Türkiye’nin ilk Geçici Kadın Barınma Merkezi açıldı

İzmir'de Türkiye'nin ilk Geçici Kadın Barınma Merkezi açıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Kadın Sığınma Evi Hizmeti sonrası devam eden projesi, Türkiye'ye örnek olacak nitelikte. Açılış töreni, Örnekköy Sosyal Projeler Yerleşkesi'nde gerçekleştirildi ve önemli konuklar katıldı.

İzmir'de Türkiye'nin ilk Geçici Kadın Barınma Merkezi açıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Kadın Sığınma Evi Hizmeti sonrası devam eden projesi, Türkiye'ye örnek olacak nitelikte. Açılış töreni, Örnekköy Sosyal Projeler Yerleşkesi'nde gerçekleştirildi ve önemli konuklar katıldı.

SOYER: İZMİR'İN ÖZGÜR KADINLARINA ARMAĞAN OLSUN

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, açılış töreninde yaptığı konuşmada, Geçici Kadın Barınma Merkezi'nin İzmir'in özgür ve kuvvetli kadınlarına armağan olduğunu belirtti. Merkezin, kadınların ekonomik ve sosyal olarak güçlenmelerine destek olduğunu vurguladı. Soyer, "Ne önünüze getirilen kat, yat, ne de unvan, koltuk, bunlara tamah edeceksiniz. Vermek olacak derdiniz. Ben maraton koşucusuyum. Sizi asla yalnız bırakmam. Emin olun bu kadar coşkulu bir buluşma tahmin etmemiştim. Her biriniz harikasınız, iyi ki varsınız. Bu hikâyeyi asıl güzelleştiren sizin emeğiniz. Bu o kadar değerli ki işin anlamını büyütüyor. Bunun sizlerin gönüllü, yürekten katkısıyla gerçekleşiyor olması en önemlisi. Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü’müzün çalışmalarıyla yaşam bulan Geçici Kadın Barınma Merkezimiz her yönüyle örnek bir yapı. Merkezimizde, Kadın Sığınma Evlerimizden çıkan kadınların ekonomik ve sosyal olarak daha kuvvetli hale gelebilmelerini desteklediğimiz bir dayanışma ağı kurduk. Geçici Kadın Barınma Merkezimiz İzmir'in özgür ve kuvvetli kadınlarına armağan olsun." dedi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YENİDEN YÜRÜRLÜĞE GİRMELİDİR

Başkan Soyer, erkeklerin kadınlara adalet ve özür borçlu olduğunu ifade ederek, kadına yönelik şiddetle mücadelede yasaların daha etkili olması gerektiğini dile getirdi. İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe girmesinin önemine değindi ve toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini belirtti. 

Soyer, "Fiziksel gücümüzü bir şiddet aracı haline getirdiğimiz için. Erkek egemen bir dünya yaratarak, kadınların her türlü hakkını gasp ettiğimiz için. Yaşamın her anında, kadın düşüncesini gölgelediğimiz, yarım bir dünya yarattığımız için. Yürekten ve samimi bir özür borçluyuz. Gelenek, namus ve başkaca bahanelerle toplumsal cinsiyet ayrımcılığından beslenen erkekler her yıl binlerce, on binlerce kadına şiddet uyguluyor. Şu anda ben bu konuşmayı yaparken dahi, onlarca kadın erkek şiddetine maruz kalıyor. Bu tablonun her gün daha da kötüye gittiğini üzülerek görüyoruz. Hiç şüphesiz bu korkunç olaylar, ayrımcı ve kutuplaştırıcı bir zihniyetin eseri. Kadına yönelik şiddetle mücadelede yasalar ne yazık ki her zaman erkeklerden yana. Kadınların hak taleplerinin anayasal güvence altında olması hayati önem taşıyor. Erkek şiddetini meşrulaştıran karanlık düşüncelere asla taviz vermeyen çok ciddi yaptırımlar uygulanması şart. Bu yolda atılacak en önemli adımlardan birisi İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe girmesidir. Ülkemizde imzalanan ve kadınların hak mücadelesinde önemli bir dayanak olan bu sözleşmeden niçin ve hangi kirli emellerle çıkıldığını çok iyi biliyoruz. Bu nedenle hepimiz, toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde, dünyamızı yok eden eril ve cinsiyetçi anlayışa karşı durmakla yükümlüyüz" dedi.

KADINLARIN ÖZGÜRLÜK VE EŞİTLİK TALEBİNİN ÜZERİNE TİTRİYORUZ

Başkan Soyer, İzmir'in özgür kadınlarına seslenerek, kadınların özgürlük ve eşitlik talebinin üzerine titrediklerini söyledi. İzmir'in kadın şehri kimliğini güçlendirmek için yapılan çalışmalara değindi ve kadınların yaşam hakkını savunmak için ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı.

Soyer, "Bugün, erkek egemen anlayışın dünyamızı getirdiği nokta ortada. Dünyanın gözleri önünde işlenen insanlık suçları, savaşlar, iklim krizi. Doğa katliamları, siyanür dağlarının altında kalan canlarımız. Tüm bunların sebebi kadınların ikinci sınıf insan muamelesi görmüş olduğu renksiz, kısır bir yaşamdır. Erkeklerin hegemonyasıdır. Şiddeti durdurmak için, adaletin ve refahın büyümesi için, umudu yeniden örgütlemeyebilmek için, kadınların öncü olduğu bir yaşama ihtiyacımız var. Bunu başarmak için kadın, erkek, genç, yaşlı. Gönlündeki vicdan ışığını kaybetmeyen kim var ise elini taşın altına koymak zorunda. Biz İzmir'de bu ateşi yüreğimizde hissediyor, kadınların özgürlük ve eşitlik talebinin üzerine titriyoruz. Tüm imkanlarımızla ‘Ya beni bulursa’ diyen, ‘Yaşamak istiyorum’ diyen, yaşamı ve hakları için mücadele eden kadınların sesi olmaktan asla fakat asla vazgeçmeyeceğiz. Şehrimizin kadim kültüründen aldığımız ilhamla, 5 yılda İzmir'in kadın şehri kimliğini güçlendirmek için çok büyük işler başardık. Kadın istihdamını büyüttük. Kadın üreticilerimizin alın terine sahip çıktık. İzmir'in ortak akıl ve ortak vicdan terazisinde her zaman kadın düşüncesine öncelik verdik. Tüm imkânlarımızı kadınların yaşam hakkını savunmak için seferber ettik" dedi

YAŞASIN İZMİR'İN ÖZGÜR VE KUVVETLİ KADINLARI!

