Yüksek Seçim Kurulu'nun kararıyla mazbatası verilmeyen DEM Parti adayı Abdullah Zeydan'a ilişkin tartışmaya Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum da katılarak gözdağı verdi.
Van İl Seçim Kurulu, en çok oy alan ikinci sıradaki AKP adayı Abdullah Arvas'a mazbatayı verme kararı almıştı.
Tepki çeken karar birçok ilde protesto edilirken, DEM Parti'nin YSK Temsilcisi Mehmet Rüştü Tiryaki, YSK'nın Van İl Seçim Kurulu'nun kararını iptal ederek mazbatanın Abdullah Zeydan'a verilmesine karar verdiğini duyurdu. Tiryaki, YSK'ya yapılan itirazın oy çokluğu ile kabul edildiğini belirtti.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı dahil birkaç AKP'li, Van'daki gelişmeleri eleştiren paylaşımlar yapmıştı. Yazıcı, Van'daki krizi "cinnet hali" olarak tanımladığı bir paylaşım yapmıştı, ancak daha sonra bu paylaşımı kaldırmıştı.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Twitter hesabından Van'daki tartışmalı mazbata süreci ile ilgili bir paylaşım yaptı.
‘MİLLİ DEVLET İRADESİ HADDİNİ BİLDİRİR’
Uçum paylaşımında şu sözlere yer verdi:
"Herkes kendi cephesinden Van sürecini değerlendiriyor, anlaşılabilir. Ancak batıcı ve neo-liberal iç kesimlerin hevesleri kursaklarında kalacak. Türkiye toplumu yerel seçimlerde iktidara bir istikamet çizdi, bunu Devlet çok iyi okudu. Bu seçim neticelerini Türkiye’yi batının egemen güçlerine teslim edilme koşullarını oluşturduğu şeklinde okuyanlara Milli Devlet iradesi haddini bildirir.
Van süreci tamamen hukuki bir süreç olarak yaşandı. Ama bu hukuki süreci daha tamamlanmadan "ayaklanma" çağrılarıyla istismar eden terör örgütünü ve legal görünümlü uzantılarını meşrulaştırmaya çalışanların Devlet de Toplum da farkında.
‘VAN OLAYINDA ALDIKLARI TUTUM KAYDEDİLDİ’
Muhalefetin tüm aktörlerinin ve daha çarpıcısı iktidar içinde yer aldığı kabul edilen ve neo liberal zehirle zihin dünyalarını batıcılığa teslim etmişlerin Van olayında aldıkları tutumların kaydedildiğini de herkes fark eder. Nihayetinde Van mevzusunda YSK kişinin itirazını kabul etmiş ve hukuki süreç, kişinin lehine neticelenmiştir. Ama buna rağmen bu süreç üstünden halen daha ayaklanma stratejilerinin peşinden koşanların gerçek niyetlerinin demokrasi ve seçmen iradesiyle ilgili olmadığı, Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik saldırı planlarının bir parçası olduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır. Bu aldatmaya kananların, bu oyunu görmeyenlerin ve kendilerini demokrasi havarisi sayanların hali ise ibretliktir.
İşin hukukuna gelince Terör Örgütü propagandası suçundan Yargıtayca onanan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası sebebiyle yasaklı hakların iadesinin söz konusu olamayacağını fakat bunun nasıl olduğunun da değerlendirileceği de not edilmelidir.
Son söz: İyi niyetli ve hakiki demokrat olan hiç kimse Türkiye’nin 2024 yerel seçimlerinin dünyaya demokrasi dersi verdiğini asla inkar edemez. Van seçiminde YSK kararı bu dersin etkili örneklerinden biridir."