirsek o kadar güvenli oluruz. Son günlerde vaka sayımızda ve yoğun bakıma alınan hasta sayımızdaki değişmeler sürpriz değil. Beklenen sınırdayız. Bu sınırı aşmamak sizin elinizde.

Virüsün şiddetini düşürdüğüne yönelik bir kanıtımız yok ama vakalar şiddetini değiştirdi. İlk günlerde hastalarımız 20 günün üzerinde hastanede kalırken bu sayı 2'lere düştü. Daha az sayıda hasta entübe oldu. Entübe edilenlerin vefat etme oranı önemli ölçüde düştü.

''

Koronavirüs Bilim Kurulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplandı. Sağlık Bakanı Koca, günlük koronavirüs verilerini de açıkladı. Türkiyede koronavirüs kaynaklı can kaybı 4 bin 861, vaka sayısı 182 bin 727 oldu.

Kontrollü sosyal hayat dediğimiz bu yeni normalin, yani normalleşme döneminin en önemli kontrol mekanizması 1,5 metreden aşağı olmayan mesafe, maske ve el hijyeni. Dolayısıyla biz hayatın devam ettiğini ama bu hayatın kontrollü olmak zorunda olduğunun altını çiziyoruz. Bu virüs insandan insana bulaşıyor. Gerekli tedbirlere uyulabilirse tehdit de ortadan kalkmış olur. İl Hıfzıssıha Kurullarımız bölgesel illerinde salgının seyrine göre her türlü tedbiri alma noktasında yetkililer. Bu anlamda maske kullanımıyla ilgili şu an 45 ilde gerekli görüldüğü için bu karar alındı. Benzer şekilde ilave olabilecek illerimiz de olabilir. Bunlardan 3 tanesi için Bilim Kurulu'nun önerisi oldu: İstanbul, Ankara ve Bursa. İstanbul'da artış çok ciddi olmamakla birlikte tedbir amaçlı alınmasını Bilim Kurulu önermiş oldu. Özellikle şu dönemde uygulamada maske zorunluluğu olmasına rağmen birçok ilimizde ve kapalı alanda bunun sağlanmadığını görüyoruz. Bu noktada sağlanmayan illerimizde veya ortamlarda, topluluklarda, kültürel, sosyal etkinliklerde bu vaka sayılarının arttığını çok net görüyoruz. Vatandaşımızdan ısrarla ricamız, maske, mesafe ve el hijyenine olabildiğince dikkat etmeleri noktasında 83 milyon olarak gayret içinde olmamız gerekir.

Biz önümüzdeki dönemde bu anlamda, genel anlamda sokağa çıkma kısıtlılığı ve yasağı gibi bir durumu düşünmüyoruz. Bilim Kurulu'nda da gündeme gelmedi. Özellikle pikten sonra bir plato çizdiği ve daha sonra aşağı düştüğünü hepimiz gördük. Dünyanın birçok ülkesinde görüldüğü gibi dalgalanmalar olabilir. Bunlar tamamen bizim tedbirlere uyumla doğru orantılıdır. Bu dalgalanmanın beklediğimizden fazla olduğunu söyleyebilirim. Ama bazı bölgelerde fazla, İzmir, İstanbul gibi bölgelerimizde daha az olduğunu söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde bu anlamda sokağa çıkma yasağı gündemimizde olmadı.

O ilaç bir kortizon. Şimdi değil daha önce salgının ilk günlerinde gündemimizde olan bir ilaçtı. Daha çok iltihabı önlemek üzere uygulanan bir ilaç. Bu ilaç yapılan çalışmada geç dönem solunum sıkıntısı olan hastalara uygulandığında bu sonucun elde edildiğini belirten bir durumdu. Biz baştan itibaren tedavide hem genel hem de hedefe yönelik uygulamalarımız oldu. Genele yönelik bu anlamda kortizon kullanıldığı gibi yine hedefe yönelik etkili olarak ilaçları da kullandık. Başından beri kullandığımız ama hangi hastaya kullandığımızın da net belli oluduğu bu ve benzeri ilaçları kullandığımızı, rehberimizde olduğunu söylemek istiyorum. İngiltere'de bazı vakalarda uygulanan ilacın sadece bu ilaç özelini değil hem genel hem hedefe yönelik ilaçlar anlamında, özellikle sitokin fırtınasının olduğu hasta grubunda kullandığımızı söylemek istiyorum.

