Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Botsalı’dan veda

“1979 Camp David barış Anlaşmalarından sonra Kudüs’ten getirilen zeytin ağacının dikilmiş olduğu UNESCO yerleşkesi içinde "barış meydanı" olarak tanımlanan bir sembol.UNESCO anayasasının, örgütün kurucu statüsünün...

“1979 Camp David barış Anlaşmalarından sonra Kudüs’ten getirilen zeytin ağacının dikilmiş olduğu UNESCO yerleşkesi içinde "barış meydanı" olarak tanımlanan bir sembol.UNESCO anayasasının, örgütün kurucu statüsünün birinci maddesinde kayıtlı olan ''savaşlar insanların zihinlerinden doğduğu cihetle barışın mevzilerinin de yine insanların zihinlerinde inşa edilmesi gerekir’ temel şartının bütün birleşmiş milletler resmi dillerinde üzerinde kazınmış, işlenmiş olduğu duvar.. UNESCO’nun dünyada kültür ve eğitim yoluyla, yumuşak güç, (soft power) yoluyla barışın tahkim edilmesi ve kalıcılaştırılması misyonunu temsil ediyor.'' diyen Botsalı, UNESCO’nun zor bir dönemden geçtiğini, bu örgütün  2. Dünya Savaş’ından sonra uluslararası ilişkilerin barışçıl yöntemlerle sürdürülmesini temin etmek için kurulan mekanizmaların önemli aktörlerinden, unsurlarından birisi olduğunu belirtti. 
Botsalı, “Biz ilk kurucu 20 üye arasında yer alan bir ülke olarak UNESCO’da hep saygı ve itibar gördük. Kültür ve tarih mirasıyla, doğal ve kültürel miras alanlarında Türkiye, UNESCO’nun 195 üyesi arasında hakikaten öncü ve lider sayılan belki ilk onbeş ülke arasında zikrediliyor.'' dedi. 

Botsalı konuşmasının devamında şunları kaydetti “UNESCO’ya geldiğimde Dünya Miras Listesinde kayıtlı 11 alanımız vardı. Görev dönemimde buna 5 alan daha eklendi. Efes, Bergama, Bursa Cumalıkızık, Diyarbakır surları, Hevsel bahçeleri ve en nihayet son olarak bu yıl ev sahipliği yapmış olduğumuz Dünya Miras Komitesinin 40. toplantısında, temmuz ayında İstanbul’da ve hatta menfur darbe girişiminden 2 gün sonra yeniden komiteyi bir araya getirmeyi başardığımız aşamada kabul edilen Ani tarihi harabeleri var.

 Hükümetimiz başından beri UNESCO’nun bütün çalışmalarına aktif katkıda bulunmaya çalışıyor. Kültürde gösterdiğimiz başarıyı eğitimde ve bilimde de sergileyebilirsek, ortaya koyabilirsek, UNESCO içinde Türkiye’nin görünürlüğü ve prestiji yükselecektir. Hem de UNESCO yoluyla uluslararası sisteme, uluslararası, barışa yumuşak gücümüz, kültür ve eğitim yoluyla insanlık barışına katkıda bulunma kabiliyetimiz artacak. 

Hükümetimizin belirlemiş olduğu geçici listemizde 69 tarihi ve kültürel ve doğal alan var. Ama bunlar arasında kısa vadede hemen gündemimizde olan, 2017 yılında Polonya’da yapılacak olan 41. Dünya Mmiras Komitesi toplantısında Afrodisias kültürel alanımızın dünya miras listesine girmesini hedefliyoruz. 

Dünya somut olmayan kültür mirasında, bu sene kasım ayında Etiyopya’da Addis Ababa’da 11. Toplantıda çini sanatı ile lavaş geleneğimizin dünya somut olmayan kültür mirasına girişi söz konusu. 

Geçici listemizde 69 yer var, bunlar arasında Kızılırmak Deltası gibi önemli doğal alanlar da yer alıyor.'' 

“İstanbul kara listedeydi'' 
İstanbul’un tehlikeye düşen dünya mirası listesine alınması sürecinden bahseden Botsalı:
“İki yıl önce İstanbul tarihi yarımadasının yeni yapılanma ve mega projelerin tarihi silueti ve eserlerin dokusunu bozduğu gerekçesiyle kara listeye alınması tehlikeye düşen dünya mirasına indirgenmesi riski ortaya çıkmıştı. 
Yerel makamlar, yönetimler, belediye ve Kültür Bakanlığımızın işbirliğiyle İstanbul’un iştiari organlar nazarında stratejik ortak statüsüne yükseltilmesi suretiyle geleceğe dönük projelerde geçmişin hatalarından alınan dersler ve UNESCO kriterlerinin İstanbul kriterleri haline getirilmesi yoluyla bu tehlikeyi bertaraf ettik. Bu çok önemli.  
Dünya Miras Komitesi toplantısının İstanbul'da yapılmış olması Türkiye’nin başkanlığında bir yıl süre ile çalışmalarını sürdürmesi gene bir prestij vesilesidir.'' dedi. 

“Terör saldırılarına rağmen…'' 
Terör saldırılarının olumsuz etkilerine değinen Botsalı, “Atatürk Hava Limanı’nın menfur bir terörist saldırıya uğramasından on gün sonra, 10-20 temmuz tarihleri arasında Dünya Miras Komitesinin uluslararası toplum ve kuruluşların direnişine ve çekincenlere rağmen yapılabilmiş olması çok büyük bir başarıdır. 
Toplantının tam ortasında 15 Temmuz menfur darbe teşebbüsü vuku buldu. Darbe teşebbüsünden bir gün sonra Komite bir gün süreyle çalışmalarını askıya aldı. Sonra tekrar toplandı. Bu da hükümetimizin idari ve güvenlik sistemlerimizin çalışmaları bakımından iftihar edilecek bir şey. O krizin derinliğine rağmen komite çalışmalarının büyük bölümünü tamamladı.'' dedi. 

Türkiye Cumhuriyeti UNESCO Daimi Temsilcili Büyükelçi Hüseyin Avni Botsalı görevini devrederken son olarak şunları kaydetti 
“UNESCO’da bir görev dönemini kapatırken ben bana emanet edilen bayrağı teslim aldığım noktadan, Türkiye Cumhuriyetinin büyüklüğüne; Türk ulusunun yüce melekelerine uygun bir seviyeye tümüyle eriştiremesem de yaklaştırabildiğim ümit ve inancındayım. Bundan büyük bahtiyarlık duyuyorum. Sizlerle her vesile ile birlikte olmaktan her zaman büyük hem onur duydum hem zevk duydum. Bizim işimizi hep kolaylaştırdınız. İyi ki varsınız. UNESCO daimi temsilciliğinin UNESCO’da Türkiye’nin rolünün her zaman yükselmeye devam edeceğini düşünüyorum. Ve buna samimiyetle inanıyorum.''

">

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Dünya Haberleri

Britney Spears ve Sam Asghari'ye ne oldu?
"Gazze'nin yeniden inşası 40 milyar dolardan fazlaya mal olacak"
Gazze'deki Yeniden İnşa: UNDP'nin Uyarısı ve Al Dardari'nin Değerlendirmesi
İsrail'den BM Genel Sekreteri'ne Sert Tepki: Gazze'deki Toplu Mezarlar Açıklamasını Reddediyor
Sırbistan'da Yeni Bir Hükümet Kuruldu!