Uğur Dündar’dan Ecevit anısı: ‘Tam kapıyı açmak için uzandığımda karşımda…’

Usta Gazeteci Uğur Dündar, Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit ile yaşadığı bir anıyı kaleme aldı.

Usta Gazeteci Uğur Dündar, Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit ile yaşadığı bir anıyı kaleme aldı.

Sözcü Gazetesi yazarı usta Gazeteci Uğur Dündar, Eski Başbakan merhum Bülent Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit'in vefatı sonrası bugün köşesinde Ecevit ailesi ile yaşadığı bir anıyı kaleme aldı.

Uğur Dündar'in kendisini şaşırtan Bület Ecevit anısını anlattığı "Sonsuz aşk!" isimli köşe yazısı şöyle:

"70'li yılların ilk yarısı…

TRT Ankara Televizyonu'nda programlar hazırlayıp sunuyorum.

Bir bayram öncesi TRT'nin efsanevi Genel Müdürü İsmail Cem aradı.

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in eşi Rahşan Hanım'ın kurucusu olduğu Köy Derneği'nin bir etkinliği için beni çağırdıklarını söyleyerek “Uğur Bey, Rahşan Hanım sizi seviyor, takdir ediyor. Köy Derneği'ne yardım için bir gece düzenlemişler, acaba siz de katılıp bir şeyler söyler misiniz?” diye sordu.

“Efendim, ben TRT'de çalışan bir devlet memuruyum. Böyle bir etkinlikte sahneye çıkmam eleştiri alabilir. Sizi, beni ve kurumumuzu kamuoyu önünde zor durumda bırakabilir” dedim.

“Peki o zaman siz kendiniz bunu münasip bir şekilde anlatın, zira yanlış yorumlayabilirler” dedi.

Akşam saatlerinde Başbakanlık'tan bir araba gelip, dünyaca ünlü keman virtüözü Suna Kan ve eşi Faruk Güvenç'in evlerine götürdü.

Meğer Rahşan ve Bülent Ecevit konuklarıymış.

Kuru fasulye, pilav ve biradan oluşan yemeğe beni de davet ettiler. Teşekkür ederek kısa süre önce yemeğimi yediğimi ama lütfederlerse bir sade kahve içebileceğimi belirttim.

Kahvemi yudumlarken, Köy Derneği gecesiyle ilgili kaygılarımı anlattım, büyük bir anlayışla karşıladılar.

Ayrıca televizyon programlarımdan örnekler vererek övgüyle söz ettiler.

Şakaların havada uçuştuğu unutulmaz dakikalarla dolu yemeğin sonunda “Efendim, daha fazla rahatsız etmeden sizi baş başa bırakayım” diyerek izin istedim.

Başbakan Bülent Ecevit “Olur mu Uğur Bey, biz de kalkıyoruz. Sizi evinize kadar bırakırız…” dedi.

Şaşırmıştım.

“Aman efendim, çok mahcup olurum” dediysem de ısrarından vazgeçiremedim.

Aşağıya indiğimizde iri yarı Koruma Müdürü Mümtaz Karaduman kapıda bekliyordu. Çevrede başka hiçbir koruma ve araç görünmüyordu.

Başbakan'ın makam otosu, siyah renkli Renault marka stationwagon model bir otomobildi.

Hiç unutmuyorum, beni ön koltuğa oturttular.

Koruma müdürü de bagaja geçti!

Bu şekilde Kennedy Caddesi'ndeki evimin önüne kadar geldik.

Tam kapıyı açmak için uzandığımda karşımda Başbakan Ecevit'i buldum.

Benden önce davranmış, inip kapımı açmıştı.

Rahşan Hanım içeriden “Zahmet ederek oraya kadar geldiniz, size çok teşekkür ederiz Uğur Bey” diyordu.

Karşılıklı iyi geceler, güzel bayramlar diledikten sonra onları uğurladım.

Gecenin karanlığında ilerleyen makam aracının ardından bakakalmıştım.

Biz böyle tevazu sahibi başbakanlar da gördük.

Nereden, nereye!..

Meğer ne güzel günlermiş onlar…

Rahşan Hanım'ın vefatıyla tekrar birbirine kavuştular.

Sonsuz aşkın kahramanları nurlar içinde yatsınlar…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.