18 yaş altı gençlerimizde bir artış olmadığını rahat söyleyebilirim. Demin verdiğim rakamlarda vaka sayısında yaş ortalamasının aşağı düştüğünü ifade ettim. Özellikle gençlerin sokağa çıkmasıyla birlikte bu oranın arttığını ve ortalama yaşı aşağıya çektiğini söyledim. Özellikle şu dönemde giderek bu yaş dağılımı 70'lerden 73-74'e çıktığını görüyoruz. Yaş aralığının yukarı doğru çıktığını söyleyebilirim. Büyüklerimizin bu anlamda hassas olmalarını, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamalarını, kronik hastalığı olan büyüklerimiz için de ifade ediyorum. Çıkmaları gerekiyorsa maskesiz çıkmamaları gerektiğinin altını çiziyorum.

Bedelli askerlikle ilgili onun devamından yana olundu, bu anlamda Bilim Kurulu'nun tedbirleri önermesi şeklinde yaklaşım oldu, 28 gün uygulaması devam etmiş olacak. Öğrencilerimizle ilgili hem LGS hem YKS ile ilgili şu dönemde sınavın olabildiğince güvenilir yapılması şeklinde Bilim Kurulu'nun önerisi oldu. Her türlü tedbirler alınması noktasında hem rehber yayınlandı hem ilgili birimlere hangi tedbirlerin alınması gerektiği hatırlatılmış oldu. Her iki sınav için Bilim Kurulu'nun özellikle sınava giriş saatleri başlangıç saatleri ve çıkış saatleri olmak üzere daha güvenilir bu sınava gelişlerini sağlamak üzere tedbir alınması, gerektiğinde sokağa çıkma dahil olmak üzere o saatlerle ilgili önerisi oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızla bu öneriyi paylaştım. Sayın Cumhurbaşkanımız konuyla ilgili hasssasiyet gösterilmesi gerektiğini, sınav giriş ve çıkışların güvenli yapılmasının talimatını vermiş oldular. Hangi saatlerle ilgili olması gerektiğini, yanlarında iki kişi olması kaydıyla İçişleri Bakanlığımız bugün açıklama yapmış olurlar.

Toplum Bilimleri Kurulu kendi aralarında toplanıyor. Başkanlığımda da toplantılar yapılıyor. Sosyolojik ve psikolojik etkilerini görmek anlamında birtakım çalışmalar yapılıyor. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili geniş açıklamaları olacak. Bununla ilgili zannediyorum gelecek hafta birtakım açıklamaları yapmaya başlarlar diye düşünüyorum.

Aşı çalışmalarıyla ilgili daha önce bahsetmiştim, TÜBİTAK ve TÜSEB'in desteklediği kimi merkez ve üniversitelerde çalışmaları başlattık. Hayvan çalışmaları da devam ediyor. Klinik safhasına gelmiş değiliz. Dünyada da bu anlamda klinik safhaya gelmiş olan aşı çalışmalarının sayısının az olduğunu biliyoruz. Çin ve Rusya ile aşı çalışmalarını işbirliğini geliştirmeyi, klinik çalışma bazında bu işbirliğini daha güçlendirmeyi konuştuk. Bilim heyetlerimiz karşılıklı görüşüyorlar, çalışmaya devam ediyorlar. Önümüzdeki aylar, erken dönemde klinik çalışmalarının Türkiye'de gelebileceğini şu an söylemem zor. İki çalışmanın birinin Eylül, birinin Ekim ayında klnik çalışma safhasına gelebileceğini söyleyebilirim. İkisinin iki farklı üniversitemizde olan çalışma. Bir gelişme olduğunda açıklamış oluruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.