Türkiye'nin 31 Mart'taki yerel seçimleri, enflasyonun zirve yaptığı bir döneme denk geliyor. Ekonomistler, seçim sonrasında vergi artışları ve sıkı para politikalarıyla ekonomik zorluklar öngörüyor. Döviz kurlarının seyri ise merakla bekleniyor.
Türkiye'nin 31 Mart'ta gerçekleşecek yerel seçimlerine enflasyonun tavan yaptığı bir dönemde gireceği ve seçim sonrasında vergi artışlarıyla birlikte zorlu bir ekonomik sürece gireceği öngörülüyor. Ekonomistler, seçim sonrasında dikkatlerin para ve maliye politikalarının sıkılaşmasının yanı sıra döviz kurlarının seyrine çevrileceğini tahmin ediyorlar.
Londra merkezli Bluebay Asset Management kıdemli analisti Timothy Ash, Türkiye'nin enflasyonla mücadelede sıkı para ve maliye politikaları izlemesi gerektiğini belirtiyor. Bu durumun, daha yüksek faiz oranları ve derin vergi artışlarını beraberinde getirebileceğini ifade ediyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de iç talebin kontrol altına alınması gerektiğini vurguluyor.
Merkez Bankası'nın döviz rezervlerindeki azalış endişe yaratırken, Türklerin yerel seçimlerin peşinden büyük bir devalüasyon yaşanacağına dair beklentileri güçleniyor. Londra merkezli Capital Economics'te gelişmekte olan piyasalar kıdemli ekonomisti Liam Peach'e göre, Merkez Bankası'nın faiz artışları geçici destek sağlasa da TL'deki değer kaybının sürmesi bekleniyor.
Maliye politikasında daha fazla sıkılaşma ve vergi artışlarıyla birlikte bütçe açığının kısıtlanması öngörülüyor. Peach'e göre, Türk Lirası'nın önümüzdeki yıl içinde dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor, ama bu durumun dış rekabet gücünü korumasına ve yatırımcıların güveninin devam etmesine katkı sağlayabileceği ifade ediliyor.