1953 yılında Nuri Cıngıllıoğlu'nun öncülüğünde, çoğunluğu demircilerden oluşan 79 ortakla kurulan Demirbank, Türkiye'nin tanınmış finans kuruluşlarından biri olarak yıllarca faaliyet gösterdi. İlk şubesini İstanbul'da açan Demirbank, 1960'larda şube sayısını hızla artırdı. Bu dönemde, kuruculardan Nuri Cıngıllıoğlu'nun bankanın büyümesinde büyük emekleri olduğu biliniyor.
NASIL İFLAS ETTİĞİ YILLAR SONRA ORTAYA ÇIKTI
Demirbank, demir sektöründe oldukça etkili bir banka olmayı başardı ve 1970'li yıllarda farklı sektörlere yatırım yaparak faaliyet alanlarını genişletmeye çalıştı. Ancak 1980'lerde yaşanan askeri darbe sonrasında alınan ekonomik kararlar bankacılık sektörünü ve dolayısıyla Demirbank'ı olumsuz yönde etkiledi.
Türk ekonomisinin dışa açılması ve serbestleşmesi, rekabeti artırdı ve Demirbank'ı da zorlamaya başladı. Sıkı denetimlerin gevşemesi ve faiz oranlarının serbest bırakılmasıyla bankacılık sektöründeki rekabet kızıştı. Bu süreçte, 1988 yılında Halit Cıngıllıoğlu'nun Demirbank'ın başına geçmesiyle banka hızlı bir büyüme dönemi yaşadı.
DEMİRBANK'IN YÜKSELİŞİ VE DÜŞÜŞÜ
1990'larda Türkiye'nin en büyük bankalarından biri haline gelen Demirbank, 2000 yılında yaklaşık 200 şubeye ulaşarak ülkenin beşinci büyük bankası oldu. Ancak, o dönemde Türkiye ekonomisinde yaşanan sorunlar ve faiz oranlarındaki dalgalanmalar bankayı zor durumda bıraktı.
EKONOMİK DALGALANMALARIN ETKİSİ
Yatırımcılar için büyük riskler ve fırsatlar barındıran bu dönemde, Halit Cıngıllıoğlu'nun yönetiminde Demirbank, büyük bir bono ve tahvil portföyü oluşturdu. Türkiye'nin IMF ile yaptığı anlaşmaların etkisiyle ekonomideki değişimlerden yararlanan Demirbank, başlangıçta büyük kazançlar elde etti. Ancak, 2000'li yılların başında ekonomide yaşanan dengesizlikler bankanın aleyhine döndü.
FAİZLERİN YÜKSELİŞİ DEMİRBANK'I SARSTI
Enflasyonun ve faizlerin yükselmesi, Demirbank'ın devasa bono ve tahvil portföyünün değer kaybetmesine neden oldu. Bu süreçte, kaçınılmaz sonun önüne geçmek amacıyla sürekli olarak bu araçlara daha fazla yatırım yapan Demirbank, portföyünü daha da genişletti ve bu durum adeta bir saatli bomba haline geldi. Ayrıca, bankanın mali sıkıntıda olduğu söylentilerinin yayılması ve diğer bankaların Demirbank'a kredi verme koşullarını ağırlaştırması, bankanın likidite krizine girmesine yol açtı.
KRİZİN AYAK SESLERİ
Faizlerin aşırı yükselmesi, yatırımların değerini düşürürken borçlanma maliyetlerini de artırdı. Bu dönemde sinsice gelen kriz, Demirbank'tan önce iki bankanın batışına neden oldu ve krizin etkilerini daha da tetikledi.
KAÇINILMAZ SON: TMSF DEVRİ
Artık dayanma gücü kalmayan Demirbank, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredildi ve bu devir, başka bankaların batışını tetikleyerek Türkiye tarihinin en büyük krizlerinden birinin yaşanmasına yol açtı. Sonunda, Demirbank HSBC tarafından satın alındı.