Başkan Soyer, Kadın Sığınma Evi sayısını artırmaya yönelik çalışmalardan da bahsederek, kadına yönelik şiddetle mücadelelerinin kararlılıkla devam edeceğini ifade etti. İzmir'in özgür ve kuvvetli kadınları için mücadelelerinin süreceğini belirtti. Soyer, "7 gün 24 saat teyakkuzda olduğumuz Sığınma Evlerimizle, erkek şiddetinin karşısında çelikten bir iradeyle durmaya devam edeceğiz. Bugünkü açılışımız vesilesiyle bir kez daha söz veriyorum. Erkek şiddetinin yerle bir olduğu özgür, adil ve eşit bir yaşama ulaşıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz. Kadınların özgürlük mücadelesi, hepimizin mücadelesidir. Bu mücadeleyi ya kazanacağız ya kazanacağız. Herkes için eşit ve adil bir yaşamı sağlayana kadar asla vazgeçmeyeceğiz. Yaşasın İzmir'in özgür ve kuvvetli kadınları! Yaşasın kadın şehri, özgür ve güzel İzmir" dedi.

KADIN DAYANIŞMASI İÇİN İMECE ÖRNEĞİ

Üzücü günlerin peşinden vatandaşların güzel geri dönüşleri karşısında büyük gurur duyduklarını ifade eden Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, "5 yılda Çiğli Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak kadınlar ne kadar kuvvetli olursa toplum o kadar kuvvetli olur düşüncesi ile yatırımlarımızı ve hizmetlerimizi gerçekleştirdik. Burada kadınlara bir görev düşüyor, bilinçlenmek örgütlenmek. Erkeklere de kadınların yanında durmak düşüyor. Gördüm ki yaşam paylaştıkça güzelmiş. Başkanımız Tunç Soyer bu işleri kalbinden yaşayan bir insan. Bu binanın hayata geçmesinde katkısı olan herkese teşekkürlerimi iletiyorum" dedi.

Programa katılan Tülay Aktaş Gönüllü Kuruluşlar Güç Birliği Başkanı Fatoş Dayıoğlu, "Siyasetten ve politikadan hiç anlamam fakat 30 senenin üzerinde bir süredir sivil toplum içerisindeyim. Bu nasıl bir siyaset? Bu nasıl bir politika ben anlamadım? Çok üzülüyorum böyle bir geçiş döneminde olmaktan. Bizim İzmir’de çalışan güzel başkanlarımız var. Bir dönem daha fırsat verilmeliydi. Sağ olduğumuz müddetçe çalışmalarımıza devam edeceğiz. Gönlünü İzmir’e veren insanlarla devam edeceğiz" dedi. 

İzmir Türk Kadınlar Birliği Başkanı Sevtap Şirin ise, "Söyleyecek çok şey var, Tunç Başkan bizlere sıcak samimi havada bir 5 yıl yaşattı. Çok ses, çok renk ve çok nefesi bir arada yaşattı. Bizi dayanışmayla bir arada tuttu. Ben notlar aldım fakat hiçbirini söylemeyeceğim. Bize birlikte güçlenmeyi hatırlattığınız için teşekkür ediyorum" dedi.

Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD) İzmir Koordinatörü Ayla Çelik ise, "Süreç içerisinde biz alanda çalışan meslek elemanları, gönüllüler ve STK’lar bu hizmet modelinin gerekliliğiyle ilgili durumu savunuyordu. Bu hizmeti İzmir gerçekleştirdi. Bu bir vizyon meselesi. Bu ekibe, Başkanımız Tunç Soyer’e çok teşekkür ediyorum. Burada bir kadın dayanışması, yerel yönetim ve gönüllü dayanışması gerçekleşiyor. Bu hizmet modeli Türkiye’de ilk ve bu modeli oluştururken biz de alan tecrübelerimizi oluşturduk. Çok güzel bir dayanışma örneğiyle bir hizmet modeli ortaya çıktı. İyi ki varsınız iyi ki yollarımız kesişmiş" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Çalışmaları Şube Müdürü Emel Dönmez ise "Türkiye’de bir ilk olan, kadın sığınma evi hizmeti sonrası, can güvenliği riski olmayıp, çalışma hayatına atılan kadınların belirli bir süre daha desteklenmesini hedefleyen Geçici Kadın Barınma Merkezimizden İzmir Büyükşehir Belediyemize ait 2 Kadın Sığınma Evi’nden hizmet alan kadınlar yararlanacak. Kadın sığınma evinden çıkan kadınların ücretsiz olarak kalabilecekleri bir düzce merkez bu. Burada psiko-sosyal destek alırken, bağımsız yaşama geçişlerinde de Bizİzmir üstünden ücretsiz eşya desteğinden yararlanabilecekler. 12 yaş üstü çocuğu olanlar Kadın Sığınma Evi’ne alınamadığı için bu durum onlara geçici de olsa bir yuva olacak" dedi.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.